Etiket: Milli Eğitim Bakanlığı

  • Bakanlık önünde ‘bütçe’ protestosu: MEB’in önceliği yine dini eğitim

    Bakanlık önünde ‘bütçe’ protestosu: MEB’in önceliği yine dini eğitim

    Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, ”2025 yılı için öngörülen MEB bütçesi ile eğitim sisteminde yapısal hale gelen fiziki altyapı, öğretmen, idari ve akademik personel açıkları, araç gereç gereksinimi ve benzeri sorunların ve ihtiyaçların karşılanabilmesi mümkün değildir. MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı iki kattan fazla arttırılmalı ve OECD ortalamasına çıkarılmalıdır” dedi.

    Eğitim-Sen, Bakanlığın 2025 yılı bütçesini MEB önünde düzenledikleri eylemle protesto etti.

    Eğitimciler ”Savaşa değil eğitime bütçe” , ”Sermaye değil eğitime bütçe”, ”Eğitime bütçe Diyanet’e değil”, ”Susma haykır, mülakata hayır” sloganları attı.

    Eğitim-Sen Genel Başkanı Irmak burada yaptığı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025 bütçesinin eğitimde yaşanan yapısal sorunları çözmekten uzak ve kamuoyunu yanıltma amaçlı olduğunu söyledi.

    Irmak, “Eğitime erişimde yaşanan sorunlar, okulların temizlik başta olmak üzere en temel ihtiyaçları, eğitim emekçilerinin mesleki ve ekonomik sorunları ve kamusal eğitimin güçlendirilmesi gibi hayati konular, Bakanlığın gündeminde yine yer bulmamıştır’’ dedi.

    ”Bakanlığın bilinçli bir tercihi olarak çözümsüz bırakılmıştır”

    Bakan Tekin’in, bütçe sunuşunda eğitime ayrılan kaynağın arttığını övünerek vurgulasa da bu artışın büyük bir kısmının zorunlu harcamalara gittiğini, eğitim yatırımlarına ayrılan payın ihtiyacın çok gerisinde kaldığını belirten Irmak, şöyle devam etti:

    “Örneğin 2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken, 2025 bütçesinde bu oran sadece 9,73 olarak belirlenmiştir. Bakan Bey’in taşımalı eğitim uygulamasından yararlanan öğrenci sayısı üzerinden kurduğu cümleler kamuoyunu yanıltma amaçlıdır. 2024-2025 eğitim-öğretim yılında uygulanmaya başlanan tasarruf tedbirleri ile yaklaşık yüzde 30 oranında öğrenci taşımalı eğitim kapsamından çıkarılmış, bazı bölgelerde servisler tamamen kaldırılmıştır. Zaten sorunlu bir uygulama olan taşımalı eğitimin sınırlandırılması, özellikle kırsal bölgelerdeki çocukları eğitimden koparmıştır. Bu durum, özellikle kız çocuklarının eğitime erişimini adeta baltalamaktadır. Bakan Bey’in öve öve bitiremediği ücretsiz ders kitapları ise içeriği itibarıyla yetersiz ve eğitimin niteliğini düşüren unsurlar barındırmaktadır. Bu sorunlar, Bakanlığın bilinçli bir tercihi olarak çözümsüz bırakılmıştır.

    ”Bakanlık, adaletsiz uygulamalarla yeni mağduriyetler üretmeyi sürdürüyor”

    2025 bütçesinde öğretmenlerin mali ve özlük haklarına dair tek bir vurgunun bile olmaması düşündürücüdür. Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nun ayrıştırıcı ve huzursuzluk yaratan etkileri, güvencesiz ve düşük ücretli çalışma koşulları altında ezilen öğretmenlerin sorunları hiçe sayılmıştır. Ataması yapılmayan öğretmenler yok sayılmaya devam ederken, dün açıklanan mülakat sonuçları sonucunda atama bekleyen binlerce arkadaşımız mülakat mağduru olmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı haksız ve adaletsiz uygulamalarıyla yeni mağduriyetler üretmeyi sürdürmektedir.

    ”MEB’in önceliği yine dini eğitim”

    MEB bütçesi, devlet okullarının temel ihtiyaçlarını görmezden gelirken, MEB’in önceliği yine dini eğitim olarak öne çıkmaktadır. Öğretmen açığı, altyapı eksiklikleri, kalabalık sınıflar ve temizliğe dair kronik sorunlar acil çözüm beklerken, dini eğitim kurumlarının ihtiyaçlarının daha fazla önemsenmesi dikkat çekicidir. 2020 yılında Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne ayrılan bütçe 10,1 milyar TL iken, 2021’de 11,9 milyar lira, 2022 yılında ise neredeyse iki katına çıkarak 20,6 milyar lira olmuştur. 2023 yılında Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün harcaması 41,7 milyar TL’ye ulaşırken, 2024 yılında belirlenen 79,7 milyar liranın büyük bölümü yılın ilk on ayında harcanmıştır. Söz konusu artış eğiliminin 2025’te artarak devam edeceği anlaşılmaktadır.”

    Irmak, sorunlara çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

    ”2025 yılı için öngörülen MEB bütçesi ile eğitim sisteminde yapısal hale gelen fiziki alt yapı, öğretmen, idari ve akademik personel açıkları, araç gereç gereksinimi ve benzeri sorunların ve ihtiyaçların karşılanabilmesi mümkün değildir. MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı iki kattan fazla arttırılmalı ve OECD ortalamasına çıkarılmalıdır. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay başlangıç olarak en az iki kat arttırılmalıdır. Eğitim kurumlarının bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir bütçe sistemi oluşturulmalı, bütün okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır. Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına son verilmeli, özel okullara aktarılan kaynaklar, destek ve teşvikler devlet okulları için harcanmalıdır’.’

    Öğretmen adayı: ”Komisyonlar bizi acele ettirdi, kul hakkı yendi”

    Öte yandan, mülakat sonuçlarına itiraz eden ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e tepkisini gösteren bir öğretmen adayı ise şöyle konuştu:

    ”Bizler iki gündür Meclis’teydik. Milletvekilleriyle görüştük, derdimizi anlattık. Biz mülakat mağdurlarından süreci dinlediler ve bizlere hak verdiler. Bakan Yusuf Tekin, 45 dakika mülakat yapılacağını söyledi ama olmadı. Bizler mülakatlarda ders anlatmadık. Mülakatlar en fazla 15 dakika yapıldı. Bizi acele ettirdi komisyonlar. Vicdan sahibi olan herkese çağrı yapıyoruz. Kul hakkı yenildi.”

  • MEB bütçesinde okul yemeği polemiği: Konser paralarını getirsinler

    MEB bütçesinde okul yemeği polemiği: Konser paralarını getirsinler

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi görüşmeleri, protestoyla başladı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin komisyona gelişinde tokalaşma sırasında milletvekillerinin tepkileriyle karşılaştı. Öğrencilere ücretsiz öğle yemeği verilmemesine tepki gösteren milletvekilleri, Bakan Tekin’e eğitimle ilgili yaşanan sorunları hatırlattı. CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, yanında getirdiği süt, mandalina ve sandviçi Bakan Tekin’e göstererek “Bu, öğrencilerimize ücretsiz olarak günlük verilebilecek besinler” dedi. Bakan Tekin de “CHP’li belediyeler önce konserlere harcadıkları paraları getirsinler” karşılığını verdi.

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi görüşülmeye başlandı. Bütçede, Yükseköğretim Kurulu, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ve üniversitelerin bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları ile Yüksek Öğretim Kalite Kurulu’nun bütçe ve kesin hesap raporları ele alınacak.

    Bakan Tekin, komisyonda muhalefet milletvekillerinin protestolarıyla karşılaştı. Muhalefet milletvekillerinin oturdukları masalarda sandviç, süt ve mandalina yer aldı.

    “CHP’li belediyeler önce konserlere harcadıkları paraları getirsinler”

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, komisyona katılım sağlayan milletvekillerini selamlamak için muhalefet sıralarına doğru yöneldiğinde muhalefet milletvekilleri, eğitimde yaşanan sorunları dile getirerek, Bakan Tekin’e tepki gösterdi.

    Okullarda ücretsiz öğle yemeği verilmesi taleplerini Bakan Tekin’e hatırlatan CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, elindeki meyve ve sütü göstererek, “Bu, öğrencilerimize ücretsiz olarak günlük verilebilecek besinler” dedi. Bakan Tekin ise Akay’a “CHP’li belediyeler önce konserlere harcadıkları paraları getirsinler” şeklinde karşılık verdi. Bunun üzerine CHP’li milletvekilleri, “Bu bütçe niye var Sayın Bakan” diye tepki gösterdi.

    Okullarda ücretsiz öğle yemeği verilmesi taleplerini yineleyen CHP milletvekilleri ile AK Partili milletvekilleri arasında da sözlü tartışmalar da yaşandı.

    “Çocuklar okula aç gidiyorsa bunun bedelini devlet ödemeli”

    CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, AK Parti sıralarına doğru “Bu, devletin görevi arkadaşlar. Çocuklar okula aç gidiyorsa bunun bedelini devlet ödemeli. Türkiye’nin her yerinde vereceğiz” şeklinde tepki gösterdi. Verilecek ücretsiz yemeğin maksimum 50 lira tutacağını söyleyen CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “Devlet veremiyorsa CHP’li belediyeler öğrencilere ücretsiz bir öğün yemek vermeye hazır” dedi.

    CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu ise, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın “CHP’li belediyeler borçlarını ödemeli” çağrısını hatırlatarak, “CHP’li belediyeler okulları temizlemeye hazır, çocukları doyurmaya hazır ama ne yazık ki haciz işlemleri yapmaya çalışıyorsunuz” dedi.

    AK Partili milletvekilleri de CHP’li milletvekillerine “Siz önce İzmir Körfezi’ndeki kirliliği temizleyin, konserlerin hesabını verin” diye tepki gösterdi. CHP’li Ağbaba da “750 milyon dolar Melih para harcadı, onun hesabını verin. Utanmadan laf atıyorsunuz, Ankara’yı soydunuz soğana çevirdiniz. Bir Milli Eğitim düşün ki bir sütü çocuğa çok görüyor” diye tepki gösterdi.

  • Gölge Bakan Suat Özçağdaş’tan Bakan Tekin’e: Ne olursa istifa edeceksiniz?

    Gölge Bakan Suat Özçağdaş’tan Bakan Tekin’e: Ne olursa istifa edeceksiniz?

    CHP İstanbul Milletvekili ve Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin döneminde okullarda 11 çocuğun hayatını kaybettiğini belirterek Bakan Tekin’e istifa çağrısında bulundu. Özçağdaş, “Temizlik işini başaramamış iktidara ‘güvenliği sağlayın’ diyoruz. İbrahim Okutgan adlı öğretmen şiddet mağduru olarak hayatını kaybetti, Mehmet Eren Parlak isimli öğrencimiz bir başka öğrenci tarafından öldürüldü. Teknik personel olmadığı için Sibel Turan, Miray Arslan öldü. Sizin Bakanlığınızda 11 çocuk öldü. Ben, sizin koltuğunuzda oturuyor olsaydım bir çocuk iş kazasında öldüğünde istifa etmiştim. Siz ne olursa, ne yaşanırsa istifa edersiniz” diye sordu.

    TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş’un başkanlığında toplandı. Komisyonda, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi görüşülüyor.

    CHP İstanbul Milletvekili ve Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, eğitimdeki sorunlara dikkat çekerek Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e istifa çağrısında bulundu.

    “Türkiye’de her 5 öğrenciden 1’i hem okuduğunu anlamada, basit matematik işlemleri yapmada sorunlar yaşamaktadır”

    Özçağdaş, şunları söyledi:

    “18,7 milyon öğrenci var. Bunların 15 milyonu örgün eğitimde, 1,6’sı özel eğitimde. Özel eğitimde olan öğrencilerin sayısını artırmak başlıca marifetlerinizden biri çünkü Türkiye’de nitelikli eğitime ulaşmanın temel yolu artık o eğitimi satın almaktan geçiyor.

    2011-2012’de ilkokullarda okullaşma oranı yüzde 98,9’u, bugün yüzde 95. Ortaokullarda 93,1’den 91.45’e indi. Ortaöğretimde 67,30’dan 87,97’e çıkmış. Ama şöyle bir gerçek var, siz Bakan olduğunuzdan bu yana 91,7’den 87,97’ye düştü. Siz Türkiye’deki çocuklara bir okullaşma bile sağlayamıyorsunuz. Türkiye’de devlet tarafından öğrenci başına yapılan harcama miktarı 3 bin 133 dolar. OECD ortalaması 11 bin 914 dolar.

    Türkiye, 2003 yılından bu yana katıldığı PISA’da fen alanında 424-476, matematik alanında 420-454 ve okuma alanında 428-466 arasında değişen ortalama puana sahiptir. Bu puan aralıkları her üç alanda da temel yeterlik seviyesi olan 2. düzeye karşılık gelmektedir. Buna göre Türkiye, 2003 yılından bu yana her üç alanda da 2. yeterlik düzeyinin üzerine çıkamamıştır. Türkiye’de her 5 öğrenciden 1’i hem okuduğunu anlamada hem basit matematik işlemleri yapmada hem de bilimsel süreç becerileri konusunda sorunlar yaşamaktadır. PIRLS 2021 verilerine göre de Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 14’ü en düşük yeterlik seviyesine dahi ulaşamamıştır ve yüzde 38’i orta yeterlik seviyesinin altında kalmıştır.

    “Temizlik işini başaramamış iktidara güvenliği sağlayın diyoruz”

    Bugün dijital teknolojileri, yapay zekayla bilgi iletişimi konuşmamız lazım ama biz temizlik ve güvenlik konuşuyoruz. Sayın Bakan’ın 19 Eylül’de açıklaması var, iki bakanla konuşmuş, 120 bin İUP personeli alacaklarmış. Yani ayda 8 bin liraya personel alacaklarmış. 19 Eylül’de alacağız diyor, 2 Eylül’de okullar açılmış. Alamadı, alamazsınız çünkü 8 bin liraya kimseyi çalıştıramazsınız. Okulları nöbetleşe öğrenciler, öğretmenler, veliler temizliyor. Siz, okullar açıldıktan 1 ay sonra bile yeterli temizlik personelini istihdam edememiş bir bakansınız ve buraya gelip ‘doğruları konuşun’ diyorsunuz.

    Temizlik işini başaramamış iktidara güvenliği sağlayın diyoruz. İbrahim Okutgan adlı öğretmen şiddet mağduru olarak hayatını kaybetti, Mehmet Eren Parlak isimli öğrencimiz bir başka öğrenci tarafından öldürüldü. Teknik personel olmadığı için Sibel Turan, Miray Arslan öldü. Sizin Bakanlığınızda 11 çocuk öldü. Ben, sizin koltuğunuzda oturuyor olsaydım bir çocuk iş kazasında öldüğünde istifa etmiştim. Siz ne olursa, ne yaşanırsa istifa edersiniz? Araştırma önergelerimizi kabul etmiyorsunuz.

    “Kız çocuklarının okullaşmasıyla ilgili problemler oluşmaya başladı”

    Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tuvaletinden tasarruf olmaz ama taşımalı eğitimden tasarruf olur. 30 kilometrenin üzerinde güçlü iktidarınız taşıma yapmıyor. Kız çocuklarının okullaşmasıyla ilgili problemler oluşmaya başladı. Bursa’da çocuklar taşınmadığı için 5 çocuk traktör kazasında yaralandı, biri hala canıyla cebelleşiyor. Deprem bölgesinde çocuklar 21 santimetrekarelik konteynerde yaşam savaşı veriyorlar. Ulaşımları sağlamaya çalışıyorlar. Siz de Velivizyon dizisinde çocuklara sağlıklı çalışmayı öğretiyorsunuz.

    Eğitim harcamaları bir yılda yüzde 88,8 arttı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, ‘5,4 milyon çocuğa destek veriyoruz’ dedi. PISA’ya göre; öğrencilerin karınları gurulduyorsa, etkili bir şekilde öğrenmeleri pek olası değil. Kantinde tost 50, su 10 lira. Sizin onlara yaptığınız yardım günde 3 lira. Erkek çocukları ayda iki tost yiyemezler, kız çocukları biraz sabrederlerse ayda iki tost yiyebilirler. Deprem bölgesindeki özel okullara 24 bin ile 28 bin 800 lira arasında yardım yaptınız. Onlara var, çocuklara yok. Önerge vereceğiz, 190 milyar lira verirseniz, bütçenin 11,6’sına denk gelecek yıllık yemek giderine.”

  • 20 bin öğretmen ataması için tercihler başlıyor

    20 bin öğretmen ataması için tercihler başlıyor

    Milli Eğitim Bakanlığı, 20 bin sözleşmeli öğretmenlik atamaları için tercih süreci yarın başlıyor. 20 Kasım’a kadar sürecek olan tercih sürecinde sonuçlar 23 Kasım’da açıklanacak.

    Sözleşmeli öğretmenlik atamalarında nefesler tutuldu. 20 bin sözleşmeli öğretmenlik atamaları için 14-20 Kasım tarihleri arasında tercih süreci başlıyor. Son tarih 20 Kasım saat 16.00. Yarın başlayacak olan süreçte, adaylar tercihlerini e-devlet kullanıcı adı ile elektronik ortamda yapacak. Sonuçlar 23 Kasım’da açıklanacak. Atamalarda sınıf öğretmenliği ilk sırada yer alırken, kontenjan dağılımı da yarın belli olacak. Öğretmen atama tercihleri nasıl yapılır? Nelere dikkat etmek gerekiyor? Hangi branşlarda atama yapılacak? Kontenjan dağılımı nasıl olacak?

    İtiraz süreçleri tamamlandı
    Sözleşmeli öğretmenlik atamalarına ilişkin sözlü başarı puanları, mülakatı sonucunun yüzde 50’si ve KPSS puanının yüzde 50’si alınarak hesaplanarak 25 Ekim’de açıklanmıştı. İtiraz sürecinin tamamlanmasıyla netleşen sıralama bilgileri de tercihler esnasında adayların tercih ekranlarında yer alacak.

    Kontenjan dağılımı yarın açıklanacak
    İllere göre kontenjan dağılımının da yarın açıklanması bekleniyor. Edinilen bilgiye göre, dağılımda Şanlıurfa başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu illeri ile İstanbul’a ağırlık verildi.

    En çok atama 3 bin 263 ile sınıf öğretmenliği kadrolarına yapılacak. Onu, 2 bin 499 kontenjan ile özel eğitim öğretmenliği izleyecek. Rehberlik, Din Kültürü ve İngilizce de 68 en çok alım yapılacak diğer branşlar arasında yer alıyor.

    Öğretmen atama tercihleri nasıl yapılır? Nelere dikkat edilmeli?
    Adaylar, kurum tercih başvurularını e-Devlet üzerinden yapacak ve tercih başvurularını onaylatmak üzere herhangi bir ilçe veya il milli eğitim müdürlüğüne gitmeyecek.

    Sözlü sınavda 60 ve üzerinde puan alan adaylar, en fazla 40 (kırk) eğitim kurumunu elektronik ortamda tercih edebilecek. Tercihlerine 40’tan fazla eğitim kurumu açılan adaylar tercih dışı seçenek olarak; “Tercihlerim dışındaki eğitim kurumlarına atanmak istemiyorum.” ya da “Tercihlerim dışındaki eğitim kurumlarına atanmak istiyorum.” seçeneklerinden birini mutlaka işaretleyecekler.

    Sözlü sınavda başarılı olanların atamaları, tercihleri de dikkate alınarak sözlü sınav başarı puanı üstünlüğüne göre elektronik ortamda gerçekleştirilecek.

    Sözlü sınav başarı puanı, KPSS puanının yüzde 50’si ile sözlü sınav puanının yüzde 50’si alınarak hesaplanacak. Sözlü sınav başarı puanının eşitliği halinde KPSS puan üstünlüğü dikkate alınacak; eşitliğin devamı durumunda diploma tarihi itibarıyla önce mezun olmuş olana, bunun aynı olması halinde yaşı büyük olana öncelik verilecek. Eşitliğin bu şekilde de bozulmaması durumunda ise atanacak aday bilgisayar kurası ile belirlenecek.

    Öğretmen atama tercih sonuçlar ne zaman açıklanacak?
    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamada şu bilgileri vermişti:
    “Atama tercihleri, 14 Kasım’da başlayacak ve 20 Kasım 2024 saat 16.00’ya kadar sürecektir. Sonuçlar, 23 Kasım 2024 tarihinde açıklanacak, atama kararnameleri, yasal sürecin tamamlanması ve öğretmenlerimizin görevlerine başlatılması için illere gönderilecektir. Sonuçların değerli öğretmen adaylarımıza, ailelerine ve eğitim camiamıza hayırlı olmasını diliyorum.”

  • Yeni müfredata uygun YKS hazırlığı

    Yeni müfredata uygun YKS hazırlığı

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Bayram Ali Ersoy’u kabul etti. Görüşmede, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” kapsamında hazırlanan “beceri örgüsü” temelli müfredata geçiş yapılmasının ardından 4 yıl sonraki Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) için birlikte yürütülecek çalışmalara ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu.

    Milli Eğitim Bakanı Tekin ve ÖSYM Başkanı Ersoy yeni müfredata uygun YKS hazırlığı için bir araya geldi.

    Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, görüşmede, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” kapsamında hazırlanan “beceri örgüsü” temelli müfredata geçiş yapılmasının ardından 4 yıl sonraki Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) için birlikte yürütülecek çalışmalara ilişkin görüş alışverişinde bulunuldu.

    Bu kapsamda, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin bu yıldan itibaren lise 9. sınıflarda uygulanmaya başlamasıyla birlikte bu öğrencilerin 4 yıl sonra gireceği Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın TYT ve AYT oturumlarındaki sorularının yeni müfredatla uyumlu hale getirilerek hazırlanması konusu istişare edildi.

    Yeni müfredat doğrultusunda yapılacak YKS için MEB ve ÖSYM işbirliğinde yürütülen ve alan uzmanlarının katıldığı çalıştayların sonuç raporlarının değerlendirildiği görüşmede, planlanan diğer çalışmalar da ele alındı.

    Kabulde, şu anda 10, 11 ve 12. sınıf olan öğrencilerin, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nden önceki müfredat dahilinde YKS’ye girecekleri ve bu öğrenciler için herhangi bir değişikliğe gidilmeyeceği de belirtildi.

    Öte yandan, 2025 yılında yapılacak Milli Eğitim Akademisi Giriş Sınavı (MEB-AGS) ve Öğretmenlik Alan Bilgisi Testi (ÖABT) kapsam ve içeriği hakkında da değerlendirmeler yapıldı.

    Görüşmede, Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci de yer aldı.

  • Yusuf Tekin: ‘Tek bir torpil, kayırma olmaksızın mülakatları tamamladık

    Yusuf Tekin: ‘Tek bir torpil, kayırma olmaksızın mülakatları tamamladık

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, CHP milletvekilleri tarafından Milli Eğitim Bakanlığı önünde yapılan oturma eylemine ilişkin, ”Biz mülakat yapacağımızı ifade ettiğimizde bunlar büyük bir heyecanla, torpil, kayırma ve benzeri beklentiler içerisine girdiler. Tek bir torpil, kayırma olmaksızın mülakatları tamamladık. Elleri avuçları boş kalınca arkadaşlarımızın duygularını istismar ediyorlar. Gerçekten yazık. Öğretmen arkadaşlarımızın duygularıyla, onurlarıyla, haysiyetleriyle oynamasınlar. Milletvekili olarak istenen randevulara kapım ardına açık. Ama parti içerisinde oynasınlar diye verilen oyuncak ünvanlarla benden randevu isterlerse, ona kapım kapalı” dedi.

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AK Parti grup toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

    CHP milletvekilleri tarafından Milli Eğitim Bakanlığı önünde yapılan oturma eylemine ilişkin soru üzerine Tekin, şöyle konuştu:

    ”Niye eylem yapmışlar? Mülakatların nesiyle ilgili? Bir kere CHP’li veya başkaları, tavsiyem şu; öğretmen adayı arkadaşlarımızın duygularını istismar etmesinler. Biz mülakat yapacağımızı ifade ettiğimizde bunlar büyük bir heyecanla, torpil, kayırma ve benzeri beklentiler içerisine girdiler. Tek bir torpil, kayırma olmaksızın mülakatları tamamladık. Elleri avuçları boş kalınca arkadaşlarımızın duygularını istismar ediyorlar. Gerçekten yazık. Öğretmen arkadaşlarımızın duygularıyla, onurlarıyla, haysiyetleriyle oynamasınlar. Öğretmen arkadaşlarımızın torpil yapıldığına dair tek bir düşüncesi varsa gerekli itiraz sürecini yürütsünler. Gerekeni yaparız. Kimsenin eylem yapmasına gerek yok. Ellerinde malzeme olmayan insanlar, başkalarının duygularıyla oynuyorlar. Ahlaki açıdan problemli bir yaklaşım.’’

    “Verdikleri unvanlar, parti içi unvanlar. Benden o unvanla randevu isteyen kişiye randevu vermeyeceğimi söyledim”

    Bakan Tekin, kendisinden randevu istenmesi durumunda CHP’li milletvekilleriyle görüşüp görüşmeyeceği sorusuna şöyle yanıt verdi:

    ”Ben daha önce de söyledim, parti içerisinde birilerine oynasın diye verilen makamlar, koltuklar… Parti içerisinde oyuncak yapsınlar, orada oynasınlar. Partinin dışında oyuncakların şarjı bitiyor. Oynanmıyor onlarla. Bizden randevu istiyorlarsa milletvekili olarak randevu istesinler. Oradaki oyuncaklarıyla gelip, başkalarının duygularıyla oynamasınlar. Verdikleri unvanlar, parti içi unvanlar. Benden o unvanla randevu isteyen kişiye randevu vermeyeceğimi söyledim. Ama ben demokrasi, siyaset bilimi çalışmış bir insanım. Yasamanın, milletvekillerinin bu anlamda önemine gerçekten dikkat çeken bir akademisyenim. Milletvekili olarak istenen randevulara kapım ardına kadar açık. Ama parti içerisinde oynasınlar diye verilen oyuncak unvanlarla benden randevu isterlerse, ona kapım kapalı.”

  • CHP’den mülakata karşı MEB önünde oturma eylemi

    CHP’den mülakata karşı MEB önünde oturma eylemi

    CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş başkanlığındaki CHP heyeti, öğretmen atamalarındaki mülakat skandalına dikkati çekmek için Milli Eğitim Bakanlığı önünde oturma eylemi başlattı. Özçağdaş, “Sabaha kadar bir uyarı için oturma eylemi gerçekleştireceğiz. Sabah Sayın Bakan’a istifası için bir belge sunacağım. Ardından da Ankara Adliyesi’ne giderek Bakan’la ilgili görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunacağız” dedi.

    CHP Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu milletvekilleri ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Milli Eğitim Bakanlığı önünde oturma eylemi başlattı. Öğretmen atamalarında yaşanan mülakat skandalına dikkati çekmek için başlatılan eyleme, çevredeki yurttaşlar ile akademisyenler, eğitim uzmanları, eğitim sendikaları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri destek verdi.

    Bakanlık önünde basın açıklaması yapan Özçağdaş, şunları söyledi:

    “Bugün 29 Ekim. Cumhuriyetimizin 101’inci yılı. Ülkenin dört bir yanında Cumhuriyetimizi coşkuyla kutladık. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu bu Cumhuriyet 101’inci yılına ulaştı. İlelebet devam etmesi için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Geçtiğimiz hafta içerisinde terör olayında şehitlerimiz oldu. Ankara’da yurttaşlarımızı kaybettik. Ondan önceki dönemlerde kadınlarımız, çocuklarımız, gençlerimiz, can dostlarımız Türkiye’nin dört bir yanında şiddet olaylarının ardı arkası gelmedi. Ancak İstanbul’da Cumhuriyet Halk Partisi olarak buna itiraz ettik. ‘Korkmuyoruz’ dedik. ‘Bu Cumhuriyet aziz şehitlerimizin kanlarıyla, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının ferasetleriyle kuruldu’ dedik ve bugün büyük bir coşkuyla Cumhuriyeti kutladık. Bugün saat 22.00’de buradayız. Çünkü mülakatların sonuçları saat 22.00’de açıklandı. O yüzden bu saatte buradayız. Milli Eğitim Bakanlığı’nın önündeyiz. Çünkü gençlere bunları yaşatanlar işte bu bakanlıkta, bu binada, bu haksızlığı üretmeye devam ediyorlar. O yüzden Milli Eğitim Bakanlığı’nın önündeyiz.

    ‘Bir ülke Cumhurbaşkanı’na güvenemeyecekse kime güvenecek?’

    Kamuoyunun gözü önünde büyük bir zulüm gerçekleşiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 11 Nisan 2023’te ‘mülakatları kaldırıyoruz’ dedi. 12 Mayıs 2023’te dönemin Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’e ‘gerçekten mi?’ diye sorulduğunda, ‘Evet artık KPSS’yle alacağız’ dendi. AKP iktidar olduğunda 68 bin olan atanmayan öğretmen sayısı bir milyona ulaşmıştı ve Adalet ve Kalkınma Partisi’nin seçim öncesinde gençlere, genç öğretmenlere en büyük vaatlerinden birisi buydu. Yurttaşlarımız güvendiler. Sonuçta siyasilerin verdikleri söze güvenmek durumundaydılar ama seçimlerden sonra hiçbir şey olmamış gibi Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ‘mülakatları yapacağız’ dedi ve ‘mülakatları eskisi gibi yapmayacağız, mülakatları, mülakat gibi yapacağız’ dedi. Şimdi ben buradan öncelikle Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a Sadece 11 Nisan 2023’teki sözünü hatırlatmıyorum. 1 Nisan 2023’te ‘Biz verdiği sözü göreve gelince unutanlardan, sandık ufukta görününce vaat bohçasını açıp seçim sonrası üzerine yatanlardan değiliz. Biz sözüne, kavline sadık, vaatlerinin arkasında duran Cumhur İttifakıyız. Milletimizin beklentilerini boşa çıkarmamakta kararlıyız’ demiş. Bir ülke Cumhurbaşkanı’na güvenemeyecekse kime güvenecek? Sayfa 345’te seçim vaadiniz duruyor. Siz bu ülkenin genç öğretmenlerine mülakatı kaldırdığınızı söylediniz. Yetmedi bakanınız söyledi. ‘Biz mülakatları mülakat gibi yapacağız’ dediniz. Bu ne demek? ‘Biz 22 yıldır yanlış işler yaptık. 22 yıldır partizanca davrandık. Şimdi böyle yapmayacağız’ Bu bir itiraftır.

    ‘Hemşehrilik duygusuyla, sempatiyle bazı mülakat heyetleri çok yüksek puanlar verdiler’

    Mülakatlar için tedbirler aldıklarını söyledi Sayın Bakan. Kameralar kuracaklarmış. Öğretmenlere kodlar vereceklermiş. Hiç kimse kimsenin kim olduğunu bilmeyecekmiş. Görüşmeler kayıt altına alınacakmış. Sorular kurayla çekilecekmiş. Sözlü sınav bittiği anda puanlar verilecekmiş ve asla değiştirilmeyecekmiş. Ne oldu peki böyle mi oldu? Mülakatlar böyle olmadı. Biz Sayın Bakan’a aylarca seslendik. Danıştay’da sendikalarla birlikte bunun iptali için dava açtık. Sayın Bakan’a şunu söyledik, ‘Siz çok iyi niyetli bile olsanız, mülakatları mülakat gibi yapsanız, Türkiye’nin dört bir yanında farklı mülakat heyetleri, farklı kişileri gördüklerinden görüşmece etkisi devreye girer ve ülke çapında böyle bir mülakat hakkaniyetle yapılamaz dedik. Tam da böyle oldu. Türkiye’nin bazı illerinde kimi hemşehrilik duygusuyla -hadi partizanca, torpil, ayrımcılık demeyelim- hemşehrilik duygusuyla, sempatiyle bazı mülakat heyetleri çok yüksek puanlar verdiler. Her şey ortada. Bazı iller beş puan, altı puan, yedi puan, fazladan puanlar verdiler. Peki ne oldu? Kırk beşinci sıradakiler iki yüzlere gitti. Seksenlerdekiler yüz yetmişlere, yüz doksanlara gitti. Bu adaletsizlik değil midir, bu zulüm değil midir?

    ‘Mülakat nesnel bir ölçme değerlendirme aracı olamaz ülke çapında uygulandığında’

    Sayın Bakan arada bir skandal yaşandı. Mülakat sonuçları ilan edildi. Bir saat on beş dakika. İki gün boyunca dut yemiş bülbül gibi konuşmadı. ‘Sayın Bakan bu nedir?’ dediler. ‘Konumuz basketbol’ dedi. On binlerce öğretmenle alay ettiler. Sonra her zamanki gibi Sayın Bakan’ın suçlu olmadığı bilgi işlem dairesinde birisinin suçlu olduğu anlaşıldı. Konu kapandı. Peki sonra ne oldu? Mülakat sonuçları açıklandı. Mülakat açıklandı ama çok ilginç bir şey oldu. Sıralamalar açıklanmadı. Ben buradan Sayın Yusuf Tekin’e soruyorum. Neden korkuyorsun? Bir sınavda asıl açıklaman gereken sıralama değil mi? Neden sıralamayı açıklamıyorsun? Neden korkuyorsun? Toplumda büyük intihal yaratacağını biliyorsun çünkü. Yaptığınız adaletsizliklerin sonucunun herkes tarafından görüleceğini biliyorsunuz çünkü. Mülakat nesnel bir ölçme değerlendirme aracı olamaz ülke çapında uygulandığında. Kimi mülakat grupları notu kıt olur, kimi mülakat grupları notu bol olur. Sonuç aylarca, yıllarca çalışmış olan gözü yaşlı öğretmenlere olur.

    ”İntihar edeceğim’ diyen öğretmenleri duyuyor musun?’

    Buradan Sayın Bakan’a sesleniyorum. Sosyal medyayı takip ediyor musunuz? Adalet ve Kalkınma Partisi’nin paylaşımlarını retweet ettiğinizi görüyorum. Onu takip ediyorsun. ‘İntihar edeceğim’ diyen öğretmenleri duyuyor musun? ‘Deprem bölgesinde sabaha kadar çalıştım. Ben bu notu hak ettim. Benim elimde notlar yuvarlandı. Başka illerde bol kepçeyle verildi. Benim Ne günahın vardı’ diyen öğretmenleri duyuyor musun? Siz nasıl zalim insanlarsınız? Söz verdiğiniz halde sözünüzü tutmayan nasıl riyakar insanlarsınız? Ben buradan sayın Bakan’a sesleniyorum, mülakat zulmünü durdurun.

    ‘Sabaha kadar bir uyarı için oturma eylemi gerçekleştireceğiz’

    Bugün Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleriyle beraber, genel başkan yardımcılarımız, parti meclisi üyelerimiz, sendika temsilcilerimiz sağ olsunlar buradalar. Ankara İl Örgütümüz, İl Başkanımız burada. Parti meclisi üyelerimiz burada. Sabaha kadar bir uyarı için oturma eylemi gerçekleştireceğiz. Sabah saatlerinde Sayın Bakan’a istifası için bir belge sunacağım. Ardından da Ankara Adliyesi’ne giderek Sayın Bakan’la ilgili görevi kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunacağız.

    ‘Öğretmenlerimizi KPSS sonuçlarıyla atayın’

    Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na kendi sözünü yeniden hatırlatıyorum. Mülakat meselesi diyelim ki kötü niyetli olmasa bile tamamıyla büyük bir zulüm haline dönüşmüştür. Büyük bir haksızlıktır. Aylarca yıllarca çalışan öğretmenlerimizin haklarına girilmiştir. Bu çılgınlıktan vazgeçin. Seçim öncesi sözünüzü tutun. Öğretmenlerimizi KPSS sonuçlarıyla atayın. Sabaha kadar buradayız. Sayın Yusuf Tekin’e sesleniyorum. Buraya gelirken bir sergi koymuşlar. Sanatı sevmenizden gerçekten mutlu oldum. Zira bir önceki Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı sanatın içine tükürmekte, Cumhurbaşkanınız da ‘ucube’ deyip heykel yıktırmaktaydı. Dolayısıyla sanat alanındaki gelişmelerinizin, eğitimde sanat, sanatın eğitimi konularına da yansımasını beklerim. Kapıda yiyecek malzemeler koyduğunuzu gördüm. Siz bir önceki Bakan, Mahmut Özer’in okul öncesindeki çocuklara verdiği bir öğün yemeği kaldırmış bir Bakan’sınız. Bu yemekleri bize vermeyin. Bu içecekleri bize vermeyin. Deprem bölgesinde, diğer illerde yoksulluk çeken öğrencilere verin.

    ‘542 gündür okullara öğretmen atayamamış bir iktidarsınız’

    Bir okulu temizlemeyi başaramayanlara, Milli Eğitimin bütçesini istenildiği şekilde arttıramayanlara, ‘öğretmenlere zulüm yapmayın’ diyorum. Son olarak şunu söyleyeyim. 20 bin öğretmen atamasından bahsediyoruz. Bir önceki yıl emekli olan öğretmen sayısı 23 bin 670. Siz emekli öğretmen kadar bile öğretmen atayamamış bir iktidarsınız. 542 gündür okullara öğretmen atayamamış bir iktidarsınız. Bakanın Eylül başındaki açıklamasına göre geçen yıl 60 bin açık varmış. Yine bir açıklamasına göre yüzde 95 tamammış. Yani 48 bin açık var. Eğer 23 bin 670 öğretmen bu sayıya dahil değilse 83 bin 670 öğretmen açığı var. 20 bin öğretmen ataması nedir? Üstelik bunu da yapamadınız.

    ’85 bin ücretli öğretmeni köle düzenine hapsettiniz’

    Bugün 29 Ekim’deyiz. 2 Eylül’de okullar açıldı. Geçen yıla göre, 23 bin 670 öğretmen eksik olduğuna göre bu kadar okulda dersler yapılamıyor demektir. 85 bin ücretli öğretmeni köle düzenine hapsettiniz. Başka bir sektörde yapılsa vergi memurlarıyla, iş müfettişleriyle baskın yaparsınız. Asgari ücretin altında insan çalıştırıyorsunuz. 8 bin liraya temizlikçi almaya çalıştınız. Bir zulüm iktidarısınız. Buradan Sayın Bakan’ı uyarıyorum. Yarın kendisiyle ilgili suç duyurusunda da bulunacağız. Sayın Cumhurbaşkanına çağrıda bulunuyorum. Bu mülakatta verdiğiniz sözleri tutun. Bunlar olmazsa yine burada olacağız. Bu olana kadar burada olacağız. Bu öğretmenlere yaptığınız zulmün yanınıza kar kalmaması için her koşulda, her gün, her saat bununla ilgili mücadele etmeye devam edeceğiz.”

    Saat 22.00’de başlayan eylem, sabah 09.00’da sona erecek. Oturma eyleminin ardından Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin hakkında suç duyurusunda bulunulacak.

  • MEB’den 20 bin sözleşmeli öğretmen alımına ilişkin açıklama

    MEB’den 20 bin sözleşmeli öğretmen alımına ilişkin açıklama

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 20 bin sözleşmeli öğretmenlik mülakat sonuçlarının bugün saat 22.00’de açıklanacağını duyurdu. Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Yönetmelik’e açılan davaların tamamına ilişkin yürütmeyi durdurma taleplerinin ‘oy birliği ile reddine dair son kararın Bakanlığa ulaştığını, Danıştay’ın esasa ilişkin kararı beklenmeden sözlü sınav sonuçlarının açıklanmasına karar verildiğini bildirdi.

    Milli Eğitim Bakanlığı, tarafından yapılan yazılı açıklamada, Yönetmelik’e açılan davaların tamamına ilişkin yürütmeyi durdurma taleplerinin ‘oy birliği ile reddi’ne dair son kararın Bakanlığa ulaştığı kaydedildi.

    Açıklamada, “Danıştay ilgili dairesince oy birliği ile verilen ret kararları, yapılan değişikliğin üst normlara uygunluğunu ve alınan tedbirlerin adayların lehine sonuç doğuracak düzenlemeler olduğunu ortaya koymuştur. Bakanlığımızca yapılan değerlendirme neticesinde adayların bir an önce maarif ailemize katılarak öğrencilerimizle buluşmalarını sağlamak gayesiyle Danıştay’ın esasa ilişkin kararı beklenmeden sözlü sınav sonuçlarının açıklanmasına karar verilmiştir” denildi.

    Bu kapsamda adaylar, sözlü sınav sonuçlarını ve KPSS puanının yüzde 50’si ile sözlü sınav puanının yüzde 50’si alınarak elde edilen sözlü sınav başarı puanlarını, bireysel şifreleriyle e-Devlet üzerinden bugün saat 22.00 itibarıyla öğrenebilecek.

    Adaylar, sözlü sınav sonuçlarına yönelik itirazlarını dilekçe yoluyla 28 Ekim – 1 Kasım 2024 tarihleri arasında bulundukları il veya ilçe milli eğitim müdürlüklerine başvurarak yapabilecek ve sonuçlara ilişkin itirazlar, sözlü sınav komisyonlarınca değerlendirilerek 11 Kasım 2024 tarihinde sonuçlandırılacak. Değerlendirme sonuçları, ilgililere sözlü sınavın yapıldığı il milli eğitim müdürlüğünce yazılı olarak bildirilecek.

    Atama tercihleri, 14 Kasım’da başlayacak ve 20 Kasım 2024 saat 16.00’ya kadar sürecek. Sonuçlar 23 Kasım 2024 tarihinde açıklanacak; atama kararnameleri, yasal sürecin tamamlanması ve öğretmenlerimizin görevlerine başlatılması için illere gönderilecek.

  • İstanbul’da ders saatlerinin süresi düşürüldü

    İstanbul’da ders saatlerinin süresi düşürüldü

    Milli Eğitim Bakanlığı’nın yayınladığı kış saati genelgesinin ardından İstanbul Valiliği, 34 ilçede ders saatlerinin değiştirildiğini açıkladı.

    İstanbul Valiliği, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) genelgesine istinaden 34 ilçede ikili eğitim yapılan okullarda ders saatlerini değiştirdi.

    Söz konusu okullarda 40 dakikalık ders saatleri 35 dakikaya indirildi.

    Genelgede, derslerin başlangıç ve bitiş saatlerinin eğitim ve öğretimi aksatmayacak şekilde düzenlenmesi ve öğrencilerin herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamaları istendi.

    81 İL VALİLİĞİNE GENELGE

    Genelgede, derslerin başlangıç ve bitiş saatlerinin eğitim ve öğretimi aksatmayacak şekilde düzenlenmesi ve öğrencilerin herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamaları istendi.

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in imzasıyla tüm il valiliklerine “okul ve ders saati uygulaması” konulu genelge gönderildi.

    Mevzuatlarla gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla bütün yurtta uygulanan mevcut ileri saat uygulamasının sürdürülmesinin kararlaştırıldığı hatırlatılan genelgede, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde de ders yılının 180 iş gününden az olmamasının esas olarak belirlendiği aktarıldı.

    İlk ve ortaöğretim okullarındaki derslerin başlama ve bitiş saatleri ile ilgili olarak Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği ile Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yer alan ilgili hükümlere yer verilen genelgede, ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda da bölgelerin ve hizmetin özelliklerine göre günlük çalışma saatlerini belirleme yetkisinin illerde valiliklere verildiği anlatıldı.

    Genelgede, mevzuat hükümleri uyarınca yaz saati uygulamasının devam ettirilmesi nedeniyle kış saati şeklinde düzenleme talebine ilişkin olarak, il bazlı mesai ve ders saati başlangıç saatlerini belirlemeye valiliklerin yetkili olduğu hatırlatıldı.

    Gün doğumu ve batımı ile toplumsal şartlar göz önünde bulundurularak okullardaki ders saatlerinin planlanmasının derslerin başlangıç ve bitiş saatlerinin eğitim ve öğretimi aksatmayacak şekilde düzenlenerek öğrencilerin herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamaları için gerekli tüm tedbirlerin alınması istendi.

  • MEB’den 81 il valiliğine kış saati genelgesi

    MEB’den 81 il valiliğine kış saati genelgesi

    Milli Eğitim Bakanlığı valiliklere okulların başlama bitiş saatlerine ilişkin genelge gönderdi. Genelgede, il bazlı ders saati başlangıç saatlerini belirlemeye valiliklerin yetkili olduğu hatırlatılarak hatırlatıldı.

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in imzasıyla tüm il valiliklerine “okul ve ders saati uygulaması” konulu genelge gönderildi.

    Mevzuatlarla gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla bütün ülkede uygulanan mevcut ileri saat uygulamasının sürdürülmesinin kararlaştırıldığı hatırlatılan genelgede, Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde de ders yılının 180 iş gününden az olmamasının esas olarak belirlendiği aktarıldı.

    İlk ve ortaöğretim okullarındaki derslerin başlama ve bitiş saatleri ile ilgili olarak Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği ile Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yer alan ilgili hükümlere yer verilen genelgede, ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda da bölgelerin ve hizmetin özelliklerine göre günlük çalışma saatlerini belirleme yetkisinin illerde valiliklere verildiği anlatıldı.

    Valilikler yetkili
    Genelgede, mevzuat hükümleri uyarınca yaz saati uygulamasının devam ettirilmesi nedeniyle “kış saati” şeklinde düzenleme talebine ilişkin olarak, il bazlı mesai ve ders saati başlangıç saatlerini belirlemeye valiliklerin yetkili olduğu hatırlatıldı.

    Gün doğumu ve batımı ile toplumsal şartlar göz önünde bulundurularak okullardaki ders saatlerinin planlanmasının derslerin başlangıç ve bitiş saatlerinin eğitim ve öğretimi aksatmayacak şekilde düzenlenerek öğrencilerin herhangi bir olumsuzlukla karşılaşmamaları için gerekli tüm tedbirlerin alınması istendi.