Blog

  • İBB burs başvuruları başladı

    İBB burs başvuruları başladı

    İBB burs başvuruları başladı. Yapılan duyuruda “100 bin üniversite öğrencisine 15 bin TL eğitim desteği veriyoruz. İstanbul Senin uygulamamız üzerinden başvurular başladı.” denildi. Başvuruları kabul edilen öğrenciler, İBB Sosyal Hizmetler Müdürlüğü tarafından SMS ile bilgilendirilecek.

    İBB burs başvuruları başladı. Duyuruyla birlikte İBB burs başvuru takvimi belli oldu. Yapılan açıklamaya göre, İBB burs başvuruları 18 Ekim 2024 tarihine kadar devam edecek.

    İBB BURS BAŞVURUSU NASIL YAPILIR?
    İBB burs başvuruları İstanbul Senin uygulaması üzerinden gerçekleştiriliyor.

    Eğitim yardımı başvurularınızı ve evrak işlemlerinizi web sayfamız gencuniversiteli.ibb.istanbul veya İstanbul Senin uygulamamız üzerinden gerçekleştirebilirsiniz.

    İBB BURS ÜCRETİ NE KADAR?
    Burs hakkı kazanan öğrencilere 5.000 TL + 5.000 TL + 5.000 TL olmak üzere 3 taksit halinde ödeme yapılacak.

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB burs başvurularının başladığını “100 bin üniversite öğrencisine 15 bin TL eğitim desteği veriyoruz. İstanbul Senin uygulamamız üzerinden başvurular başladı” sözleriyle duyurdu.

     

    İBB BURS BAŞVURU ŞARTLARI
    Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak

    Öğrencinin İstanbul’da öğrenim görüyor olması veya ailesinin/anne-baba vefat durumunda yakınının İstanbul’da ikamet etmesi *

    Ön lisans, Lisans, Yüksek Lisans veya Doktora öğrencisi olmak

    Normal öğrenim süresinin içinde eğitimine devam ediyor olmak

    Devlet üniversitesinde okuyor olmak veya vakıf /özel üniversitede %100 burslu okuyor olmak

    Ara ve son sınıf öğrencileri için yılsonu başarı notunun en az 100 üzerinden 53 ya da 4,00 üzerinden 2,00 olması

    Gelir durumu açısından maddi desteğe ihtiyacı olmak

  • Ücretsiz ders kitabı okutmayan özel okullara yönelik inceleme başlatıldı

    Ücretsiz ders kitabı okutmayan özel okullara yönelik inceleme başlatıldı

    MEB, dağıtılan ücretsiz ders kitaplarının özel okullarda okutulup okutulmadığının araştırılmasını ve bu kitapları okutmayan özel okullar hakkında da inceleme başlatılmasını istedi.

    MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nden, 81 il valiliğine gönderilen yazıda, Bakanlığa bağlı özel okullardaki eğitim-öğretim faaliyetlerinin Talim ve Terbiye Kurulunca onaylı öğretim programları ve haftalık ders çizelgeleri doğrultusunda yürütüldüğü hatırlatıldı.

    Özel okullarda okutulup okutulmadığının takibinin yapılması istendi

    Ders kitaplarının da Bakanlıkça hazırlandığı hatırlatılan yazıda, diğer sınıf düzeylerinde Türkiye Yüzyılı Maarif Modelinden önce uygulanan öğretim programlarına devam edildiği anlatıldı.

    Öğretim programları doğrultusunda Bakanlıkça hazırlanan ders kitaplarının resmi okullarla birlikte özel okullara da dağıtıldığı bildirilen yazıda, “Bakanlığımızca dağıtımı yapılan ders kitapları dışında ilgili sınıf düzeylerinde Bakanlığımızca onaylanmış ders kitabı bulunmadığından, tüm okullarda ders kitabı olarak sadece Bakanlığımızca Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline uygun olarak hazırlanan ders kitapları okutulabilecektir. Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde ‘Okullarda, Bakanlıkça onaylanan ders kitaplarının uygulanması esastır.’ hükmü yer almaktadır.” açıklaması yer aldı.

    Bakanlığın yazısında, bu kapsamda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline ve diğer öğretim programlarına uygun şekilde hazırlanarak Bakanlıkça dağıtılan ders kitaplarının özel okullarda okutulup okutulmadığı konusunda gerekli takibin yapılması, ders kitaplarını okutmayan özel okullar hakkında gerekli incelemenin yapılması istendi.

    Yeni mevzuat ile ücretsiz ders kitabı okutulması zorunlu hale getirilmişti

    Milli Eğitim Bakanlığınca bu yılın şubat ayında hazırlanan yeni mevzuat hükmü doğrultusunda, 2024-2025 eğitim-öğretim yılından itibaren tüm özel okulların derslerde Bakanlık onaylı ücretsiz ders kitaplarını okutması zorunlu getirilmişti.

    Bakanlık onaylı ders kitapları, eğitimin tüm kademelerinde devlet tarafından ücretsiz dağıtılıyor. Bu kitaplar, öğretim programlarına ve çağın gereklerine göre sürekli güncelleniyor.

    Bu hükümle pek çok hedef amaçlanıyor. Bunlardan biri de Bakanlığın denetiminden geçmeyen kitaplar aracılığıyla yanlış ve uygun olmayan öğrenmelerin önüne geçmek. Bu kapsamda, Türkiye’de resmi ve özel okullarda, ilgili bakanlık birimlerince hazırlanan ve Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca onaylanan öğretim programı uygulanırken, ders kitapları da buna uygun yazılıp yine onaya bağlı okutuluyor. Bu onay sırasında, öğrencilere ulaşan her ders kitabı, Bakanlıkça ciddi bir inceleme sürecinden geçiriliyor.

    Bakanlığın getirdiği yeni hükmün, ortak sınavlar ve ÖSYM tarafından gerçekleştirilen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) gibi merkezi sınavlara katılacak öğrenciler için önem taşıdığı kaydedildi. Bu sınavlarda yöneltilecek bütün sorularda Bakanlıkça hazırlanan ders kitapları kaynak olarak alınacak.

    Özel okullara devam eden öğrencisi olan velilerin talep edilen farklı kitaplar için ekonomik yönden zorlanmamaları da hedefler arasında bulunuyor.

    Yeni düzenlemeyle ayrıca “derslerde Bakanlık onaylı ders kitaplarının okutulmasını sağlama” konusunda, özel okulların kurucu ya da kurucu temsilcisiyle kurum müdürüne de çeşitli sorumluluk getirilmişti.

    Bakanlığın, 2024-2025 eğitim öğretim döneminden itibaren özel okulları okuttukları ders kitapları açısından denetime tabi tutmasına ilişkin süreç başladı.

    Bu kapsamda denetimlerde derslerde okutulan ders kitabının, Bakanlıkça ücretsiz dağıtılan kitaplar olup olmadığına bakılacak.

    Cezai müeyyide uygulanabilecek

    Milli Eğitim Bakanlığı, yeni düzenleme kapsamında, talep edilip edilmediğine bakmadan, tüm özel okullara öğrenci sayısı kadar ders kitabını ücretsiz gönderdi.

    Ücretsiz ders kitabını kullanmayan özel okullara, Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nun 7. maddesindeki, kademeli olarak para cezasından, çalışma ruhsatının iptaline kadar giden cezai müeyyideler uygulanabilecek.

  • Milli Eğitim Bakanı Tekin: Talep olduğu sürece imam hatip okulu açmaya devam edeceğiz

    Milli Eğitim Bakanı Tekin: Talep olduğu sürece imam hatip okulu açmaya devam edeceğiz

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Adapazarı Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin açılış törenine katıldı.

    Tekin, yaptığı konuşmada ‘İmam hatip okullarımız Türkiye’nin her tarafında, toplumsal talebe istinaden kurulmuş, açılmış durumda. 28 Şubat zulmünün engelleri gündeme geldiğinde oran olarak ne kadarsa şu anda da aynı orandadır. Yani Türkiye uygun bir noktada. Öyle sunuyorlar ki ‘Türkiye’nin her tarafında imam hatip okulları var.’ Hayır toplumsal talep neyse onu karşılayacak şekilde imam hatip okulu açtık. Talep olduğu sürece de açmaya da devam edeceğiz” dedi.

    Çeşitli açılış ve toplantılara katılmak üzere Sakarya’ya giden Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Adapazarı Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin açılışına katıldı. İmam hatip okullarına dair değerlendirmelerde bulunan Tekin, ”Şu anda imam hatip okullarımız Türkiye’nin her tarafında, toplumsal talebe istinaden kurulmuş, açılmış durumda” dedi.

    ”Talep olduğu sürece İmam Hatip açmaya devam edeceğiz”

    İmam hatip okullarının, 28 Şubat’ta neredeyse kapanma noktasına geldiğini, katsayı uygulamasıyla imam hatip okulları ve meslek liselerinin toplumsal itibarının ”ciddi şekilde sarsıldığını” dile getiren Tekin, konuşmasına şöyle devam etti:

    ”Bu anlamda hizmetlerimiz döneminde çok ciddi adımlar atıldı. Şu anda imam hatip okullarımız Türkiye’nin her tarafında, bunun da altını çizerek söylüyorum, toplumsal talebe istinaden kurulmuş, açılmış durumda. Şu rakamın altını özellikle çiziyorum. Burada 28 Şubat zulmünün engelleri gündeme geldiğinde oran olarak ne kadarsa şu anda da aynı orandadır. Yani Türkiye uygun bir noktada. Öyle sunuyorlar ki ‘Türkiye’nin her tarafında imam hatip okulları var.’ Hayır toplumsal talep neyse onu karşılayacak şekilde imam hatip okulu açtık. Talep olduğu sürece de açmaya da devam edeceğiz. Özellikle 2014 yılında proje okulu tanımlamasından sonra çok farklı projeler uygulayan imam hatip okullarımız var. Fen bilimleri, sosyal bilimler, fen ve teknoloji programı uygulayan, hafızlık projesi, İspanyolca programı uygulayan imam hatiplerimiz var. Dini musiki alanında, güzel sanatlar alanında, spor alanında proje uygulayan imam hatip okulumuz var. İmam hatip okullarımızın programlarını da öğrencilerimizin istek ve beklentileri doğrultusunda revize ediyoruz.”

  • MEB Müfettiş Yardımcılığı başvuruları açıldı

    MEB Müfettiş Yardımcılığı başvuruları açıldı

    Milli Eğitim Bakanlığı MEB, ülkemizin eğitimine değer katacak 50 yeni müfettiş yardımcısı almak üzere büyük bir sınav sürecine start verdi. Bu önemli adım, hem öğretmenlerin kariyer hedeflerine ulaşması için yeni bir kapı aralıyor hem de eğitim sistemimizin kalitesini yükseltmeyi amaçlıyor.

    Kimler Başvurabilir?
    Müfettiş yardımcılığı sınavına başvurabilmek için belirli şartları taşımak gerekiyor. Bunların başında, Milli Eğitim Bakanlığı kadrolarında en az 8 yıl öğretmenlik yapmış olmak geliyor. Ayrıca, bu 8 yıllık hizmetin en az 3 yılı Bakanlığa bağlı resmi eğitim kurumlarında geçirilmiş olmalıdır. Yaş sınırı olarak ise sınavın yapıldığı yılın Ocak ayının 1’inde 35 yaşını doldurmamış olmak gerekiyor.

    Sınav Süreci Nasıl İşleyecek?
    Sınav, yazılı ve sözlü olmak üzere iki aşamadan oluşacak. Yazılı sınavda adayların genel kültür, eğitim bilimleri ve alan bilgileri ölçülecek. Sözlü sınavda ise adayların iletişim becerileri, problem çözme yetenekleri ve eğitim sistemine yönelik görüşleri değerlendirilecek.

    Atama Kriterleri Neler?
    Sınavı kazanan adaylar, müfettiş yardımcılığı kadrolarına atanırken branşlarına göre belirlenen kontenjanlar dikkate alınacak. Aynı zamanda, adayların başvuru yaptıkları kadro derecesinin altında bir kadroya atanmaları durumunda bu durum kabul edilmiş sayılacak.

    Başvuru İşlemleri
    Sınav başvuruları, belirlenen tarihler arasında MEBBİS üzerinden yapılacak. Başvuru yapacak adayların, yukarıda belirtilen tüm şartları taşıdıklarından emin olmaları gerekmektedir.

    Neden Müfettiş Yardımcısı Olmalısınız?
    Müfettiş yardımcılığı, eğitim sisteminin gelişimine doğrudan katkı sağlayan önemli bir görevdir. Müfettiş yardımcıları, okulları ziyaret ederek eğitim süreçlerini değerlendirir, öğretmenlere rehberlik eder ve eğitim politikalarının uygulanmasına destek verirler. Bu sayede, hem kendi kariyerlerini geliştirme fırsatı bulurlar hem de ülkemizin geleceği olan çocuklarımızın daha iyi bir eğitim almasına katkı sağlarlar.

    Tablo 1: Atama Yapılacak Alanlar, Kadro Sayıları ve Sözlü Sınava Çağrılacak Aday Sayıları (Öğretmenlik Alanlarından Başvuran Adaylar İçin)

     

  • 14 yaşındaki öğrencisini istismar ettiği iddia edilen kadın öğretmen tutuklandı

    14 yaşındaki öğrencisini istismar ettiği iddia edilen kadın öğretmen tutuklandı

    İddialara göre, kadın İspanyolca öğretmeni 14 yaşındaki öğrencisini evine götürerek taciz etti. Defalarca kez yaşanan bu durumun üzerine öğretmen tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    İstanbul Gaziosmanpaşa’daki bir özel kolejde görev yapan 28 yaşındaki İspanyolca öğretmeni bir öğrencisini evine götürüp defalarca cinsel istismarda bulundu.

    “15 yaşından küçük olduğunu bilmiyordum” savunmasında bulunan öğretmene 14 yıl 7 ay hapis cezası verildi.

    Ekol TV’nin haberine göre, durumu öğrencinin babası fark ederek savcılığa başvurdu. Gözaltına alınan öğretmen 15 yaşından küçük olduğunu bilmiyordum” diyerek kendini savunsa da tutuklanmaktan kurtulamadı.

    4 ay tutuklu kalan öğretmenin yargılanmasına geçildikten sonra tahliye edildi.

    İspanyolca öğretmenine 14 yıl 7 ay ceza hapis cezası verildi.

  • Bursa’da eğitim uçağı kazasında iki pilot hayatını kaybetti

    Bursa’da eğitim uçağı kazasında iki pilot hayatını kaybetti

    Bursa Yenişehir Havalimanı’nın apron bölümüne eğitim uçağının düşmesi sonucu2 pilot hayatını kaybetti.

    Bursa Yenişehir Havalimanı’nda sabah saatlerinde eğitim uçağı düştü. Kaza sonrası olay yerine çok sayıda ambulans, itfaiye ve arama kurtarma ekibi sevk edildi. Kazada iki pilotun hayatını kaybettiği bildirildi.

    Bursa Valiliği’nden yapılan açıklamada, “İlimiz Bursa Yenişehir Havalanı apron kısmına 23.09.2024 günü saat 08.10’da özel bir uçuş okuluna ait 2 kişilik eğitim uçağı düşmüş, kazada 2 pilot hayatını kaybetmiştir. Olay ile ilgili adli ve idari soruşturma başlatılmıştır” denildi.

    Ölen pilotların kimlikleri belli oldu

    Bursa Yenişehir Havaalanı’na düşen eğitim uçağından hayatını kaybeden pilotların isimlerinin Ünal Aster (61) ve Emir Gülal Nalcı (42) olduğu öğrenildi.

    Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel yaptığı açıklamada, hayatını kaybeden pilotlara başsağlığı diledi. Özel, “Yenişehir Havaalanı apron kısmında bu sabah gerçekleşen talihsiz kazada, eğitim uçağının düşmesi sonucu pilotlarımız Ünal Aster ve Emir Gülal Nalcı’nın hayatlarını kaybettiklerimi derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım. Hayatını kaybeden değerli pilotlarımıza Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır diliyorum” dedi.

    Öte yandan, Bursa Valiliği tarafından yapılan açıklamada kazayla ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldığı açıklandı.

  • Zonguldak’ta eğitime 1 gün ara verildi

    Zonguldak’ta eğitime 1 gün ara verildi

    Zonguldak’ta olumsuz hava koşulları nedeniyle eğitime 1 gün ara verildi.

    Zonguldak Valiliği’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, kent genelinde, olumsuz hava koşulları nedeniyle bugün için tüm resmi ve özel örgün ile yaygın eğitim kurumlarında (rehabilitasyon merkezleri ve özel kurslar dahil) eğitim öğretime ara verildiği belirtildi.

    Ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan engelli ve hamile personelin de idari izinli sayılacağı kaydedildi.

  • 560 okula ‘hayalet sınıf’ cezası

    560 okula ‘hayalet sınıf’ cezası

    Üniversite sınavına daha rahat hazırlanmak için son sınıfta okul değiştiren öğrencilere, kendi okullarındaymış gibi ‘hayalet sınıf’ açan 560 özel okula toplam 40 milyon lira ceza kesildi. 650 civarında okula ‘hayalet sınıf’ denetimi yapılırken devamsızlık ve yoklama fişleri mercek altına alındı…

    Hürriyet gazetesi Eğitim yazarı Nuran Çakmakçı, MEB tarafından yapılan incelemenin detaylarını köşesine taşıdı.

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, geçen yıl üniversite sınavına hazırlanmak amacıyla son sınıfta okul değiştirenler için “hayalet sınıf” açtığı belirtilen 560 kuruma ceza yazdıklarını söyleyerek, “Bu tür yapılar varsa yine gereken cezaları vereceğiz. Ben özel okul temsilcilerine de sürekli söylüyorum; yani en meşhur okul da olsa hiç affetmeyeceğiz” diyerek uyarıda bulunmuştu.

    40 MİLYON TL CEZA

    Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri de 560 okula toplam 40 milyon TL ceza verildiğini, denetimlerin devam ettiğini, bu suçu tekrar işleyenlerin okullarının kapatılacağı mesajını verdi. Özel okullarda okuyan öğrencilerin okullara devam etmediği halde devam etmiş gibi gösterildiği, yani bir tür hayalet öğrenci ya da sınıf uygulaması yapıldığına yönelik duyumlar üzerine Milli Eğitim Bakanlığı, 2023-2024 eğitim-öğretim yılında genel bir inceleme ve denetim yaptı.

    650 OKUL İNCELENDİ

    Modüler incelemelerde 650 civarındaki okulda bu uygulamanın olabileceğine yönelik bir sonuç ortaya çıktı. Oluşturulan veriler üzerinden yapılan denetimler sonucunda 560 okulda hayalet sınıf ya da hayalet öğrenci tespit edildi. Bu okullara 5580 Sayılı Özel Öğretim Kanunu’nun 7’nci maddesi hükümlerince işlem yapıldı. Bu yıl da aynı durumun yaşanmaması için denetimler devam ediyor. Bakanlık yetkilileri daha önce bu kapsamda tespit yapılan okulların yeniden inceleneceğini ve bu konudaki denetimlerin kapsamının daha da genişleyeceğini açıkladı.

    3.TEKRARDA KAPATMA

    Hayalet sınıf açan okullara ceza, brüt asgari ücretin 5 veya 10 katı şeklinde uygulanıyor. Aynı fiilin tekrarı halinde ceza 5 kat veriliyor. Yani brüt asgari ücretin 25 veya 50 katı şekline dönüşüyor. Tüm uyarılara rağmen üçüncü kez hayalet sınıf açmayı sürdüren okulun kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı iptal ediliyor. Bakanlık yetkilileri şu ana kadar henüz kapatma cezası verilmediğini açıklayarak, bu yıl denetimler sonucunda aynı fiili işleyen okullara kapatma gelebileceğinin mesajını verdi.

    DEVAMSIZLIK FİŞLERİ MERCEK ALTINDA

    2024-2025 eğitim ve öğretim yılında yeniden takip yapılacak ve mevzuata aykırı hareket eden, yani gerçeğe uygun kayıt almayan, devamsızlık fişlerini tutmayan, yoklama almayan, devamsızlıkları e-okula işlemeyen, devamsızlıkları usulsüz şekilde silen veya değiştiren kurumlara 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda öngörülen işlemler uygulanacak.

  • Gecikmelerin sorumlusu kim?

    Gecikmelerin sorumlusu kim?

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, CNN Türk yayınında yeni başlayan eğitim öğretim yılında ortaya çıkan eksiklikler hakkında konuştu. Okulları için 30 bin temizlik görevlisinin istihdam edileceğini söyledi.

    Peki okullar açılmadan önce bu hazırlıklar neden yapılmadı?

    Milliyet eğitim yazarı Abbas Güçlü, “Gecikmelerin sorumlusu kim?” başlıklı yazısında MEB’de yaşanan sorunlara dikkat çekti.

    Güçlü’nün yazısı şöyle:

    Yeni öğretim yılı sancılı başladı.

    Hemen her gün yeni bir sorunla uyanıyoruz.

    Hiçbirisi de çözülmeyecek sorunlar değil ama görünen o ki karar alma süreçlerinde zafiyetler yaşanıyor.

    Örneğin öğretmen atamalarının hâlâ yapılamaması, örneğin okullara yeni temizlik görevlilerinin yarından sonra alınacak olması, örneğin LGS’deki hatalı sorunun yargı kararı ile okullar açıldıktan sonra iptal edilmesi, örneğin kapısı kırılan müdür yardımcısına yönelik yaptırımın öğretmenin başvurusundan sonra değil de görüntülerin sosyal medyaya düştükten sonra gerçekleşmesi, örneğin taşımalı eğitim ve engellilere yönelik servis uygulamasının yeterince düşünülmeden hayata geçirilmesi, örneğin hormonlu notlar, örneğin bir yandan zorunlu bağış yok denilirken öte yanda velilerin zorunlu bağış yapma noktasına gelmeleri?..

    Haftada üç gün çalışacak ve günlüğü 566 TL olan sigortasız temizlik görevlileri ile bu sürecin yürümeyeceği gün gibi ortadayken, mülakatın ve hatalı sorunun yargıya takılacağı alenen belliyken, tasarruf tedbirlerinin uygulanacağı en son alan eğitimken, ilk önce ondan başlamasının infial yaratacağı kesinken, uygulamalar neden hep öngörülerin tam tersi yönde gerçekleşiyor?

    Bakanlığı ya da iktidarı yıpratmak için bir kasıt olamaz çünkü, alınan her karar, onların onayı ile yapılıyor.

    Eğitimi, öğrencileri, velileri, öğretmenleri sevmiyor ya da ciddiye almıyor olamazlar çünkü en büyük bütçeyi ayıran da onlar, çıkan sorunları çözen ya da çözmeye çalışanlar da yine onlar. İddia edildiği gibi “eğitimsiz bir toplum isteniyor” söylemi de doğru olamaz çünkü her ne kadar kalite ve liyakat konusunda ciddi sorunlar yaşansa da okullaşma oranları hemen her alanda artıyor.

    Peki, o zaman sıkıntı nerede?

    Sorumluyu uzaklarda, muhalefette, sendikalarda ya da sosyal medyada aramak kolaycılık olur.

    Veli ve öğretmenlere kızmak da akla gelecek en son iş olmalı.

    İşte tam da bu noktada MEB’in çuvaldızın en büyüğünü önce kendisine batırması gerekir. Olaya bilimsel açıdan yaklaşarak önce tartışmalı konuları tek tek belirlemeli, sonrasında da nedenlerini bir bir sıralamalıdır.

    Ortaya çıkacak tabloya göre de bir daha aynı hataları yapmamaya özen gösterirlerse, en azından aynı konuda, aynı noktaya bir daha gelmezler.

    Bunu yaparken de hukukun üstünlüğüne inanmak zorundalar.

    Müşteri memnuniyetini yani öğrenci, öğretmen ve veli memnuniyetini asla göz ardı etmemeliler. Öngörülerinin sağlıklı olabilmesi için de sahadan sağlıklı bilgi akışı sağlanmalıdır.

    Dayatma ile değil istişare ile yol alınmalıdır.

    En önemlisi de attıkları her adımda referansları akıl, bilim, liyakat, kalite ve sürdürülebilirlik olmalıdır…

    Son zamanlarda alınan kararların ömürleri çok kısa oluyor.

    “Cumhuriyet tarihinin en büyük reformu” denilen projeler bile çöpe atılıyor. Karar alınırken, yürürlüğe konulurken yeterince irdelenmeden çok hızlı davranılıyor ama süreçte sıkıntı yaşandığında kaplumbağa hızıyla hareket ediliyor.

    Tartışmalar ülke geneline yayılmadıkça, gündemin ilk maddesi haline gelmedikçe, ilgilileri sokağa dökülmedikçe “pardon” denilmiyor.

    Oysa alışkanlık haline getirilmediği sürece hatadan dönmek de bir erdemdir. Hatasız kul olmayacağı gibi tüm öngörülerin dışında da hiç beklenmedik detaylar da sorun yaratabilir.

    Böylesi zamanlarda yapılacak en doğru hareket, muhataplarla zıtlaşmak ya da “güç bende ben ne istersem o olur” anlayışı değil, diyalog olmalıdır.

    Bu o kadar zor mu?

    Kesinlikle hayır.

    Yeter ki iletişime açık olalım, samimiyeti asla elden bırakmayalım ve yapılanların doğru olduğuna önce kendimizi sonra da ilgili tarafları inandıralım. Kriz çıktıktan sonra atılan ya da atılacak geri adımları da daha baştan öngörerek ortalığı hiç karıştırmayalım…

  • MEB’den dershane ve özel kurslara büyük takip

    MEB’den dershane ve özel kurslara büyük takip

    Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 10 Eylül 2024 tarihinde yayınladığı resmi yazıyla, özel öğretim kursları, sosyal etkinlik ve gelişim merkezleri ile kişisel gelişim kurslarına yönelik önemli bir uyarı niteliğinde açıklamalarda bulundu. MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından kaleme alınan yazıda, bu tür kurumların faaliyetlerinin yakından takip edilmesi ve gerekli denetimlerin yapılması gerektiği ifade edildi.

    Faaliyetlerin Amaca Uygunluğu Vurgulandı
    MEB’in gönderdiği yazıda, özel öğretim kursları ve benzeri eğitim merkezlerinin, kendi belirlenmiş faaliyet alanlarına uygun şekilde çalışmaları gerektiği açık bir şekilde ifade edildi. Bakanlık, bu kursların kendi türlerine göre belirlenmiş eğitim programlarına sadık kalmalarının önemine vurgu yaparken, kurumların faaliyet izni alırken belirlenen çerçevenin dışına çıkmamaları gerektiği üzerinde durdu. Bu kapsamda, kursiyer ve öğrenci kayıtlarının da yine bu belirlenen kurum türü ve program seviyelerine uygun olarak yapılması gerektiği belirtildi.

    Dönüşüm Şartları Hatırlatıldı
    Resmi yazıda ayrıca, kurumların faaliyet alanlarının dışında hizmet vermek istemeleri halinde, belirlenen şartları yerine getirmeleri gerektiği ifade edildi. Yani bir eğitim kurumu, kendi faaliyeti dışında bir alanda kurs düzenlemek istiyorsa, öncelikle ilgili şartları sağlayarak faaliyet alanını resmi olarak dönüştürmek zorunda. Bu dönüşüm yapılmadan, kurumun farklı bir alan ya da seviyede hizmet vermesi durumunda, hukuki yaptırımların uygulanacağı hatırlatıldı.

    Yasaya Aykırı Faaliyetlere Dikkat Çekildi
    MEB’in yazısında, özellikle kendi kurum türünün dışına çıkarak başka programlar uygulayan kurslara yönelik ciddi uyarılar yer aldı. Bu kurumların faaliyetlerinin, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen yasal çerçevede değerlendirileceği ve yasalara aykırı davranan kurumların kapatılabileceği belirtildi. Yazıda, İlgi (a)’da kayıtlı olan 5580 sayılı Kanun’un 7’nci maddesine de atıf yapıldı. Bu maddede, izni amacı dışında kullandığı tespit edilen kurumların açma izni ve çalışma ruhsatlarının iptal edileceği hükmüne yer verildiği hatırlatıldı.

    Valiliklere Takip Görevi Verildi
    Milli Eğitim Bakanlığı, bu uyarıların sadece yazılı olarak kalmaması gerektiğine vurgu yaparak, illerdeki valiliklere de bu kurumların takibini yapma görevi verdi. Yazıda, valiliklerin konuyla ilgili gerekli denetimleri yapmaları ve amaca uygun şekilde hareket etmeyen kurumlar hakkında gerekli işlemleri başlatmaları talep edildi. Valiliklerin bu süreçte, özel öğretim kurumlarının yasalara uygun şekilde faaliyet göstermesini sağlamaları ve herhangi bir usulsüzlük durumunda ilgili kurumların faaliyetlerine son vermeleri gerektiği de belirtildi.

    Denetimlerin Artması Bekleniyor
    Bu resmi yazının ardından, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen kurallara aykırı faaliyet gösteren kurs ve eğitim merkezlerine yönelik denetimlerin artması bekleniyor. Özel öğretim kurumlarının ve kişisel gelişim kurslarının, kendi izinli faaliyet alanlarının dışına çıkmaları durumunda karşılaşacakları yaptırımların net bir şekilde ifade edilmesi, bu alanda faaliyet gösteren birçok kurumu daha dikkatli hareket etmeye zorlayacak gibi görünüyor.

    MEB’in bu yazısı, özellikle son dönemde çeşitli eğitim merkezlerinin faaliyetlerinin denetim dışı kaldığı ve bazı kursların yetki alanlarının dışına çıkarak eğitim verdiği yönünde gelen şikayetler üzerine kaleme alınmış olabilir. Bu bağlamda, resmi yazının ardından başlatılacak denetim süreçleri, hem kursların kalitesinin artmasına hem de öğrencilerin daha nitelikli ve güvenli bir eğitim almasına katkı sağlayacaktır.

    Özel Öğretim Kurumları İçin Yeni Dönem
    MEB’in bu uyarı yazısıyla birlikte, Türkiye genelinde faaliyet gösteren özel öğretim kurumları ve kurslar için yeni bir döneme girilmiş olacak. Bakanlık, kursların eğitim faaliyetlerinin sıkı bir denetim altında tutulacağını ve yasaların öngördüğü çerçevenin dışına çıkanlara müsamaha gösterilmeyeceğini net bir şekilde ifade etti. Bu durum, özellikle eğitim alanında faaliyet gösteren özel kursların yasalara uygun şekilde yeniden yapılanmalarını gerektirebilir.