Yazar: Atakan Sönmez

  • 14 yaşındaki öğrencisini istismar ettiği iddia edilen kadın öğretmen tutuklandı

    14 yaşındaki öğrencisini istismar ettiği iddia edilen kadın öğretmen tutuklandı

    İddialara göre, kadın İspanyolca öğretmeni 14 yaşındaki öğrencisini evine götürerek taciz etti. Defalarca kez yaşanan bu durumun üzerine öğretmen tutuklanarak cezaevine gönderildi.

    İstanbul Gaziosmanpaşa’daki bir özel kolejde görev yapan 28 yaşındaki İspanyolca öğretmeni bir öğrencisini evine götürüp defalarca cinsel istismarda bulundu.

    “15 yaşından küçük olduğunu bilmiyordum” savunmasında bulunan öğretmene 14 yıl 7 ay hapis cezası verildi.

    Ekol TV’nin haberine göre, durumu öğrencinin babası fark ederek savcılığa başvurdu. Gözaltına alınan öğretmen 15 yaşından küçük olduğunu bilmiyordum” diyerek kendini savunsa da tutuklanmaktan kurtulamadı.

    4 ay tutuklu kalan öğretmenin yargılanmasına geçildikten sonra tahliye edildi.

    İspanyolca öğretmenine 14 yıl 7 ay ceza hapis cezası verildi.

  • Bursa’da eğitim uçağı kazasında iki pilot hayatını kaybetti

    Bursa’da eğitim uçağı kazasında iki pilot hayatını kaybetti

    Bursa Yenişehir Havalimanı’nın apron bölümüne eğitim uçağının düşmesi sonucu2 pilot hayatını kaybetti.

    Bursa Yenişehir Havalimanı’nda sabah saatlerinde eğitim uçağı düştü. Kaza sonrası olay yerine çok sayıda ambulans, itfaiye ve arama kurtarma ekibi sevk edildi. Kazada iki pilotun hayatını kaybettiği bildirildi.

    Bursa Valiliği’nden yapılan açıklamada, “İlimiz Bursa Yenişehir Havalanı apron kısmına 23.09.2024 günü saat 08.10’da özel bir uçuş okuluna ait 2 kişilik eğitim uçağı düşmüş, kazada 2 pilot hayatını kaybetmiştir. Olay ile ilgili adli ve idari soruşturma başlatılmıştır” denildi.

    Ölen pilotların kimlikleri belli oldu

    Bursa Yenişehir Havaalanı’na düşen eğitim uçağından hayatını kaybeden pilotların isimlerinin Ünal Aster (61) ve Emir Gülal Nalcı (42) olduğu öğrenildi.

    Yenişehir Belediye Başkanı Ercan Özel yaptığı açıklamada, hayatını kaybeden pilotlara başsağlığı diledi. Özel, “Yenişehir Havaalanı apron kısmında bu sabah gerçekleşen talihsiz kazada, eğitim uçağının düşmesi sonucu pilotlarımız Ünal Aster ve Emir Gülal Nalcı’nın hayatlarını kaybettiklerimi derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım. Hayatını kaybeden değerli pilotlarımıza Allah’tan rahmet, kederli ailelerine sabır diliyorum” dedi.

    Öte yandan, Bursa Valiliği tarafından yapılan açıklamada kazayla ilgili adli ve idari soruşturma başlatıldığı açıklandı.

  • Zonguldak’ta eğitime 1 gün ara verildi

    Zonguldak’ta eğitime 1 gün ara verildi

    Zonguldak’ta olumsuz hava koşulları nedeniyle eğitime 1 gün ara verildi.

    Zonguldak Valiliği’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, kent genelinde, olumsuz hava koşulları nedeniyle bugün için tüm resmi ve özel örgün ile yaygın eğitim kurumlarında (rehabilitasyon merkezleri ve özel kurslar dahil) eğitim öğretime ara verildiği belirtildi.

    Ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan engelli ve hamile personelin de idari izinli sayılacağı kaydedildi.

  • 560 okula ‘hayalet sınıf’ cezası

    560 okula ‘hayalet sınıf’ cezası

    Üniversite sınavına daha rahat hazırlanmak için son sınıfta okul değiştiren öğrencilere, kendi okullarındaymış gibi ‘hayalet sınıf’ açan 560 özel okula toplam 40 milyon lira ceza kesildi. 650 civarında okula ‘hayalet sınıf’ denetimi yapılırken devamsızlık ve yoklama fişleri mercek altına alındı…

    Hürriyet gazetesi Eğitim yazarı Nuran Çakmakçı, MEB tarafından yapılan incelemenin detaylarını köşesine taşıdı.

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, geçen yıl üniversite sınavına hazırlanmak amacıyla son sınıfta okul değiştirenler için “hayalet sınıf” açtığı belirtilen 560 kuruma ceza yazdıklarını söyleyerek, “Bu tür yapılar varsa yine gereken cezaları vereceğiz. Ben özel okul temsilcilerine de sürekli söylüyorum; yani en meşhur okul da olsa hiç affetmeyeceğiz” diyerek uyarıda bulunmuştu.

    40 MİLYON TL CEZA

    Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri de 560 okula toplam 40 milyon TL ceza verildiğini, denetimlerin devam ettiğini, bu suçu tekrar işleyenlerin okullarının kapatılacağı mesajını verdi. Özel okullarda okuyan öğrencilerin okullara devam etmediği halde devam etmiş gibi gösterildiği, yani bir tür hayalet öğrenci ya da sınıf uygulaması yapıldığına yönelik duyumlar üzerine Milli Eğitim Bakanlığı, 2023-2024 eğitim-öğretim yılında genel bir inceleme ve denetim yaptı.

    650 OKUL İNCELENDİ

    Modüler incelemelerde 650 civarındaki okulda bu uygulamanın olabileceğine yönelik bir sonuç ortaya çıktı. Oluşturulan veriler üzerinden yapılan denetimler sonucunda 560 okulda hayalet sınıf ya da hayalet öğrenci tespit edildi. Bu okullara 5580 Sayılı Özel Öğretim Kanunu’nun 7’nci maddesi hükümlerince işlem yapıldı. Bu yıl da aynı durumun yaşanmaması için denetimler devam ediyor. Bakanlık yetkilileri daha önce bu kapsamda tespit yapılan okulların yeniden inceleneceğini ve bu konudaki denetimlerin kapsamının daha da genişleyeceğini açıkladı.

    3.TEKRARDA KAPATMA

    Hayalet sınıf açan okullara ceza, brüt asgari ücretin 5 veya 10 katı şeklinde uygulanıyor. Aynı fiilin tekrarı halinde ceza 5 kat veriliyor. Yani brüt asgari ücretin 25 veya 50 katı şekline dönüşüyor. Tüm uyarılara rağmen üçüncü kez hayalet sınıf açmayı sürdüren okulun kurum açma izni ile işyeri açma ve çalışma ruhsatı iptal ediliyor. Bakanlık yetkilileri şu ana kadar henüz kapatma cezası verilmediğini açıklayarak, bu yıl denetimler sonucunda aynı fiili işleyen okullara kapatma gelebileceğinin mesajını verdi.

    DEVAMSIZLIK FİŞLERİ MERCEK ALTINDA

    2024-2025 eğitim ve öğretim yılında yeniden takip yapılacak ve mevzuata aykırı hareket eden, yani gerçeğe uygun kayıt almayan, devamsızlık fişlerini tutmayan, yoklama almayan, devamsızlıkları e-okula işlemeyen, devamsızlıkları usulsüz şekilde silen veya değiştiren kurumlara 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu’nda öngörülen işlemler uygulanacak.

  • Gecikmelerin sorumlusu kim?

    Gecikmelerin sorumlusu kim?

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, CNN Türk yayınında yeni başlayan eğitim öğretim yılında ortaya çıkan eksiklikler hakkında konuştu. Okulları için 30 bin temizlik görevlisinin istihdam edileceğini söyledi.

    Peki okullar açılmadan önce bu hazırlıklar neden yapılmadı?

    Milliyet eğitim yazarı Abbas Güçlü, “Gecikmelerin sorumlusu kim?” başlıklı yazısında MEB’de yaşanan sorunlara dikkat çekti.

    Güçlü’nün yazısı şöyle:

    Yeni öğretim yılı sancılı başladı.

    Hemen her gün yeni bir sorunla uyanıyoruz.

    Hiçbirisi de çözülmeyecek sorunlar değil ama görünen o ki karar alma süreçlerinde zafiyetler yaşanıyor.

    Örneğin öğretmen atamalarının hâlâ yapılamaması, örneğin okullara yeni temizlik görevlilerinin yarından sonra alınacak olması, örneğin LGS’deki hatalı sorunun yargı kararı ile okullar açıldıktan sonra iptal edilmesi, örneğin kapısı kırılan müdür yardımcısına yönelik yaptırımın öğretmenin başvurusundan sonra değil de görüntülerin sosyal medyaya düştükten sonra gerçekleşmesi, örneğin taşımalı eğitim ve engellilere yönelik servis uygulamasının yeterince düşünülmeden hayata geçirilmesi, örneğin hormonlu notlar, örneğin bir yandan zorunlu bağış yok denilirken öte yanda velilerin zorunlu bağış yapma noktasına gelmeleri?..

    Haftada üç gün çalışacak ve günlüğü 566 TL olan sigortasız temizlik görevlileri ile bu sürecin yürümeyeceği gün gibi ortadayken, mülakatın ve hatalı sorunun yargıya takılacağı alenen belliyken, tasarruf tedbirlerinin uygulanacağı en son alan eğitimken, ilk önce ondan başlamasının infial yaratacağı kesinken, uygulamalar neden hep öngörülerin tam tersi yönde gerçekleşiyor?

    Bakanlığı ya da iktidarı yıpratmak için bir kasıt olamaz çünkü, alınan her karar, onların onayı ile yapılıyor.

    Eğitimi, öğrencileri, velileri, öğretmenleri sevmiyor ya da ciddiye almıyor olamazlar çünkü en büyük bütçeyi ayıran da onlar, çıkan sorunları çözen ya da çözmeye çalışanlar da yine onlar. İddia edildiği gibi “eğitimsiz bir toplum isteniyor” söylemi de doğru olamaz çünkü her ne kadar kalite ve liyakat konusunda ciddi sorunlar yaşansa da okullaşma oranları hemen her alanda artıyor.

    Peki, o zaman sıkıntı nerede?

    Sorumluyu uzaklarda, muhalefette, sendikalarda ya da sosyal medyada aramak kolaycılık olur.

    Veli ve öğretmenlere kızmak da akla gelecek en son iş olmalı.

    İşte tam da bu noktada MEB’in çuvaldızın en büyüğünü önce kendisine batırması gerekir. Olaya bilimsel açıdan yaklaşarak önce tartışmalı konuları tek tek belirlemeli, sonrasında da nedenlerini bir bir sıralamalıdır.

    Ortaya çıkacak tabloya göre de bir daha aynı hataları yapmamaya özen gösterirlerse, en azından aynı konuda, aynı noktaya bir daha gelmezler.

    Bunu yaparken de hukukun üstünlüğüne inanmak zorundalar.

    Müşteri memnuniyetini yani öğrenci, öğretmen ve veli memnuniyetini asla göz ardı etmemeliler. Öngörülerinin sağlıklı olabilmesi için de sahadan sağlıklı bilgi akışı sağlanmalıdır.

    Dayatma ile değil istişare ile yol alınmalıdır.

    En önemlisi de attıkları her adımda referansları akıl, bilim, liyakat, kalite ve sürdürülebilirlik olmalıdır…

    Son zamanlarda alınan kararların ömürleri çok kısa oluyor.

    “Cumhuriyet tarihinin en büyük reformu” denilen projeler bile çöpe atılıyor. Karar alınırken, yürürlüğe konulurken yeterince irdelenmeden çok hızlı davranılıyor ama süreçte sıkıntı yaşandığında kaplumbağa hızıyla hareket ediliyor.

    Tartışmalar ülke geneline yayılmadıkça, gündemin ilk maddesi haline gelmedikçe, ilgilileri sokağa dökülmedikçe “pardon” denilmiyor.

    Oysa alışkanlık haline getirilmediği sürece hatadan dönmek de bir erdemdir. Hatasız kul olmayacağı gibi tüm öngörülerin dışında da hiç beklenmedik detaylar da sorun yaratabilir.

    Böylesi zamanlarda yapılacak en doğru hareket, muhataplarla zıtlaşmak ya da “güç bende ben ne istersem o olur” anlayışı değil, diyalog olmalıdır.

    Bu o kadar zor mu?

    Kesinlikle hayır.

    Yeter ki iletişime açık olalım, samimiyeti asla elden bırakmayalım ve yapılanların doğru olduğuna önce kendimizi sonra da ilgili tarafları inandıralım. Kriz çıktıktan sonra atılan ya da atılacak geri adımları da daha baştan öngörerek ortalığı hiç karıştırmayalım…

  • MEB’den dershane ve özel kurslara büyük takip

    MEB’den dershane ve özel kurslara büyük takip

    Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 10 Eylül 2024 tarihinde yayınladığı resmi yazıyla, özel öğretim kursları, sosyal etkinlik ve gelişim merkezleri ile kişisel gelişim kurslarına yönelik önemli bir uyarı niteliğinde açıklamalarda bulundu. MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından kaleme alınan yazıda, bu tür kurumların faaliyetlerinin yakından takip edilmesi ve gerekli denetimlerin yapılması gerektiği ifade edildi.

    Faaliyetlerin Amaca Uygunluğu Vurgulandı
    MEB’in gönderdiği yazıda, özel öğretim kursları ve benzeri eğitim merkezlerinin, kendi belirlenmiş faaliyet alanlarına uygun şekilde çalışmaları gerektiği açık bir şekilde ifade edildi. Bakanlık, bu kursların kendi türlerine göre belirlenmiş eğitim programlarına sadık kalmalarının önemine vurgu yaparken, kurumların faaliyet izni alırken belirlenen çerçevenin dışına çıkmamaları gerektiği üzerinde durdu. Bu kapsamda, kursiyer ve öğrenci kayıtlarının da yine bu belirlenen kurum türü ve program seviyelerine uygun olarak yapılması gerektiği belirtildi.

    Dönüşüm Şartları Hatırlatıldı
    Resmi yazıda ayrıca, kurumların faaliyet alanlarının dışında hizmet vermek istemeleri halinde, belirlenen şartları yerine getirmeleri gerektiği ifade edildi. Yani bir eğitim kurumu, kendi faaliyeti dışında bir alanda kurs düzenlemek istiyorsa, öncelikle ilgili şartları sağlayarak faaliyet alanını resmi olarak dönüştürmek zorunda. Bu dönüşüm yapılmadan, kurumun farklı bir alan ya da seviyede hizmet vermesi durumunda, hukuki yaptırımların uygulanacağı hatırlatıldı.

    Yasaya Aykırı Faaliyetlere Dikkat Çekildi
    MEB’in yazısında, özellikle kendi kurum türünün dışına çıkarak başka programlar uygulayan kurslara yönelik ciddi uyarılar yer aldı. Bu kurumların faaliyetlerinin, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen yasal çerçevede değerlendirileceği ve yasalara aykırı davranan kurumların kapatılabileceği belirtildi. Yazıda, İlgi (a)’da kayıtlı olan 5580 sayılı Kanun’un 7’nci maddesine de atıf yapıldı. Bu maddede, izni amacı dışında kullandığı tespit edilen kurumların açma izni ve çalışma ruhsatlarının iptal edileceği hükmüne yer verildiği hatırlatıldı.

    Valiliklere Takip Görevi Verildi
    Milli Eğitim Bakanlığı, bu uyarıların sadece yazılı olarak kalmaması gerektiğine vurgu yaparak, illerdeki valiliklere de bu kurumların takibini yapma görevi verdi. Yazıda, valiliklerin konuyla ilgili gerekli denetimleri yapmaları ve amaca uygun şekilde hareket etmeyen kurumlar hakkında gerekli işlemleri başlatmaları talep edildi. Valiliklerin bu süreçte, özel öğretim kurumlarının yasalara uygun şekilde faaliyet göstermesini sağlamaları ve herhangi bir usulsüzlük durumunda ilgili kurumların faaliyetlerine son vermeleri gerektiği de belirtildi.

    Denetimlerin Artması Bekleniyor
    Bu resmi yazının ardından, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen kurallara aykırı faaliyet gösteren kurs ve eğitim merkezlerine yönelik denetimlerin artması bekleniyor. Özel öğretim kurumlarının ve kişisel gelişim kurslarının, kendi izinli faaliyet alanlarının dışına çıkmaları durumunda karşılaşacakları yaptırımların net bir şekilde ifade edilmesi, bu alanda faaliyet gösteren birçok kurumu daha dikkatli hareket etmeye zorlayacak gibi görünüyor.

    MEB’in bu yazısı, özellikle son dönemde çeşitli eğitim merkezlerinin faaliyetlerinin denetim dışı kaldığı ve bazı kursların yetki alanlarının dışına çıkarak eğitim verdiği yönünde gelen şikayetler üzerine kaleme alınmış olabilir. Bu bağlamda, resmi yazının ardından başlatılacak denetim süreçleri, hem kursların kalitesinin artmasına hem de öğrencilerin daha nitelikli ve güvenli bir eğitim almasına katkı sağlayacaktır.

    Özel Öğretim Kurumları İçin Yeni Dönem
    MEB’in bu uyarı yazısıyla birlikte, Türkiye genelinde faaliyet gösteren özel öğretim kurumları ve kurslar için yeni bir döneme girilmiş olacak. Bakanlık, kursların eğitim faaliyetlerinin sıkı bir denetim altında tutulacağını ve yasaların öngördüğü çerçevenin dışına çıkanlara müsamaha gösterilmeyeceğini net bir şekilde ifade etti. Bu durum, özellikle eğitim alanında faaliyet gösteren özel kursların yasalara uygun şekilde yeniden yapılanmalarını gerektirebilir.

  • Öğretmenlere veli ziyareti uygulaması geliyor

    Öğretmenlere veli ziyareti uygulaması geliyor

    2024-2025 eğitim-öğretim yılına girilirken Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eğitim sistemine ilişkin önemli düzenlemelere imza atmaya hazırlanıyor. Son yıllarda giderek bozulduğu gözlenen veli ve okul ilişkilerini yeniden sağlam temellere oturtmak amacıyla bir dizi tedbir almayı hedefleyen Bakanlık, bu kapsamda en dikkat çeken uygulamalardan birinin veli ziyaretleri olacağını duyurdu. Peki, veli ziyaretleri öğretmenler için zorunlu mu olacak? Milli Eğitim Bakanlığı bu konuda ne gibi adımlar atmayı planlıyor?

    Aile ve Okul İlişkilerinin Güçlendirilmesi: Milli Eğitim Bakanlığının Yeni Politikası

    Milli Eğitim Bakanlığı, 2024-2025 eğitim-öğretim yılı için hayata geçirmeyi planladığı çeşitli düzenlemelerle eğitimdeki kaliteyi artırmayı amaçlıyor. Bu düzenlemeler arasında yer alan ve müfredat değişiklikleri ile öne çıkan derslerin öğretmenlere verilecek detaylı eğitimlerle daha etkin hale getirileceği belirtilmişti. Ancak eğitimin en önemli paydaşlarından biri olan ailelerin de sürece daha etkin katılımını sağlamak adına Bakanlık, veli ve okul ilişkilerinin düzeltilmesi gerektiği konusunda kararlı adımlar atıyor.

    Son dönemde veliler ile okul yönetimi ve öğretmenler arasında çeşitli sorunların yaşandığı biliniyor. Bu sorunlar, zaman zaman şiddet olaylarına kadar varan boyutlara ulaşabiliyor. Okul güvenliğinin tehlikeye girdiği bu tür olaylar karşısında Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimde aile katılımının artırılması ve veli-öğretmen ilişkilerinin güçlendirilmesi amacıyla çeşitli düzenlemeler yapmaya hazırlanıyor. Bakanlık, aile ile okul arasındaki iletişimi geliştirecek uygulamaları devreye sokarak bu tür olumsuz durumların önüne geçmeyi hedefliyor.

    Veli Ziyaretleri: Öğretmenler İçin Zorunlu mu?

    Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yapılan açıklamalara göre, yeni dönemde veli ziyaretleri önemli bir uygulama olarak hayata geçirilecek. Özellikle aile ile öğretmenlerin daha yakın bir iletişim kurması hedeflenirken, bu uygulamanın öğretmenler için zorunlu olup olmayacağı sorusu gündeme geliyor.

    Bakanlık, veli ziyaretlerini belirli öğretmen grupları için zorunlu hale getirmeyi planlıyor. Bu kapsamda özellikle şube rehber öğretmenleri ve sınıf rehber öğretmenlerinin, okul yönetimiyle birlikte planlı veli ziyaretleri gerçekleştirmesi talep edilecek. İl ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine gönderilen talimatlarla, veli ziyaretleri konusundaki organizasyonun okullar tarafından planlanacağı belirtiliyor. Ziyaretler sırasında öğretmenlerin, öğrenci gelişimi ve başarılarıyla ilgili veli bilgilendirmesi yapması, ailelerin eğitim sürecine daha aktif katılım göstermesinin teşvik edilmesi hedefleniyor.

    Milli Eğitim Bakanlığı, bu veli ziyaretlerinin belirli bir program dahilinde gerçekleştirileceğini ve velilere yönelik eğitim çalışmalarının da artırılacağını ifade ediyor. Aile katılımının eğitimdeki önemini vurgulayan Bakanlık, bu ziyaretlerle birlikte okul-aile-öğrenci üçgeninde daha sağlam bir bağ kurulacağını öngörüyor.

    Okul Güvenliğini Artırmayı Hedefleyen Düzenlemeler

    Son dönemde yaşanan öğretmen ve okul yöneticilerine yönelik saldırılar, okulların güvenli bir ortam olmaktan çıktığına dair endişeleri artırdı. Milli Eğitim Bakanlığı, bu sorunları çözmek ve okul ortamının güvenliğini sağlamak amacıyla veli-öğretmen ilişkilerini iyileştirecek adımlar atıyor. Veli ziyaretleriyle, ailelerin çocuklarının eğitim sürecine daha bilinçli ve aktif bir şekilde katılım göstermesi sağlanacak, böylece öğretmenler ile veliler arasında yaşanan gerilimlerin önüne geçilmesi hedefleniyor.

    Özellikle şube rehber öğretmenleri ve sınıf rehber öğretmenlerinin, okul yöneticileriyle iş birliği içerisinde hareket ederek veli ziyaretlerine katılmasının zorunlu hale getirilmesi planlanıyor. Bu ziyaretlerin, öğrencilerin başarısı ve gelişimi üzerinde olumlu etkiler yaratması amaçlanırken, aynı zamanda veliler ve öğretmenler arasındaki iletişimin güçlenmesi hedefleniyor. Veli ziyaretlerinin yanı sıra, okul güvenliğiyle ilgili alınacak diğer tedbirler de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hayata geçirilecek.

    Aile Katılımı ve Eğitimde Başarı: Yeni Müfredat ve Veli Eğitimleri

    Eğitimde ailenin rolünün ne kadar önemli olduğunun farkına varan Milli Eğitim Bakanlığı, bu farkındalığı pekiştirmek adına veli eğitimlerine yönelik yeni düzenlemelere de gitmeye hazırlanıyor. Ailelerin çocuklarının eğitimine daha aktif bir şekilde katılım sağlaması, öğrenci başarısının artırılmasında önemli bir faktör olarak görülüyor. Bu nedenle Bakanlık, velilere yönelik çeşitli bilgilendirme ve eğitim çalışmaları düzenleyerek, ailelerin eğitim sürecine katkıda bulunmasını hedefliyor.

    Bakanlık yetkilileri, veli eğitimlerinin yanı sıra yeni müfredat kapsamında yapılan değişikliklerin de öğrenci başarısı üzerindeki olumlu etkilerinin artacağını ifade ediyor. 2024-2025 eğitim-öğretim yılı itibarıyla uygulanmaya başlayacak olan yeni müfredat, öğretmenlerin aldığı detaylı eğitimler sayesinde daha verimli hale gelecek. Müfredat değişiklikleriyle birlikte öğrencilerin öğrenme süreçlerine daha etkin bir şekilde dahil olması, ailelerin de bu süreçte aktif rol almasıyla birlikte eğitimdeki başarı oranlarının yükseltilmesi bekleniyor.

    Veli-Öğretmen İş Birliği: Eğitimde Başarının Anahtarı

    Milli Eğitim Bakanlığı, aile katılımının eğitimdeki başarıya doğrudan etkisi olduğunun altını çiziyor. Ailelerin çocuklarının eğitim sürecine dahil edilmesi, hem öğrenci başarısının artmasını hem de okul içindeki disiplin ve düzenin sağlanmasını mümkün kılacak. Bu doğrultuda hayata geçirilecek olan veli ziyaretleri ve veli eğitimleri, aile-öğrenci-öğretmen iş birliğini artırarak eğitimdeki sorunların çözümüne katkı sağlayacak.

    2024-2025 eğitim-öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılacak olan veli ziyaretleri, öğretmenler ve veliler arasında daha güçlü bir bağ kurulmasını amaçlayan önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Söz konusu düzenlemeler, ailelerin çocuklarının eğitim sürecine daha bilinçli bir şekilde katılım göstermesini sağlarken, eğitimdeki kaliteyi artırmaya yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.

  • 2024-2025 eğitim öğretim yılında öğretmenler ara tatil yapamayabilir

    2024-2025 eğitim öğretim yılında öğretmenler ara tatil yapamayabilir

    2024-2025 eğitim öğretim yılı, Türkiye genelinde 9 Eylül 2024 tarihinde başlayacak. Bu tarihten itibaren öğrenciler okullarına geri dönecek ve yeni müfredat doğrultusunda eğitimlerine devam edecekler. Ancak, bu yılki eğitim öğretim takviminde öğretmenler için önemli bir değişiklik bulunuyor. 28 Haziran 2024 tarihinden bu yana yaz tatilinde olan öğretmenler, yeni eğitim öğretim yılı içerisinde planlanan ara tatil döneminde tatile çıkamayacaklar. Bunun yerine, kendileri için öngörülen bir dizi eğitim programına katılacaklar.

    Ara Tatil Takvimi ve İçeriği

    2024-2025 eğitim öğretim yılı takvimine göre, öğrenciler için ilk ara tatil 11-15 Kasım 2024 tarihleri arasında uygulanacak. Bu ara tatil, öğrencilerin 1. dönem sınavlarını tamamlamalarının hemen ardından başlayacak. 8 Kasım 2024 tarihinde derslerden çıkacak olan öğrenciler, 18 Kasım 2024 tarihinde okula geri dönerek eğitimlerine kaldıkları yerden devam edecekler.

    Bu ara tatil süresince öğrenciler, dinlenme ve yenilenme fırsatı bulacakları bir döneme girecekler. Ancak, öğretmenler için durum biraz farklı olacak. Öğrenciler dinlenirken, öğretmenler yeni müfredat kapsamında verilecek olan eğitim programlarına katılacaklar. Bu durum, öğretmenlerin ara tatil süresince tatile çıkamayacakları anlamına geliyor.

    Öğretmenlere Yönelik Eğitim Programı

    Ara tatil döneminde öğretmenler, Milli Eğitim Bakanlığının yeni müfredat doğrultusunda hazırladığı eğitim programlarına katılacaklar. Söz konusu eğitim programları, tüm öğretmenleri kapsayacak şekilde planlanmış olsa da özellikle müfredat değişiklikleri yapılan branşlardaki öğretmenler için daha yoğun bir eğitim süreci öngörülüyor.

    Bu eğitimler, öğretmenlerin yeni müfredatı daha iyi kavramalarını ve sınıflarında uygulamalarını sağlamak amacıyla düzenlenecek. Ayrıca, bu eğitimlerin öğretmenlerin mesleki gelişimlerine de katkı sağlaması hedefleniyor. Eğitimler, sınıf içi uygulamalardan müfredat değişikliklerine, yeni öğretim tekniklerinden dijital araçların kullanımına kadar geniş bir yelpazede konuları kapsayacak.

    Ara Tatilin Öğretmenler Üzerindeki Etkisi

    Bu yılki ara tatil döneminde öğretmenler için tatil yapamamak, çeşitli zorlukları beraberinde getirebilir. Uzun bir yaz tatilinin ardından derslere başlayan öğretmenler, ara tatilde dinlenme fırsatı bulamadıkları için yorgunluk ve stresle karşılaşabilirler. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlerin bu süreçte verilecek olan eğitimler sayesinde mesleki olarak kendilerini daha da geliştireceklerine inanıyor.

    Özellikle, müfredat değişiklikleri yapılan branşlarda görev yapan öğretmenler için bu eğitimlerin son derece kritik olduğu belirtiliyor. Bu eğitimler sayesinde öğretmenler, yeni müfredatı sınıflarında daha etkili bir şekilde uygulayabilecekler ve öğrencilerine daha kaliteli bir eğitim sunabilecekler.

    Öğretmenlerin Eğitime Katılımı ve Beklentiler

    Ara tatil döneminde verilecek eğitimlerin zorunlu olması, öğretmenlerin bu süreçte aktif bir şekilde yer alacakları anlamına geliyor. Öğretmenler, yeni müfredatın gerektirdiği bilgi ve becerileri edinmek için bu eğitimlere katılmak zorunda olacaklar. Milli Eğitim Bakanlığının bu eğitimlerle ilgili olarak öğretmenlerden beklentisi, müfredatın tüm detaylarını kavramaları ve sınıflarında bu bilgileri etkili bir şekilde uygulamaları yönünde.

    Bu süreçte öğretmenlerin karşılaşacakları bir diğer önemli konu ise eğitimlerin yoğunluğu olacak. Özellikle müfredat değişiklikleri yapılan branşlardaki öğretmenler, daha yoğun bir eğitim programına tabi tutulacaklar. Bu durum, öğretmenler için ekstra bir yük anlamına gelse de, uzun vadede öğrencilerin daha kaliteli bir eğitim almasını sağlayacak.

    2024-2025 eğitim öğretim yılının ilk ara tatili, öğretmenler için bir dinlenme dönemi yerine, yeni müfredat kapsamındaki eğitimlerle dolu geçecek. Öğrenciler ara tatil süresince dinlenirken, öğretmenler yoğun bir eğitim programına katılarak mesleki gelişimlerini sürdürecekler. Bu süreçte öğretmenlerin göstereceği çaba, eğitim kalitesinin artmasına ve yeni müfredatın başarılı bir şekilde uygulanmasına önemli katkılar sağlayacak.

  • Öğretmenlere ve memurlara kılık kıyafet yazısı

    Öğretmenlere ve memurlara kılık kıyafet yazısı

    Milli eğitim müdürlükleri, valiliğin öğretmenlerle ve memurlarla ilgili kılık kıyafet yazısını okullara ulaştırdı.

    Memurları ve öğretmenleri ilgilendiren kılık kıyafet konulu resmi yazı okullara ve tüm kurumlara gönderildi.

    Valilikler tarafından yazılan ve kurum müdürlüklerine gönderilen resmi yazılarda, memurların 15.09.2024 tarihinden itibaren kışlık kılık kıyafet uygulamasına geçeceği belirtildi.

    Kaymakamlık tarafından ilçe milli eğitim Müdürlüğü’ne gönderilen resmi yazı şöyle:

  • 17 üniversiteden yabancı öğrencilerle ilgili ortak bildiri

    17 üniversiteden yabancı öğrencilerle ilgili ortak bildiri

    Batı Karadeniz Üniversiteler Birliği (BKÜB) üyesi 17 üniversite, son zamanlarda uluslararası öğrencilere yönelik yapılan açıklamalarla ilgili ortak bildiri yayımladı.

    Ortak bildiride, yükseköğretimde gösterdiği atılımlarla dünyada en çok tercih edilen ilk 10 ülke arasına giren Türkiye’nin, küresel bir eğitim merkezi haline gelmeyi başardığı belirtilerek, bu süreçte ülkenin 12. Kalkınma Planı arasında da yer alan uluslararasılaşma hedefi doğrultusunda Batı Karadeniz Üniversiteler Birliği üyesi üniversitelerin de sürecin ilerlemesinde ve sürdürülebilirliğinde önemli katkılar sunduğu kaydedildi.

    Son zamanlarda üniversiteler için bir kazanım olarak değerlendirilmesi gereken ve birçok ülkenin gelişim stratejileri arasında önemli bir yerde duran uluslararasılaşma çabalarına talihsiz açıklamalarla zarar verildiğine dikkatin çekildiği bildiride, “Unutulmamalıdır ki bu tür eylemler sadece yükseköğretim kurumlarımızın hedeflerine zarar vermekle kalmayıp, aynı zamanda ‘bilim diplomasisi’ aracılığıyla Türkiye’nin gücüne güç katan barış ve uyum ortamını da bozmaktadır.” ifadeleri kullanıldı.

    Bildiride, Yükseköğretim Kurulunun (YÖK) koordinasyonunda üniversitelerin birçok alanda elde ettikleri başarıların görmezden gelinemez bir gerçek olduğu vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:

    “Ülkemizin ekonomik, sosyo-kültürel ve akademik gelişimine katkı sunan politikaları sekteye uğratmaya çalışmak ve öğrencilerimizi hedef göstererek ötekileştirmek iyi niyetle bağdaşmamaktadır.

    Bizler; kadim kültürümüz, değerlerimiz ve bilimsel duruşumuz ile Türk yükseköğrenim alanının uluslararasılaşma vizyonuyla ulaştığı seviyeyi yükseltmek için üniversitelerimizde öğrenim gören tüm bileşenlerimiz gibi Türkiye’nin gönül elçileri olan uluslararası öğrencilerimize de sahip çıkmaya devam edeceğiz. Daha adil bir dünya ve daha güçlü bir Türkiye Yüzyılı hedefiyle yarınlarımıza değer katmayı sürdüreceğiz.”

    Söz konusu bildiri Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin sosyal medya hesabından da paylaşıldı.