Blog

  • Öğretmenlere veli ziyareti uygulaması geliyor

    Öğretmenlere veli ziyareti uygulaması geliyor

    2024-2025 eğitim-öğretim yılına girilirken Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eğitim sistemine ilişkin önemli düzenlemelere imza atmaya hazırlanıyor. Son yıllarda giderek bozulduğu gözlenen veli ve okul ilişkilerini yeniden sağlam temellere oturtmak amacıyla bir dizi tedbir almayı hedefleyen Bakanlık, bu kapsamda en dikkat çeken uygulamalardan birinin veli ziyaretleri olacağını duyurdu. Peki, veli ziyaretleri öğretmenler için zorunlu mu olacak? Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda ne gibi adımlar atmayı planlıyor?

    Aile ve Okul İlişkilerinin Güçlendirilmesi: Milli Eğitim Bakanlığının Yeni Politikası

    Milli Eğitim Bakanlığı, 2024-2025 eğitim-öğretim yılı için hayata geçirmeyi planladığı çeşitli düzenlemelerle eğitimdeki kaliteyi artırmayı amaçlıyor. Bu düzenlemeler arasında yer alan ve müfredat değişiklikleri ile öne çıkan derslerin öğretmenlere verilecek detaylı eğitimlerle daha etkin hale getirileceği belirtilmişti. Ancak eğitimin en önemli paydaşlarından biri olan ailelerin de sürece daha etkin katılımını sağlamak adına Bakanlık, veli ve okul ilişkilerinin düzeltilmesi gerektiği konusunda kararlı adımlar atıyor.

    Son dönemde veliler ile okul yönetimi ve öğretmenler arasında çeşitli sorunların yaşandığı biliniyor. Bu sorunlar, zaman zaman şiddet olaylarına kadar varan boyutlara ulaşabiliyor. Okul güvenliğinin tehlikeye girdiği bu tür olaylar karşısında Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimde aile katılımının artırılması ve veli-öğretmen ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla çeşitli düzenlemeler yapmaya hazırlanıyor. Bakanlık, aile ile okul arasındaki iletişimi geliştirecek uygulamaları devreye sokarak bu tür olumsuz durumların önüne geçmeyi hedefliyor.

    Veli Ziyaretleri: Öğretmenler İçin Zorunlu mu?

    Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalara göre, yeni dönemde veli ziyaretleri önemli bir uygulama olarak hayata geçirilecek. Özellikle aile ile öğretmenlerin daha yakın bir iletişim kurması hedeflenirken, bu uygulamanın öğretmenler için zorunlu olup olmayacağı sorusu gündeme geliyor.

    Bakanlık, veli ziyaretlerini belirli öğretmen grupları için zorunlu hale getirmeyi planlıyor. Bu kapsamda özellikle şube rehber öğretmenleri ve sınıf rehber öğretmenlerinin, okul yönetimiyle birlikte planlı veli ziyaretleri gerçekleştirmesi talep edilecek. İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine gönderilen talimatlarla, veli ziyaretleri konusundaki organizasyonun okullar tarafından planlanacağı belirtiliyor. Ziyaretler sırasında öğretmenlerin, öğrenci gelişimi ve başarılarıyla ilgili veli bilgilendirmesi yapması, ailelerin eğitim sürecine daha aktif katılım göstermesinin teşvik edilmesi hedefleniyor.

    Milli Eğitim Bakanlığı, bu veli ziyaretlerinin belirli bir program dahilinde gerçekleştirileceğini ve velilere yönelik eğitim çalışmalarının da artırılacağını ifade ediyor. Aile katılımının eğitimdeki önemini vurgulayan Bakanlık, bu ziyaretlerle birlikte okul-aile-öğrenci üçgeninde daha sağlam bir bağ kurulacağını öngörüyor.

    Okul Güvenliğini Artırmayı Hedefleyen Düzenlemeler

    Son dönemde yaşanan öğretmen ve okul yöneticilerine yönelik saldırılar, okulların güvenli bir ortam olmaktan çıktığına dair endişeleri artırdı. Milli Eğitim Bakanlığı, bu sorunları çözmek ve okul ortamının güvenliğini sağlamak amacıyla veli-öğretmen ilişkilerini iyileştirecek adımlar atıyor. Veli ziyaretleriyle, ailelerin çocuklarının eğitim sürecine daha bilinçli ve aktif bir şekilde katılım göstermesi sağlanacak, böylece öğretmenler ile veliler arasında yaşanan gerilimlerin önüne geçilmesi hedefleniyor.

    Özellikle şube rehber öğretmenleri ve sınıf rehber öğretmenlerinin, okul yöneticileriyle iş birliği içerisinde hareket ederek veli ziyaretlerine katılmasının zorunlu hale getirilmesi planlanıyor. Bu ziyaretlerin, öğrencilerin başarısı ve gelişimi üzerinde olumlu etkiler yaratması amaçlanırken, aynı zamanda veliler ve öğretmenler arasındaki iletişimin güçlenmesi hedefleniyor. Veli ziyaretlerinin yanı sıra, okul güvenliğiyle ilgili alınacak diğer tedbirler de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek.

    Aile Katılımı ve Eğitimde Başarı: Yeni Müfredat ve Veli Eğitimleri

    Eğitimde ailenin rolünün ne kadar önemli olduğunun farkına varan Milli Eğitim Bakanlığı, bu farkındalığı pekiştirmek adına veli eğitimlerine yönelik yeni düzenlemelere de gitmeye hazırlanıyor. Ailelerin çocuklarının eğitimine daha aktif bir şekilde katılım sağlaması, öğrenci başarısının artırılmasında önemli bir faktör olarak görülüyor. Bu nedenle Bakanlık, velilere yönelik çeşitli bilgilendirme ve eğitim çalışmaları düzenleyerek, ailelerin eğitim sürecine katkıda bulunmasını hedefliyor.

    Bakanlık yetkilileri, veli eğitimlerinin yanı sıra yeni müfredat kapsamında yapılan değişikliklerin de öğrenci başarısı üzerindeki olumlu etkilerinin artacağını ifade ediyor. 2024-2025 eğitim-öğretim yılı itibarıyla uygulanmaya başlayacak olan yeni müfredat, öğretmenlerin aldığı detaylı eğitimler sayesinde daha verimli hale gelecek. Müfredat değişiklikleriyle birlikte öğrencilerin öğrenme süreçlerine daha etkin bir şekilde dahil olması, ailelerin de bu süreçte aktif rol almasıyla birlikte eğitimdeki başarı oranlarının yükseltilmesi bekleniyor.

    Veli-Öğretmen İş Birliği: Eğitimde Başarının Anahtarı

    Milli Eğitim Bakanlığı, aile katılımının eğitimdeki başarıya doğrudan etkisi olduğunun altını çiziyor. Ailelerin çocuklarının eğitim sürecine dahil edilmesi, hem öğrenci başarısının artmasını hem de okul içindeki disiplin ve düzenin sağlanmasını mümkün kılacak. Bu doğrultuda hayata geçirilecek olan veli ziyaretleri ve veli eğitimleri, aile-öğrenci-öğretmen iş birliğini artırarak eğitimdeki sorunların çözümüne katkı sağlayacak.

    2024-2025 eğitim-öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılacak olan veli ziyaretleri, öğretmenler ve veliler arasında daha güçlü bir bağ kurulmasını amaçlayan önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Söz konusu düzenlemeler, ailelerin çocuklarının eğitim sürecine daha bilinçli bir şekilde katılım göstermesini sağlarken, eğitimdeki kaliteyi artırmaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

  • 2024-2025 eğitim öğretim yılında öğretmenler ara tatil yapamayabilir

    2024-2025 eğitim öğretim yılında öğretmenler ara tatil yapamayabilir

    2024-2025 eğitim öğretim yılı, Türkiye genelinde 9 Eylül 2024 tarihinde başlayacak. Bu tarihten itibaren öğrenciler okullarına geri dönecek ve yeni müfredat doğrultusunda eğitimlerine devam edecekler. Ancak, bu yılki eğitim öğretim takviminde öğretmenler için önemli bir değişiklik bulunuyor. 28 Haziran 2024 tarihinden bu yana yaz tatilinde olan öğretmenler, yeni eğitim öğretim yılı içerisinde planlanan ara tatil döneminde tatile çıkamayacaklar. Bunun yerine, kendileri için öngörülen bir dizi eğitim programına katılacaklar.

    Ara Tatil Takvimi ve İçeriği

    2024-2025 eğitim öğretim yılı takvimine göre, öğrenciler için ilk ara tatil 11-15 Kasım 2024 tarihleri arasında uygulanacak. Bu ara tatil, öğrencilerin 1. dönem sınavlarını tamamlamalarının hemen ardından başlayacak. 8 Kasım 2024 tarihinde derslerden çıkacak olan öğrenciler, 18 Kasım 2024 tarihinde okula geri dönerek eğitimlerine kaldıkları yerden devam edecekler.

    Bu ara tatil süresince öğrenciler, dinlenme ve yenilenme fırsatı bulacakları bir döneme girecekler. Ancak, öğretmenler için durum biraz farklı olacak. Öğrenciler dinlenirken, öğretmenler yeni müfredat kapsamında verilecek olan eğitim programlarına katılacaklar. Bu durum, öğretmenlerin ara tatil süresince tatile çıkamayacakları anlamına geliyor.

    Öğretmenlere Yönelik Eğitim Programı

    Ara tatil döneminde öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığının yeni müfredat doğrultusunda hazırladığı eğitim programlarına katılacaklar. Söz konusu eğitim programları, tüm öğretmenleri kapsayacak şekilde planlanmış olsa da özellikle müfredat değişiklikleri yapılan branşlardaki öğretmenler için daha yoğun bir eğitim süreci öngörülüyor.

    Bu eğitimler, öğretmenlerin yeni müfredatı daha iyi kavramalarını ve sınıflarında uygulamalarını sağlamak amacıyla düzenlenecek. Ayrıca, bu eğitimlerin öğretmenlerin mesleki gelişimlerine de katkı sağlaması hedefleniyor. Eğitimler, sınıf içi uygulamalardan müfredat değişikliklerine, yeni öğretim tekniklerinden dijital araçların kullanımına kadar geniş bir yelpazede konuları kapsayacak.

    Ara Tatilin Öğretmenler Üzerindeki Etkisi

    Bu yılki ara tatil döneminde öğretmenler için tatil yapamamak, çeşitli zorlukları beraberinde getirebilir. Uzun bir yaz tatilinin ardından derslere başlayan öğretmenler, ara tatilde dinlenme fırsatı bulamadıkları için yorgunluk ve stresle karşılaşabilirler. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin bu süreçte verilecek olan eğitimler sayesinde mesleki olarak kendilerini daha da geliştireceklerine inanıyor.

    Özellikle, müfredat değişiklikleri yapılan branşlarda görev yapan öğretmenler için bu eğitimlerin son derece kritik olduğu belirtiliyor. Bu eğitimler sayesinde öğretmenler, yeni müfredatı sınıflarında daha etkili bir şekilde uygulayabilecekler ve öğrencilerine daha kaliteli bir eğitim sunabilecekler.

    Öğretmenlerin Eğitime Katılımı ve Beklentiler

    Ara tatil döneminde verilecek eğitimlerin zorunlu olması, öğretmenlerin bu süreçte aktif bir şekilde yer alacakları anlamına geliyor. Öğretmenler, yeni müfredatın gerektirdiği bilgi ve becerileri edinmek için bu eğitimlere katılmak zorunda olacaklar. Milli Eğitim Bakanlığının bu eğitimlerle ilgili olarak öğretmenlerden beklentisi, müfredatın tüm detaylarını kavramaları ve sınıflarında bu bilgileri etkili bir şekilde uygulamaları yönünde.

    Bu süreçte öğretmenlerin karşılaşacakları bir diğer önemli konu ise eğitimlerin yoğunluğu olacak. Özellikle müfredat değişiklikleri yapılan branşlardaki öğretmenler, daha yoğun bir eğitim programına tabi tutulacaklar. Bu durum, öğretmenler için ekstra bir yük anlamına gelse de, uzun vadede öğrencilerin daha kaliteli bir eğitim almasını sağlayacak.

    2024-2025 eğitim öğretim yılının ilk ara tatili, öğretmenler için bir dinlenme dönemi yerine, yeni müfredat kapsamındaki eğitimlerle dolu geçecek. Öğrenciler ara tatil süresince dinlenirken, öğretmenler yoğun bir eğitim programına katılarak mesleki gelişimlerini sürdürecekler. Bu süreçte öğretmenlerin göstereceği çaba, eğitim kalitesinin artmasına ve yeni müfredatın başarılı bir şekilde uygulanmasına önemli katkılar sağlayacak.

  • Öğretmenlere ve memurlara kılık kıyafet yazısı

    Öğretmenlere ve memurlara kılık kıyafet yazısı

    Milli eğitim müdürlükleri, valiliğin öğretmenlerle ve memurlarla ilgili kılık kıyafet yazısını okullara ulaştırdı.

    Memurları ve öğretmenleri ilgilendiren kılık kıyafet konulu resmi yazı okullara ve tüm kurumlara gönderildi.

    Valilikler tarafından yazılan ve kurum müdürlüklerine gönderilen resmi yazılarda, memurların 15.09.2024 tarihinden itibaren kışlık kılık kıyafet uygulamasına geçeceği belirtildi.

    Kaymakamlık tarafından ilçe milli eğitim Müdürlüğü’ne gönderilen resmi yazı şöyle:

  • 17 üniversiteden yabancı öğrencilerle ilgili ortak bildiri

    17 üniversiteden yabancı öğrencilerle ilgili ortak bildiri

    Batı Karadeniz Üniversiteler Birliği (BKÜB) üyesi 17 üniversite, son zamanlarda uluslararası öğrencilere yönelik yapılan açıklamalarla ilgili ortak bildiri yayımladı.

    Ortak bildiride, yükseköğretimde gösterdiği atılımlarla dünyada en çok tercih edilen ilk 10 ülke arasına giren Türkiye’nin, küresel bir eğitim merkezi haline gelmeyi başardığı belirtilerek, bu süreçte ülkenin 12. Kalkınma Planı arasında da yer alan uluslararasılaşma hedefi doğrultusunda Batı Karadeniz Üniversiteler Birliği üyesi üniversitelerin de sürecin ilerlemesinde ve sürdürülebilirliğinde önemli katkılar sunduğu kaydedildi.

    Son zamanlarda üniversiteler için bir kazanım olarak değerlendirilmesi gereken ve birçok ülkenin gelişim stratejileri arasında önemli bir yerde duran uluslararasılaşma çabalarına talihsiz açıklamalarla zarar verildiğine dikkatin çekildiği bildiride, “Unutulmamalıdır ki bu tür eylemler sadece yükseköğretim kurumlarımızın hedeflerine zarar vermekle kalmayıp, aynı zamanda ‘bilim diplomasisi’ aracılığıyla Türkiye’nin gücüne güç katan barış ve uyum ortamını da bozmaktadır.” ifadeleri kullanıldı.

    Bildiride, Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) koordinasyonunda üniversitelerin birçok alanda elde ettikleri başarıların görmezden gelinemez bir gerçek olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Ülkemizin ekonomik, sosyo-kültürel ve akademik gelişimine katkı sunan politikaları sekteye uğratmaya çalışmak ve öğrencilerimizi hedef göstererek ötekileştirmek iyi niyetle bağdaşmamaktadır.

    Bizler; kadim kültürümüz, değerlerimiz ve bilimsel duruşumuz ile Türk yükseköğrenim alanının uluslararasılaşma vizyonuyla ulaştığı seviyeyi yükseltmek için üniversitelerimizde öğrenim gören tüm bileşenlerimiz gibi Türkiye’nin gönül elçileri olan uluslararası öğrencilerimize de sahip çıkmaya devam edeceğiz. Daha adil bir dünya ve daha güçlü bir Türkiye Yüzyılı hedefiyle yarınlarımıza değer katmayı sürdüreceğiz.”

    Söz konusu bildiri Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin sosyal medya hesabından da paylaşıldı.

  • Geleceğin en popüler ve en yüksek maaşlı 20 mesleği

    Geleceğin en popüler ve en yüksek maaşlı 20 mesleği

    Uzmanlar, 2022’li yıllarda önem kazanan ve gelecek 10 yıl içinde istihdam oranları büyüyecek olan meslekleri açıkladı. Gıda mühendisliği, yer bilimciliği ve su bilimi uzmanlığı gibi mesleklerin hızla yükselişe geçtiği görüldü.

    Business Insider adlı web sitesinden uzmanlar, yılda en az 75 bin dolar kazandıran geleceğin mesleklerini analiz etti. Söz konusu mesleklerin, ABD’deki istihdam oranının gelecek 10 yıl içinde yükseleceği açıklandı.

    20. TEKNİK YAZARLIK
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyonlar: 4 bin 300

    Ortalama yıllık maaş: 78 bin 590 dolar

    19. ÇEVRE BİLİMCİLERİ VE ÇEVRE UZMANLARI
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 7 bin 100

    Ortalama yıllık maaş: 80 bin 90 dolar

    18. MALİ DENETÇİLER
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 4 bin 900

    Ortalama yıllık maaş: 92 bin 730 dolar

    17. VERİTABANI MİMARLARI
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı:12 bin 800

    Ortalama yıllık maaş: 101 bin 90 dolar

    16. LİSE SONRASI FELSEFE VE DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMENLERİ
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 2 bin 100

    Ortalama yıllık maaş: 90 bin 160 dolar

    15. YER BİLİMCİLER
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: Bin 600

    Ortalama yıllık maaş: 112 bin 110 dolar

    14. SANATÇI VE SPORCULAR İÇİN DANIŞMANLIK HİZMETLERİ
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 2 bin 600

    Ortalama yıllık maaş: 98 bin 70 dolar

    13. LİSE SONRASI EĞİTİM DANIŞMANLARI
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 3 bin 700

    Ortalama yıllık maaş: 75 bin 10 dolar

    12. BİLGİSAYAR MÜHENDİSLERİ VE BİLGİ İŞLEM UZMANLARI
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 5 bin

    Ortalama yıllık maaş: 130 bin 890 dolar

    11. EPİDEMİYOLOGLAR (BULAŞICI HASTALIK UZMANLARI)
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 400

    Ortalama yıllık maaş: 83 bin 10 dolar

    10. İSTATİSTİKÇİLER
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 14 bin 800

    Ortalama yıllık maaş: 97 bin 170 dolar

    9. EKONOMİSTLER
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 2 bin 900

    Ortalama yıllık maaş: 120 bin 880 dolar

    8. BİYOMÜHENDİSLER VE BİYOMEDİKAL MÜHENDİSLERİ
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: Bin

    Ortalama yıllık maaş: 98 bin 340 dolar

    7. LiSE SONRASI EKONOMİ ÖĞRETMENLİĞİ
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 900

    Ortalama yıllık maaş: 123 bin 720 dolar

    6. GIDA TEKNOLOJİ UZMANLARI
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 600

    Ortalama yıllık maaş: 80 bin 190 dolar

    5. HİDROLOGLAR (SU BİLİMLERİ UZMANLARI)
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 400

    Ortalama yıllık maaş: 90 bin 150 dolar

    4. FİZİKÇİLER
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: Bin 300

    Ortalama yıllık maaş: 137 bin 700 dolar

    3. YÖN-EYLEM ARAŞTIRMASI ANALİSTLERİ
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 26 bin 100

    Ortalama yıllık maaş: 92 bin 280 dolar

    2. KİMYA MÜHENDİSLERİ
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: Bin 400

    Ortalama yıllık maaş: 114 bin 820 dolar

    1. SİYASET BİLİMCİLER
    2029 yılına kadar öngörülen yeni pozisyon sayısı: 400

    Ortalama yıllık maaş: 124 bin 100 dolar

  • YKS 2024 sınav giriş belgeleri erişime açıldı

    YKS 2024 sınav giriş belgeleri erişime açıldı

    Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sınav giriş belgelerine ilişkin beklenen duyuru geldi. ÖSYM’den yapılan açıklamada; “2024 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2024-YKS): Sınava Giriş Belgeleri Erişime Açıldı” denildi.

    8 Haziran 2024 tarihinde uygulanacak olan 2024-YKS 1. Oturum Temel Yeterlilik Testi (TYT), 9 Haziran 2024 tarihinde uygulanacak olan 2024-YKS 2. Oturum Alan Yeterlilik Testleri (AYT) ile 2024-YKS 3. Oturum Yabancı Dil Testi (YDT) adaylarının sınava girecekleri bina/salonlara atanma işlemleri tamamlandı. ÖSYM, 2024 YKS sınav giriş yerlerinin açıklandığını duyurdu.

    YKS SINAV GİRİŞ YERLERİ NASIL SORGULANIR?
    Adaylar, sınava girecekleri yer bilgisini gösteren sınava giriş belgesini, ÖSYM’nin “https://ais.osym.gov.tr” adresinden T.C. kimlik numaraları ve aday şifreleriyle edinebilecek.

    YKS SINAV GİRİŞ BELGESİ DUYURUSU
    ÖSYM’den yapılan açıklamada; “2024 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2024-YKS): Sınava Giriş Belgeleri Erişime Açıldı

    8 Haziran 2024 tarihinde uygulanacak olan 2024-YKS 1. Oturum Temel Yeterlilik Testi (TYT), 9 Haziran 2024 tarihinde uygulanacak olan 2024-YKS 2. Oturum Alan Yeterlilik Testleri (AYT) ile 2024-YKS 3. Oturum Yabancı Dil Testi (YDT) adaylarının sınava girecekleri bina/salonlara atanma işlemleri tamamlanmıştır.

    Adaylar, sınava girecekleri yer bilgisini gösteren Sınava Giriş Belgesini, ÖSYM’nin https://ais.osym.gov.tr adresinden 23 Mayıs 2024 tarihinde saat 14.30’dan itibaren T.C. kimlik numarası ve aday şifresiyle edinebilecektir.

    Sınavın uygulanmasına ilişkin ayrıntılı bilgi 2024-YKS Kılavuzu’nda yer almaktadır. Adaylar, “Temel Kurallar” metnine ve Kılavuz’a aşağıdaki bağlantılardan erişebilecektir. Sınava girecek adayların bu bilgileri dikkatle incelemesi gerekmektedir.” denildi.

    SINAVA GİRERKEN GEREKLİ BELGELER NELER?

    Adayların sınava girerken aşağıda belirtilen iki belgeyi yanlarında bulundurmaları zorunludur:

    İlgili oturuma ait sınava giriş belgesi

    Fotoğraflı nüfus cüzdanı veya fotoğraflı Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartı veya geçerlilik süresi dolmamış fotoğraflı pasaportun aslı (Nüfus cüzdanı veya T.C. Kimlik Kartı veya geçerlilik süresi dolmamış pasaport dışında; Türk vatandaşlığından izin ile ayrılanlar ve bunların kanuni mirasçılarına ait fotoğraflı Pembe/Mavi Kartın aslı, Pasaportları bulunmayan KKTC vatandaşlarının fotoğraflı ve kimlik numaralı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kimlik Kartının aslı, T.C. Kimlik Kartı edinme sürecinde İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilen ve yeni kimlik kartları teslim alınıncaya kadar geçerli olan “fotoğraflı, imzalı mühürlü, barkodlu-karekodlu” veya “fotoğraflı, barkodlu-karekodlu” Geçici Kimlik Belgesi de geçerli kimlik belgesi olarak kabul edilir.)

    Sınava girişte fotoğrafsız kimlik belgesi kesinlikle kabul edilmemektedir. Nüfus Cüzdanı veya Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartında fotoğrafı olmayan adayların fotoğraflı Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Kartını edinmeleri gerekmektedir

  • Pahalı kitap şikayetine inceleme

    Pahalı kitap şikayetine inceleme

    Antalya’da özel bir okulda yaşanan olay, velileri ayağa kaldırdı. Okulun, öğrencilerden zorunlu olarak satın alınması istenen 30 bin TL değerindeki eğitim setini almayan çocukların, öğretmen ve idareciler tarafından diğer öğrenciler arasında ayrımcılığa uğradığı ve mobbing gördüğü iddia edildi.

    Muratpaşa ilçesindeki özel okul, 6. sınıf öğrencilerinden hikaye kitapları, test kağıtları ve uygulamalı çalışma kitapçıklarından oluşan bir eğitim seti için 28 bin TL talep etti. Bu yüksek fiyat karşısında zorlanan veliler, aynı ürünleri yayınevlerinden 5 bin TL’ye temin etti. Ancak çocukları, okulda bu nedenle dışlandı ve hatta deneme sınavlarına alınmayacağıyla tehdit edildi.

    Veliler, okul yönetiminin bu tutumunu kabul etmeyerek İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şikayette bulundu. Veliler adına konuşan Defne Dilsiz, “Okul yönetimi, kitapları almazsak çocuklarımızın derste boş boş oturacağını ve sınavlara giremeyeceğini söyledi. Bu durum, çocuklarımızın psikolojisini olumsuz etkiledi. Okulun bu davranışı, açıkça ‘mobbing’dir” şeklinde konuştu.

    Milli Eğitim Bakanlığı’nın özel okullarda kitap satışı yasağını hatırlatan Dilsiz, yetkililerin bu konuda gereğini yapmasını talep etti.

    Olayla ilgili olarak İl Milli Eğitim Müdürlüğü inceleme başlattı. Müdürlükten gelen ekipler, okulda incelemelerde bulunarak velilerin şikayetlerini yerinde araştırdı.

    Uzmanlara göre, bu olay, özel okullarda yaşanan eğitim ticareti ve velilerin mağdur edilmesi konusunda önemli bir örnek teşkil ediyor. Eğitim sisteminde yaşanan bu tür sorunlar, öğrencilerin eğitim haklarını ihlal ettiği gibi, velilerin de ekonomik olarak zor durumda kalmasına neden oluyor.

    Bu olayın ortaya çıkmasıyla birlikte, özel okullarda velilerin haklarının korunması ve eğitim sisteminin daha şeffaf hale getirilmesi gerektiği bir kez daha gündeme geldi.

    Haberimizde yer alan bazı önemli noktalar:

    Özel bir okulun, öğrencilerden zorunlu olarak eğitim seti satın almasını istemesi
    Eğitim setinin yüksek fiyatı ve velilerin mağdur olması
    Okulun, seti almayan öğrencilere karşı ayrımcılık yapması ve mobbing uyguladığı iddiası
    Velilerin İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne şikayette bulunması ve müdürlüğün inceleme başlatması
    Milli Eğitim Bakanlığı’nın özel okullarda kitap satışı yasağı

  • İnönü Üniversitesi’nde ikinci kez yedili çapraz karaciğer nakli gerçekleştirildi

    İnönü Üniversitesi’nde ikinci kez yedili çapraz karaciğer nakli gerçekleştirildi

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK), İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsünce ikinci kez yedili çapraz karaciğer naklinin gerçekleştirdiğini bildirdi.

    YÖK’ten yapılan açıklamaya göre, aynı anda 14 ameliyathanede, 50’si cerrah olmak üzere 120 kişilik ekibin eş zamanlı ve aktif olarak gerçekleştirdiği yedili çapraz karaciğer nakli operasyonu başarıyla tamamlandı.

    İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Sezai Yılmaz, yedi donör ve yedi alıcıdan oluşan yedili çapraz karaciğer naklini yaptıklarını belirterek, “Bu operasyon, dünya tarihinde ikinci kez yapılıyor. İlki de yine Malatya’da gerçekleştirilmişti. Önümüzdeki 50 yıl içinde dünyanın başka bir yerinde bu büyüklükte bir operasyonun gerçekleştirilmesini mümkün görmüyorum.” ifadelerini kullandı.

     “Dünyadaki 17 üçlü çapraz karaciğer naklinin 14’ü İnönü Üniversitesinde gerçekleştirildi”

    Dünyada bugüne kadar 17 tane üçlü çapraz karaciğer nakli yapıldığını, bunların 14’ünün İnönü Üniversitesinde gerçekleştirildiğini bildiren Yılmaz, “Şimdiye kadar dünyada 7 tane dörtlü çapraz karaciğer nakli yapıldı bunların hepsi Malatya’da gerçekleştirildi. 3 tane altılı, 3 tane beşli çapraz karaciğer nakli yapıldı. Bunların da hepsi burada gerçekleştirildi. Yedili çapraz karaciğer naklini yine ilk kez biz yapmıştık. Bugün tarihi bir gün, ikinci yedili çapraz karaciğer naklini de biz yaptık.” diye konuştu.

    Malatya’daki operasyon ekibinin güçlü bir kadrodan oluştuğunu ifade eden Yılmaz, şöyle devam etti:

    “Operasyon aynı anda 14 ameliyathanede yürütüldü ve 50 cerrah aktif olarak çalıştı. Anestezistler, hemşireler, yardımcı personel, anestezi ve radyoloji teknisyenleri de dahil edildiğinde toplamda 120 kişi bu operasyonlarda görev aldı. Böylesi karmaşık operasyonlar için güçlü bir ekip, gelişmiş fiziki olanaklar ve ileri tıbbi teçhizat gerekiyor. Burada inanılmaz bir eğitim potansiyeli var, genç akademisyenler yetişiyor ve her ne kadar bazıları batıya göç etse de bu güçlü yapıyı hiçbir şekilde zayıflatmıyor.”

    “Dünya çapında bir karaciğer nakil programı oluşturduk”

    Türkiye ve yurt dışından birçok hastanın İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsüne başvurarak sağlıklarına kavuştuklarını vurgulayan Yılmaz, “İnanılmaz yapıda teçhizatımız var. Dünya çapında bir karaciğer nakil programı oluşturduk. Bugün sanıyorum ki bu yılın 200’üncü karaciğer naklini yapıyoruz. Şimdiye kadarki yaptığımız çapraz karaciğer nakli sayısı 157 olacak. Azerbaycan, Suudi Arabistan, Kırım ve Yemen gibi ülkelerden gelen hastalar da çapraz karaciğer nakli sayesinde tedavi olma şansı yakalıyor.” bilgisini verdi.

    Türkiye ve dünyada çapraz karaciğer nakli ve uyumsuz canlı donörlerle ilgili Malatya’nın adres gösterildiğinin altını çizen Yılmaz, “Ülkemizde ve dünyada karaciğer hastaları için önemli bir bilinç oluştu ve hastalar çapraz karaciğer nakli için Malatya’ya başvurmaya başladı. İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsü çapraz karaciğer nakil sisteminin şu anda tüm dünyadaki küresel öncüsü diyebiliriz.” açıklamasını yaptı.

     “Boston’dan iki Türk profesörün geliştirdiği algoritmayı kullanıyoruz”

    Çapraz karaciğer nakillerinin birden fazla bilim dalının iş birliği ile başarılan bir yöntem olduğunu aktaran Yılmaz, “Boston College’den iki bilim insanıyla çalışıyoruz. Prof. Dr. Tayfun Sönmez ve Prof. Dr. Utku Ünver 2012’de çapraz böbrek nakilleriyle ‘Ekonomi Alanında Nobel Ödülü’ kazanan ekipteki en önemli role sahip ekonomistler. Onların geliştirdiği algoritma sayesinde çoklu çaprazlar söz konusu. Çapraz karaciğer nakli gerçekten son derece yenilikçi yaklaşım.” değerlendirmesinde bulundu.

    Organ bağışının önemine değinen Yılmaz, şunları kaydetti:

    “Bugün de nitekim 7 canlı vericili karaciğer nakli içerisinde, çapraz karaciğer nakli içerisinde bir hastamız Kırım’dan başvurdu. Aslen Türk kendisi ama Kırım’da yaşıyor. Annesiyle geldi, uzun zamandan beri karaciğer nakli bekleyen bir kız çocuğu. Bu çapraz karaciğer nakli sayesinde bir hastamızdan karaciğer grefti bulabildi. Annesi de başka bir hastaya karaciğer verdi. Son derece iyi bir sonuç elde edebildik diyebilirim.”

  • KPSS Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi hafta sonu yapılacak

    KPSS Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi hafta sonu yapılacak

    Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezince (ÖSYM), 2024-KPSS Din Hizmetleri Alan Bilgisi Testi (DHBT) 22 Eylül Pazar günü yapılacak.

    ÖSYM’den yapılan açıklamaya göre, 142 bin 482 adayın başvurduğu 2024-KPSS DHBT, pazar günü 30 ildeki 35 sınav merkezinde, 330 bina ve 5 bin 527 salonda düzenlenecek.

    Saat 10.15’te başlayacak ve 40 sorudan oluşacak sınav için adaylara 60 dakika süre verilecek. Ek süre verilmesi uygun görülen adaylar, 20 dakika ilave sürelerini kullanabilecek.

    Kimlik kartını kaybeden, kimlik kartı bulunmayan veya kimlik kartında kimlik numarası ve fotoğrafı olmayan adaylar için il ve ilçe nüfus müdürlükleri sınav günü açık tutulacak.

    Sınav sonuçları, 16 Ekim’de açıklanacak.

    “KPSS sürecini tamamlamış olacağız”

    Açıklamada sınava ilişkin bilgi veren ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Bayram Ali Ersoy, sınavda toplam 17 bin 684 kişinin, sınav güvenliğinin sağlanması için de bin 821 emniyet personelinin görev yapacağını belirtti.

    Sınava katılacak adayların ilgili öğrenim düzeyinde KPSS Genel Yetenek-Genel Kültür, Ön Lisans ve Ortaöğretim sınavlarına katıldıklarını ifade eden Ersoy, 2024-KPSS DHBT’ye 49 bin 298 adayın ortaöğretim düzeyinde, 35 bin 603 adayın ön lisans düzeyinde ve 57 bin 581 adayın lisans düzeyinde katılacağını ve bu adayların 98 bin 128’inin kadın, 44 bin 354’ünün erkek olduğunu bildirdi.

    Sınava başvuran gaziler ile şehit ve gazilerin eş ve çocuklarının sınav ücretinden muaf tutulduğunu aktaran Ersoy, bu haktan 541 adayın yararlandığını, ayrıca başvuru yapan 249 engelli adayın mağduriyet yaşamaması için her türlü önlemi aldıklarını kaydetti.

    Ersoy, “Bu yıl ortaöğretim, ön lisans ve lisans düzeyinde olmak üzere tüm alanlarda uygulama gerçekleştirdik. 2024-KPSS DHBT ile KPSS sürecini tamamlamış olacağız. Her zaman gösterdiğimiz hassasiyeti bu sınavda da göstererek sorunsuz şekilde bu süreci tamamlayacağız. Katkılarından dolayı tüm görevlilere teşekkür ediyor, adaylara da başarılar diliyorum” ifadelerini kullandı.

  • CHP’li Kış: İUP velilere yeni bir yük

    CHP’li Kış: İUP velilere yeni bir yük

    CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, Milli Eğitim Bakanlığı’nda yaşanan krizlerin her geçen gün derinleştiğini ve çözüm üretilmediğini vurgulayarak, eğitim sisteminin büyük bir çıkmazda olduğuna dikkat çekti.

    Gülcan Kış: Okullarda Temizlik Krizi Velilere Yüklenemez!

    CHP Mersin Milletvekili Gülcan Kış, yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte okullarda yaşanan temizlik krizine dikkat çekti. İktidarın “tasarruf tedbirleri” adı altında devreye soktuğu İşgücü Uyum Programı (İUP), okullarda temizlik görevlilerinin haftada yalnızca 3 gün çalışmasını öngörüyor. Kalan 2 gün ise temizlik işlerinin velilerin sırtına yüklenmesi, eğitim sisteminde büyük bir hijyen sorununa neden olacak.

    “Hijyenin Sağlanamadığı Bir Okulda Eğitim Güvenli Olamaz!”

    Gülcan Kış, okulların temizliği gibi temel bir ihtiyacın bile karşılanamaz hale gelmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, “Okulların hijyenik ve güvenli bir ortam sunması, çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde eğitim alabilmesi için vazgeçilmezdir. Ancak, İUP ile görevlendirilen temizlik personelleri haftada sadece 3 gün çalışacak. Bu, 2 gün boyunca tuvaletlerin, sınıfların, koridorların temizlenmemesi anlamına geliyor. Hijyenin sağlanamadığı bir okulda eğitim güvenli olamaz!” dedi.

    “Velilere Yeni Bir Yük!”

    İUP’nin, okulların temizlik sorununu çözmek yerine velilere yeni bir yük getirdiğini belirten Kış, “Temizlik görevlilerinin haftada yalnızca 3 gün çalışması, geri kalan günlerde velilerden okul temizliğine katkı beklenmesi demektir. Zaten ekonomik zorluklar altında ezilen velilere bu yükü bindirmek, devletin temel sorumluluklarını yerine getiremediğinin bir göstergesidir. Çocuklarımızın sağlığı ve eğitimi asla tasarruf tedbirlerine kurban edilemez!” şeklinde konuştu.

    “TYP Yerine İUP: Sorunlar Derinleşiyor”

    Toplum Yararına Program (TYP) ile okullarda sağlanan temizlik personeli ihtiyacının siyasi rant uğruna işlevsiz hale getirildiğini dile getiren Gülcan Kış, İUP’nin de bu hatayı tekrarladığını ifade etti. “TYP, yıllardır okulların temizlik ihtiyaçlarını karşılamada kullanılıyordu. Ancak iktidarın ekonomik kriz bahanesiyle uyguladığı İUP, okullarda ciddi bir hijyen krizine yol açacak. Bu programın amacı, okullarda hijyen sağlamaktan çok, istihdam yaratmak gibi görünüyor. Eğitimdeki bu plansızlık ve çözüm üretme eksikliği, her zaman olduğu gibi çocuklarımızı ve velileri mağdur etmeye devam edecek” dedi.

    “MEB Sorumluluğu Üstlenmeli!”

    Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullardaki hijyen krizini bir an önce çözmesi gerektiğini söyleyen Kış, “Bu yılın ilk gününden itibaren yaşanacak temizlik sorununun sorumlusu MEB’dir. Temizlik görevlisi sayısının artırılması ve haftanın her günü okullarda çalışacak şekilde planlamalar yapılması şarttır. Çocuklarımızın sağlığı ve eğitim hakkı, siyasi hesaplara ve ekonomik kriz bahanelerine kurban edilemez. Bakanlık, bu konuda hızlıca adım atmalıdır” diye ekledi.