Blog

  • Birçok ilde eğitime ara verildi

    Birçok ilde eğitime ara verildi

    Türkiye genelinde etkili olan kar yağışı nedeniyle 21 il ve bazı ilçelerde 25 Kasım Pazartesi günü eğitim ve öğretime ara verildi.

    Türkiye’yi etkisine alan kar yağışı nedeniyle valilik ve kaymakamlıklardan yapılan açıklamalarda bazı il ve ilçelerde 25 Kasım Pazartesi günü eğitim ve öğretime ara verildiği bildirildi.

    Okulların tatil edildiği il ve ilçeler:

    “Niğde, Nevşehir, Ordu, Yozgat, Gümüşhane, Bayburt, Bolu, Tokat, Erzincan, Kırşehir, Sivas, Kahramanmaraş, Malatya, Giresun, Aksaray, Çankırı, Sinop, Düzce, Tunceli, Karaman, Kastamonu ve Adana’nın Tufanbeyli ve Pozantı ilçeleri, Samsun`un Asarcık, Havza, Ladik ve Vezirköprü ilçeleri, Sakarya`nın Akyazı ilçesi, Karabük`ün Eflani ilçesi, Rize’nin İkizdere ilçesi, Bingöl`ün Adaklı, Kiğı, Yayladere ve Yedisu ilçeleri”

  • Öğretmen atama töreninde konuşan Erdoğan: 800 bin öğretmen ataması yaptık

    Öğretmen atama töreninde konuşan Erdoğan: 800 bin öğretmen ataması yaptık

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ”Eğitimi siyaset üstü görüyoruz. Bunu da sürdüreceğiz. Ailelerinin bizlere emanet ettiği gençlerimizin en başarılı şekilde yetişmeleri için hiçbir fedakarlıktan çekinmeyeceğiz. Öğretmenlerimize yapılan her saldırıyı, milletimizin geleceğine yapılan saldırı olarak görüyoruz” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul’da Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen 24 Kasım Öğretmenler Günü ve Öğretmen Atama Programı’na katıldı. Programda konuşan Erdoğan’ın açıklamaları şu şekilde:

    “20 bin öğretmenimizin atama heyecanına şahitlik edeceğiz. 20 bin öğretmenimiz Anadolu’nun dört bir tarafına ışık saçacaktır. Eğitim, yalnızca bilgiyi değil hikmeti adaleti ve şahsiyeti kucaklayan bir yoldur. Bu yolun mihmandarı kuşkusuz öğretmendir. Eğitim evlatlarımıza kimlik kazandıran benlik şuuru aşılama sürecidir. Eğitim bu yönüyle köklerimizi ecdadımızdan bize kalan değerleri keşfetme kuşatma yolculuğudur.

    “Fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirme derdindeyiz”

    Biz eğitim öğretim yoluyla yalnızca meslek sahibi bireyle fikri hür vicdanı hür nesiller yetiştirme derdindeyiz. Şu noktayı özellikle vurgulamak isterim. İnsanlığa yön verecek eserler, karakteri güçlü insanların ellerinden çıkar. Milletimizin tarihi birikimini merkeze alan modelimizle çağın ihtiyaçlarını gözeten bir eğitim anlayışını hayata geçiriyoruz. Yeni müfredatımız öğrencilerimizi akademik anlamda güçlü kılan değil eleştirel bakış açısına sahip kuşaklar yetiştirmeyi hedefliyor. Bütüncül bir anlayışla yapılandırdık. Eğitim öğretimi hem bilimsel değerlere oturttuk hem de milletimizin değerleriyle harmanladık.

    “Eğitimi siyaset üstü görüyoruz. Bunu da sürdüreceğiz”

    2024 Türkiye’sine halen vesayet dönemlerinin merceğinden bakan değişime kapalı bu arkaik zihniyetin evlatlarımızın ufkunu karartmasına müsaade edemeyiz. Türkiye’nin geleceği açısından böylesine hayati bir meselenin ideolojik kavgaların mezesi haline getirilmesi yanlıştır. Muhalefetin ve iş tuttuğu örgütlerin bu hatadan dönmesini temenni ediyoruz. Eğitimi siyaset üstü görüyoruz. Bunu da sürdüreceğiz.

    “800 bin öğretmen ataması yaptık”

    Bundan 22 sene önce Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu devraldığımızda eğitimi ilk sıralara koyduk. Eğitime ayrılan bütçe 2002’de yalnızca 7,5 milyar lira seviyesindeydi. Bugün bu rakam yükseköğrenim dahil 1 trilyon 620 milyar liraya ulaştı. Görevi devraldığımızda 367 bin derslik sayısı bugün resmi ve özel olmak üzere 735 bine çıktı. Son 20 yılda 80 yılda yapılandan daha fazla derslik inşa ettik. Öğretmenlerimizi de elbette ihmal etmedik. 800 bin öğretmen ataması yaptık.

    “Öğretmenlerimize yapılan her saldırıyı, milletimizin geleceğine yapılan saldırı olarak görüyoruz”

    Toplumun yükselişi ancak öğretmeninin emeğine, bilgisine ve özverisine verdiği değerle mümkündür. Öğretmenlerimizin haklarını, itibarını, mesleki gelişimini güvence altına almak için kararlı duruş sergiliyoruz. Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nu hayata geçirerek özel statüye kavuşturduk. 2025 itibarıyla 300 bin öğretmenimiz uzman ve başöğretmen unvanını elde edecek. Görevleri sırasında eğitim çalışanlarına yönelik suçlara karşı caydırıcı yaptırımlar getirdik. Hapis cezasının ertelenmesi uygulamasını kaldırarak, kasten yaralama suçunu tutuklama sebebi saydık. Öğretmenlerimize yapılan her saldırıyı, milletimizin geleceğine yapılan saldırı olarak görüyoruz.”

  • 20 bin öğretmen ataması sonuçları açıklandı

    20 bin öğretmen ataması sonuçları açıklandı

    Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) 20 bin öğretmen atamasına ilişkin sonuçları açıkladı. Sonuçlar e Devlet üzerinden erişime açıldı.

    MEB tarafından yapılan duyuruda, 20 bin öğretmen atamasına ilişkin sonuçların açıklandığı ve öğretmenlerin kişisel e-Devlet şifrelerini kullanarak https://pbs.meb.gov.tr/ adresinden sonuçları öğrenebileceği belirtildi.

  • YDS sonuçları açıklandı

    YDS sonuçları açıklandı

    “Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı’nın (2024-YDS/2) sonuçları açıklandı mı” sorusu gündemdeyken ÖSYM’den son dakika duyurusu geldi. YDS sonuçları bugün açıklandı. YDS/2 sonuçları ÖSYM’nin sonuç sayfasından T.C. kimlik numarası ve aday şifresiyle öğrenilebiliyor.

    Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) tarafından son dakika (2024-YDS/2) sonuçları açıklandı. Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı YDS/2 sonuçları ÖSYM’nin sonuç sayfasından ilan edildi.

    ÖSYM’den yapılan YDS sonuç duyurusunda, “3 Kasım 2024 tarihinde uygulanan 2024 Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavı’nın (2024-YDS/2) değerlendirme işlemleri tamamlanmıştır. Adaylar, sınav sonuçlarına 22 Kasım 2024 tarihinde saat 10.30’dan itibaren ÖSYM’nin https://sonuc.osym.gov.tr adresinden T.C. kimlik numarası ve aday şifresiyle erişebilecektir” ifadelerine yer verildi.

    YDS puanı kaç yıl geçerli?
    ÖSYM (Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi) resmi web sitesindeki bilgilere göre, YDS puanları sınav tarihinden itibaren 5 yıl süreyle geçerli. Bu, sınav sonuç belgesi üzerinde belirtilen tarihten itibaren 5 yıl boyunca YDS puanı kullanılabilecek.

  • Eğitim çalışanlarının %81,1’i ay sonunu getiremiyor

    Eğitim çalışanlarının %81,1’i ay sonunu getiremiyor

    Hürriyetçi Eğitim-Sen’in, eğitim çalışanlarının ekonomik durumunun tespiti ve beklentilerine yönelik gerçekleştirdiği anket sonuçlarına göre eğitim çalışanlarının yüzde 81,1’i ay sonunda hesabında/cebinde para kalmadığını ifade etti.

    Hürriyetçi Eğitim-Sen eğitim çalışanlarının ekonomik durumunun tespiti ve beklentilerine yönelik anket gerçekleştirdi. Ankete toplam 7 bin 563 kişi katıldı. Anket sonuçlarına göre eğitim çalışanları; maaşlarının yüzde 50,9’u kredi/borç ödemelerine, yüzde 33,3’ü gıda harcamalarına, yüzde 9,7’si kira ödemelerine, yüzde 2,7’si eğitim harcamalarına ve yüzde 2,4’ü faturalara gittiğini belirtti. Ankete katılanların yüzde 81,1’i ay sonunda hesabında/cebinde para kalmadığını ifade etti.

    Anket sonuçlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Hürriyetçi Eğitim-Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, “Eğitim çalışanlarının mevcut ekonomi yönetimine inancı ve güveni kalmamıştır. Daha da kötüsü geleceğe yönelik ekonominin de kendi mevcut durumlarının da düzeleceğine yönelik inançları da kalmamıştır. Bunun yanında ekonomik ve özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik taleplerini de büyük bir kararlılık ve çoğunluk sesiyle dile getirmektedirler” dedi.

    Kuruoğlu’nun açıkladığı anket sonuçları:

    Genel Başkan Levent Kuruoğlu’nun açıkladığı anket sonuçları;

    MEVCUT EKONOMİK DURUM VE ETKİLERİ

    1. Kredi Kartı Kullanımı: %61’i kredi kartı borcunu düzenli, %24,1’i sadece asgari tutarını ödeyebildiğini, %11,4’ü ise düzenli ödeyemediğini belirtmiştir.

    2. Aylık Bütçede En Çok Yer Tutan Harcama Kalemi: %50,9’u kredi/borç ödemeleri %33,3’ü gıda harcamaları, %9,7’si kira ödemeleri, %2,7’si eğitim harcamaları %2,4’ü faturalar

    3. Mevcut Kredi/Kredi Kartı Borç Miktarı: %51,4’ü 0-200 bin lira, %17,9’u 200-400 bin lira, %7,2’si 400-600 bin lira, %6,1’i 800 bin lira üstü, %2,9’u 600-800 bin lira, borcu olmayanların oranı ise %14,4 olarak belirlenmiştir.

    4. Aldığı Maaştan Ay Sonunda Para Kalıp Kalmadığı: %81,1’i ay sonunda hesabında/cebinde para kalmadığını, %18,9’u ise kaldığını belirtmiştir.

    5. Aldığı Maaş ile Tasarruf Yapma İmkânı: %90,1’i aldığı maaş ile tasarruf yapma imkanı bulamadığını, %6,8’i tasarruf yapabildiğini, %3,1 ise çok az miktar da olsa yapabildiğini belirtmiştir.

    6. Ek İş Yapma Durumu:

    %17,6’sı mesleği ile ilgili ek iş yaptığını, %35,8’i yapmayı düşündüğünü, %44,8’i yapmadığını, %1,8’i de gerek duymadığını belirtmiştir.

    %10,3’ü mesleği ile ilgili olmayan ek iş yaptığını, %33,2’si yapmayı düşündüğünü, %54’3’ü yapmadığını, %2,3’ü ise gerek duymadığını belirtmiştir.

    7. Mevcut Ekonomik Durumunun Eskiye Göre Karşılaştırması: %86,3’ü mevcut ekonomik durumunun eskiye göre daha kötü olduğunu, %10,1’i aynı olduğunu, %3,6’sı ise daha iyi olduğunu belirtmiştir.

    8. Aldığı Maaşın Tatil Yapma Kararına Etkisi: %96,8’i aldığı maaşın tatil yapma planını olumsuz etkilediğini, %2,7’si etkilemediğini, %0,5’i ise olumlu etkilediğini belirtmiştir.

    9. Aldığı maaşın Evlilik/Çocuklarını Evlendirme Kararına Etkisi: %90’ı olumsuz etki yaptığını, %9,5’i etkilemediğini, %0,5’i ise olumlu etkilediğini belirtmiştir.

    10. Aldığı Maaşın Mesleki Motivasyonuna Etkisi: %85,9’u olumsuz etkilediğini, %13,1’i etkisinin olmadığını, %1’ise olumlu olumlu etkilediğini belirtmiştir.

    11. Aldığı Maaşın Mesleki Aidiyetine Etkisi: %78’i olumsuz etkilediğini, %17,8’i herhangi bir etkisinin olmadığını, %4,2’si ise olumlu etkilediğini belirtmiştir.

    12. Ekonomik Kaygıların Aile İçi İlişkilere Etkisi: %79,2’si olumsuz etkilediğini, %20,3’ü etkisinin olmadığını, %0,5’i ise olumlu etkilediğini belirtmiştir.

    ÜLKE EKONOMİSENE YÖNELİK ALGI VE BEKLENTİLER

    1. Mevcut Enflasyon Rakamlarına Olan Güven: %97,5’i TÜİK’in açıkladığı rakamlardan daha fazla enflasyon olduğuna inandığını, %1,3’ü açıklanan rakamlara inandığını, %1,2’si ise TÜİK’in açıkladığından daha düşük enflasyon olduğuna inandığını belirtmiştir.

    2. Fiyat Artışlarının Nedeni: %74,9’u ülkedeki fiyat artışlarının sebebinin ekonominin kötü yönetilmesinden kaynaklı olduğunu, %11,2’si yerli üretimim yeterli olmamasından, %9,2’si fırsatçılardan, %1,9’u döviz kurundan kaynaklı olduğunu ifade etmiştir. Geriye kalan %2,8 ise hepsinden kaynaklı olduğunu belirtmiştir.

    3. Ekonominin Gelecekteki Durumuna Yönelik Beklenti: %57,6’sı daha iyi olacağına inanmadığını, %37’9 inanmak istediğini, %4,5 ise inandığını belirtmiştir.

    4. Eğitim Çalışanlarının Ekonomik Durumlarının İyileştirileceğine Yönelik İktidara Olan Güven: %76,5’i ekonomik durumlarının iyileştirileceğine dair mevcut iktidara inanmadığını, %21,8’i inanmak istediğini, %1,8’i ise inandığını belirtmiştir.

    5. MEB, Açık öğretim, ÖSYM, vb. Sınav Ücretlerine Yönelik Beklenti: %95,4’ü ücretlerin artırılmasını talep etmektedir. %2,2’si ise yeterli olduğunu belirtmiştir. Geriye kalan %2,4’ü ise görev almadığını, angarya olduğunu, ücretlerin daha da düşürülmesi gerektiğini, ücretsiz olması gerektiğini vb. ifade etmiştir.

    6. 24 Kasım’da Eğitim Çalışanlarının İktidardan Talepleri: 24 Kasımda birer maaş ikramiye beklentisi %66,8 olarak, maaş zam oranının artırılma beklentisi %56,6, eğitim öğretim ödeneğinin bir maaş tutarına eşitlenme beklentisi %48,4, ek ders ücretlerinin arttırılması beklentisi %47,8, seyyanen zam beklentisi %35,2 olarak gerçekleşmiştir. Hiçbir beklentim yok olarak işaretleyenlerin oranı ise %11,7 olmuştur.

    Anketten çıkan sonuçları değerlendiren Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, Eğitim çalışanlarının ekonomik durumu ile ilgili tablo iç açıcı değildir. Bir yandan çocuklarımızı eğitmek ve geleceğimizi inşa etmek için varını yoğunu ortaya koyarken diğer yandan kendisi de var olma mücadelesi içindedirler” dedi.

    Anket sonuçlarını değerlendiren Genel Başkan Levent Kuruoğlu şunları kaydetti.

    EĞİTİM ÇALIŞANLARININ EKONOMİK DURUMU

    • Eğitim çalışanları kredi kartına bağımlı hale gelmiştir. Her ne kadar kredi kartı kullanımı kolaylık olarak gözükse de neredeyse yarıya yakını kredi kartı borcunu düzenli ödeyememekte ya da asgari tutarını ödeyerek devam etmek zorunda kalmaktadır ki bu da faiz yükünü artırmakta ve çalışanları daha da kötü duruma sürüklemektedir.
    • Eğitim çalışanının aylık bütçesinin yarısını kredi ve borç ödemeleri oluşturmaktadır. Geriye kalan miktar da gıda ve kira harcamalarına gitmektedir.
    • Eğitim çalışanlarından kredi veya kredi kartı borcu olmayanların oranı sadece 14,4’tür. Geriye kalan %85’lik kesimin kredi veya kredi kartı borcu bulunmaktadır. Ankette harici borçları sorulmamıştır. Bu da eğitim çalışanlarının borç içinde olduğunu göstermektedir. Özellikle kredi ve kredi kartı borcuna yönelik maaş bankalarının eğitim çalışanlarına yönelik yapılandırma, düşük faiz oranı vb, imkanlar sunması belki yararlı olacaktır.
    • Eğitim çalışanının ay sonunda aldığı maaştan cebine bir şey kalmamaktadır. Hal böyle iken geleceğe yönelik tasarrufta yapamamaktadır.
    • Bu durum eğitim çalışanlarını ekonomik durumlarını iyileştirmek için ek iş yapmaya itmektedir. Eğitim çalışanlarımızın yarıdan fazlası mesleği ile ilgili veya meslekleri ile ilgili olmayan ek iş yapmakta veya yapmayı düşünmektedir. Bu da eğitim çalışanlarının iş yaşam dengesini yaşam aleyhine olumsuz etkilemektedir. Aileye ayrılan süre giderek azalmaktadır.
    • Eğitim çalışanlarının aldığı maaş tatil yapma planını olumsuz etkilemektedir. Eğitim çalışanlarının neredeyse tamamı (%97) bu konuda olumsuz etkilendiğini ifade etmektedir.
    • Eğitim çalışanının aldığı maaş evlenme kararını veya çocuklarını evlendirme kararını olumsuz etkilemektedir (%90).
    • Alınan maaş maalesef eğitim çalışanlarının mesleki motivasyonunu ve mesleki aidiyetini de olumsuz etkilemektedir.
    • Eğitim çalışanlarının ekonomik kaygıları aile içi ilişkilerini de olumsuz etkilemektedir.

    ÜLKE EKONOMİSENE YÖNELİK ALGI VE BEKLENTİLER

    • TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına neredeyse tüm eğitim çalışanları inanmamaktadır. Mevcut enflasyonun çok daha yüksek olduğunu düşünmektedirler.
    • Eğitim çalışanları fiyatlardaki yükselişin nedeni olarak ekonominin kötü yönetilmesini görmektedirler. Bunun yanında yerli üretimin az olduğunun, dövizdeki artışların fazla olmasının ve fırsatçıların da fiyat artışlarında etkili olduğunu ifade eden eğitim çalışanları da olmuştur ki bu sebepler de kötü ekonomi yönetiminin parçasıdır.
    • Eğitim çalışanlarının sadece %4,5’i ülke ekonomisinin gelecekte daha iyi olacağına inanmaktadır. Yarıdan fazlası inanmamaktadır. Geriye kalan ise inanmak istediğini ifade ederken aynı zamanda umutsuzluğunu da perdelemeye çalışmıştır.
    • Mevcut iktidarın eğitim çalışanlarının ekonomik durumunu iyileştireceğine inananların oranı ise sadece %1,8’dir. Eğitim çalışanlarının iktidara bu konuda maalesef inancı kalmamıştır.
    • Eğitim çalışanlarının neredeyse tamamı (95,6) sınav görev ücretlerinin yükseltilmesini talep etmektedir. Ekonomik olarak zaten güç durumda olan eğitim çalışanları ekstra görevlerle bu durumu biraz olsun iyileştirme umudu taşımaktadırlar.
    • Eğitim çalışanları, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde iktidarın ekonomik durumlarını iyileştirmeye yönelik bir çok beklentileri bulunmaktadır. Bunların başında sırasıyla, 24 Kasım’da bir maaş ikramiye, maaş zam oranının artırılması, eğitim öğretim ödeneğinin bir maaş tutarına eşitlenmesi, ek ders ücretlerinin arttırılması beklentisi, seyyanen zam beklentisi gelmektedir.
  • ANKOSLink2024, “Üretken Yapay Zeka ve Akademik Kütüphaneler” teması ile yapılacak

    ANKOSLink2024, “Üretken Yapay Zeka ve Akademik Kütüphaneler” teması ile yapılacak

    Son yıllarda birçok alanda kullanımı yaygınlaşan yapay zeka, akademik kütüphane ve araştırma merkezlerinde de etkin olarak kullanılmakta.

    Yapay zeka arama yapıyor, araştırıyor, metin yazıyor, editörlük yapıyor ve akademisyenlerin işlerini oldukça kolaylaştırıyor. Bu durum, bilimsel dürüstlük, bilime olan güvenin korunması ve risklere karşı önlem alınması gibi birçok konuyu da tartışmaya açıyor.

    Her yıl ayrı bir tema ile yapılmakta olan ANKOSLink Uluslararası Konferansı bu yıl 19-21 Kasım tarihleri arasında Antalya’da “ANKOSLink2024 Üretken Yapay Zeka ve Akademik Kütüphaneler” teması ile yapılacak.

    Konferansa Türkiye, Avrupa ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinde üniversitelerde görevli beş yüzün üzerinde akademisyen, bilgi ve belge yöneticisi, kütüphane daire başkanı, kütüphaneci ve elektronik kaynaklar üzerine çalışan paydaşlar katılacak.

    Bilgiye erişimde önemli görevler üstlenen akademik kütüphanelerin yapay zeka sayesinde daha etkin kullanılmaya başlandığı son yıllarda “Üretken Yapay Zeka ve Akademik Kütüphaneler” teması ile gerçekleşecek uluslararası konferans, yarının kütüphanelerinin geleceği noktayı görebilmek açısından da büyük önem taşımakta.

    ANKOS (Anadolu Üniversite Kütüphaneleri Konsorsiyumu) tarafından, Belek Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleşecek olan uluslararası konferansta, Türkiye’deki tüm üniversitelerden ve kırka yakın ülkeden katılım sağlayan paydaşlar yapay zekanın akademik kütüphanelerde kullanımı, yapay zeka ve etik, yapay zeka ve araştırma araçları, açık bilim ve açık erişimde yapay zekanın kullanımı, paylaşım modelleri ve mesleki sorunlar gibi birçok konuyu ele alarak tartışmaya açacak.

    Yükseköğretim Kurulu tarafından yapay zeka ile ilgili atılan adımlar ve Mayıs ayında hazırlanan “Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma ve Yayın Faaliyetlerinde Üretken Yapay Zeka (ÜYZ) Kullanımına Dair Etik Rehber” den sonra, “Üretken Yapay Zeka ve Akademik Kütüphaneler” teması ile ANKOS tarafından yapılacak konferans, akademide yapay zekanın kullanımıyla ilgili etik sorunların ortaya konması ve tartışmaya açılması açısından da büyük önem taşımakta.

    Konferans Programı:

    https://ankoslink.org.tr/2024/?modul=konferans_programi
    Bilgi: https://ankoslink.org.tr/2024/
    İletişim: [email protected]
    ANKOS Başkanı iletişim: 0533 426 0091 (İsmail Çetinkaya)
    Konferans Adresi: Granada Luxury Belek
    Belek Mah. Cumhuriyet Cad. No:7/102 Belek / Serik / Antalya

  • Antalya Belek Üniversitesi, GastroAntalya 2024’e damga vurdu

    Antalya Belek Üniversitesi, GastroAntalya 2024’e damga vurdu

    Antalya Belek Üniversitesi, 2024 yılında düzenlenen Uluslararası Gastronomi Yarışması GASTROANTALYA’da büyük bir başarıya imza attı.

    Antalya Belek Üniversitesi, yarışmadan Yılın En İyi Üniversite Ekibi kategorisinde 1 Gümüş Madalya ve 1 Kupa, Yılın Genç Altın Şefi kategorisinde 1 altın madalya ve 1 kupa ödülü ile toplamda 6 altın, 10 gümüş, 1 bronz madalya ve 2 kupa kazanarak üstün bir performans sergiledi.

    Gastronomi ve Mutfak Sanatları öğrencileri aldıkları bu ödüllerle Belek Üniversitesi’nin gastronomi alanındaki yetkinliği bir kez daha kanıtlamış oldu.

    Yarışmaya Türkiye’nin dört bir yanından ve uluslararası düzeyde birçok güçlü ekip katılırken, Antalya Belek Üniversitesi öğrencileri, hem yaratıcı tarifleri hem de etkileyici sunumlarıyla jürinin beğenisini kazandı. Antalya Belek Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin, aldıkları eğitim ve sergiledikleri özveriyle elde ettiği bu ödüller, üniversitenin akademik mükemmeliyetine de ışık tutuyor.

  • ESSA V. Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler ve Sanat Sempozyumu Antalya’da gerçekleşti

    ESSA V. Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler ve Sanat Sempozyumu Antalya’da gerçekleşti

    15-16 Kasım 2024 tarihlerinde, Antalya Belek Üniversitesi İnsani Bilimler Fakültesi ve Kutbilim Araştırma, Kültür ve Dayanışma Derneği ev sahipliğinde düzenlenen ESSA V. Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler ve Sanat Sempozyumu başarıyla tamamlandı.

    Açılış töreninde, sempozyumun Onursal Başkanı Antalya Belek Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Fadıl SÖZEN, Antalya Belek Üniversitesi İnsani Bilimler Fakültesi Dekanı ve Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hüseyin BAL, Kırgızistan Cumhuriyeti Ulusal Bilimler Akademisi’nden Prof. Dr. Suleyman KAYIPOV ve Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Dr. Kıyal Kamchybekova ABDİRAİM, konuşmalarını gerçekleştirerek etkinliğin önemine vurgu yaptılar.

    Hibrit formatta gerçekleşen etkinlikte, yüz yüze oturumlara Antalya Belek Üniversitesi kampüsü ev sahipliği yaptı.

    Sempozyuma; Kırgız Cumhuriyeti Ulusal Bilimler Akademisi, Ulusal Sanat Terapisi Derneği (Rusya Federasyonu), St. Petersburg Lisansüstü Pedagojik Eğitim Akademisi, Fergana Devlet Üniversitesi (Özbekistan) , Bakü Devlet Üniversitesi Sosyal Bilimler ve Psikoloji Fakültesi Sosyoloji Bölümü (Azarbaycan), Cusup Balasagun Kırgız Ulusal Üniversitesi (Kırgızistan) ve Gürcistan Teknik Üniversitesi akademisyen katkı sundu.

    Sempozyumun ana teması olan “Sosyal Bilimler ve Sanatta Yeni Yaklaşımlar” çerçevesinde çok sayıda bildiri sunulmuş, psikoloji alanında “Sanat Terapisi” atölyeleri ve “2. Metehan’dan Atatürk’e Uluslararası Karma ve Bireysel Sergisi” büyük ilgi görmüştür. Sergide yer alan eserler için ISBN’li katalog hazırlanmış ve sanatçılara katılım belgeleri sunulmuştur.

    Etkinliğin düzenlenmesinde önemli katkılar sağlayan Prof. Dr. Hüseyin BAL, sempozyumun uluslararası akademik iş birliğini güçlendirdiğini ve sosyal bilimler ile sanat alanlarında disiplinler arası yeni yaklaşımlara önemli katkılar sunduğunu ifade etti.

    Antalya Belek Üniversitesi, bu önemli etkinlikte ev sahibi olmaktan büyük mutluluk duymakta ve gelecekte benzer organizasyonlarla akademik ve kültürel alanlardaki katkılarını sürdürmeyi hedeflemektedir.

  • Okullarda yeniden ders zili çaldı

    Okullarda yeniden ders zili çaldı

    2024-2025 eğitim öğretim yılının ilk ara tatili sona erdi. Öğrenciler ve öğretmenler, bugün tekrar dersbaşı yaptı.

    Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı ilk ve ortaöğretim kurumlarında eğitim gören öğrenciler için 2024-2025 eğitim öğretim yılının birinci ara tatili sona erdi.

    Yaklaşık 20 milyon öğrenci bugün yeniden ders başı yaptı.

    OKULLAR NE ZAMAN TATİLE GİRECEK?

    Öğrenciler 2 ay boyunca okula devam edecek, ardından birinci dönem 17 Ocak 2025 Cuma günü sonra erecek.

    Yarıyıl tatili ise 20 Ocak 2025 Pazartesi başlayacak ve 31 Ocak 2025 Cuma günü sona erecek. İkinci dönem ise 3 Şubat 2025 Pazartesi başlayacak ve 20 Haziran 2025 Cuma tamamlanacak.

    İkinci dönem ara tatili ise 31 Mart 2025 Pazartesi başlayıp, 7 Nisan 2025 Pazartesi gününden itibaren ikinci döneme devam edecek.

    SINAV TAKVİMİ

    2024-2025 eğitim öğretim yılı, 20 Haziran 2025 Cuma günü sona erecek.

    LGS 15 Haziran’da, YKS ise 21-22 Haziran’da gerçekleştirilecek.

    Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınav, 15 Haziran 2025 tarihinde Pazar günü yapılacak. Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) ise 21-22 Haziran 2025 tarihlerinde gerçekleştirilecek.

  • Bakanlık önünde ‘bütçe’ protestosu: MEB’in önceliği yine dini eğitim

    Bakanlık önünde ‘bütçe’ protestosu: MEB’in önceliği yine dini eğitim

    Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, ”2025 yılı için öngörülen MEB bütçesi ile eğitim sisteminde yapısal hale gelen fiziki altyapı, öğretmen, idari ve akademik personel açıkları, araç gereç gereksinimi ve benzeri sorunların ve ihtiyaçların karşılanabilmesi mümkün değildir. MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı iki kattan fazla arttırılmalı ve OECD ortalamasına çıkarılmalıdır” dedi.

    Eğitim-Sen, Bakanlığın 2025 yılı bütçesini MEB önünde düzenledikleri eylemle protesto etti.

    Eğitimciler ”Savaşa değil eğitime bütçe” , ”Sermaye değil eğitime bütçe”, ”Eğitime bütçe Diyanet’e değil”, ”Susma haykır, mülakata hayır” sloganları attı.

    Eğitim-Sen Genel Başkanı Irmak burada yaptığı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025 bütçesinin eğitimde yaşanan yapısal sorunları çözmekten uzak ve kamuoyunu yanıltma amaçlı olduğunu söyledi.

    Irmak, “Eğitime erişimde yaşanan sorunlar, okulların temizlik başta olmak üzere en temel ihtiyaçları, eğitim emekçilerinin mesleki ve ekonomik sorunları ve kamusal eğitimin güçlendirilmesi gibi hayati konular, Bakanlığın gündeminde yine yer bulmamıştır’’ dedi.

    ”Bakanlığın bilinçli bir tercihi olarak çözümsüz bırakılmıştır”

    Bakan Tekin’in, bütçe sunuşunda eğitime ayrılan kaynağın arttığını övünerek vurgulasa da bu artışın büyük bir kısmının zorunlu harcamalara gittiğini, eğitim yatırımlarına ayrılan payın ihtiyacın çok gerisinde kaldığını belirten Irmak, şöyle devam etti:

    “Örneğin 2002 yılında MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay yüzde 17,18 iken, 2025 bütçesinde bu oran sadece 9,73 olarak belirlenmiştir. Bakan Bey’in taşımalı eğitim uygulamasından yararlanan öğrenci sayısı üzerinden kurduğu cümleler kamuoyunu yanıltma amaçlıdır. 2024-2025 eğitim-öğretim yılında uygulanmaya başlanan tasarruf tedbirleri ile yaklaşık yüzde 30 oranında öğrenci taşımalı eğitim kapsamından çıkarılmış, bazı bölgelerde servisler tamamen kaldırılmıştır. Zaten sorunlu bir uygulama olan taşımalı eğitimin sınırlandırılması, özellikle kırsal bölgelerdeki çocukları eğitimden koparmıştır. Bu durum, özellikle kız çocuklarının eğitime erişimini adeta baltalamaktadır. Bakan Bey’in öve öve bitiremediği ücretsiz ders kitapları ise içeriği itibarıyla yetersiz ve eğitimin niteliğini düşüren unsurlar barındırmaktadır. Bu sorunlar, Bakanlığın bilinçli bir tercihi olarak çözümsüz bırakılmıştır.

    ”Bakanlık, adaletsiz uygulamalarla yeni mağduriyetler üretmeyi sürdürüyor”

    2025 bütçesinde öğretmenlerin mali ve özlük haklarına dair tek bir vurgunun bile olmaması düşündürücüdür. Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nun ayrıştırıcı ve huzursuzluk yaratan etkileri, güvencesiz ve düşük ücretli çalışma koşulları altında ezilen öğretmenlerin sorunları hiçe sayılmıştır. Ataması yapılmayan öğretmenler yok sayılmaya devam ederken, dün açıklanan mülakat sonuçları sonucunda atama bekleyen binlerce arkadaşımız mülakat mağduru olmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı haksız ve adaletsiz uygulamalarıyla yeni mağduriyetler üretmeyi sürdürmektedir.

    ”MEB’in önceliği yine dini eğitim”

    MEB bütçesi, devlet okullarının temel ihtiyaçlarını görmezden gelirken, MEB’in önceliği yine dini eğitim olarak öne çıkmaktadır. Öğretmen açığı, altyapı eksiklikleri, kalabalık sınıflar ve temizliğe dair kronik sorunlar acil çözüm beklerken, dini eğitim kurumlarının ihtiyaçlarının daha fazla önemsenmesi dikkat çekicidir. 2020 yılında Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’ne ayrılan bütçe 10,1 milyar TL iken, 2021’de 11,9 milyar lira, 2022 yılında ise neredeyse iki katına çıkarak 20,6 milyar lira olmuştur. 2023 yılında Din Öğretimi Genel Müdürlüğü’nün harcaması 41,7 milyar TL’ye ulaşırken, 2024 yılında belirlenen 79,7 milyar liranın büyük bölümü yılın ilk on ayında harcanmıştır. Söz konusu artış eğiliminin 2025’te artarak devam edeceği anlaşılmaktadır.”

    Irmak, sorunlara çözüm önerilerini şöyle sıraladı:

    ”2025 yılı için öngörülen MEB bütçesi ile eğitim sisteminde yapısal hale gelen fiziki alt yapı, öğretmen, idari ve akademik personel açıkları, araç gereç gereksinimi ve benzeri sorunların ve ihtiyaçların karşılanabilmesi mümkün değildir. MEB ve yükseköğretim bütçelerinin milli gelire oranı iki kattan fazla arttırılmalı ve OECD ortalamasına çıkarılmalıdır. MEB bütçesinden eğitim yatırımlarına ayrılan pay başlangıç olarak en az iki kat arttırılmalıdır. Eğitim kurumlarının bütün ihtiyaçlarını karşılayacak bir bütçe sistemi oluşturulmalı, bütün okullara ihtiyacı kadar ödenek ayrılmalıdır. Kamu kaynaklarının özel okullara aktarılması uygulamasına son verilmeli, özel okullara aktarılan kaynaklar, destek ve teşvikler devlet okulları için harcanmalıdır’.’

    Öğretmen adayı: ”Komisyonlar bizi acele ettirdi, kul hakkı yendi”

    Öte yandan, mülakat sonuçlarına itiraz eden ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e tepkisini gösteren bir öğretmen adayı ise şöyle konuştu:

    ”Bizler iki gündür Meclis’teydik. Milletvekilleriyle görüştük, derdimizi anlattık. Biz mülakat mağdurlarından süreci dinlediler ve bizlere hak verdiler. Bakan Yusuf Tekin, 45 dakika mülakat yapılacağını söyledi ama olmadı. Bizler mülakatlarda ders anlatmadık. Mülakatlar en fazla 15 dakika yapıldı. Bizi acele ettirdi komisyonlar. Vicdan sahibi olan herkese çağrı yapıyoruz. Kul hakkı yenildi.”