Etiket: YÖK

  • Özbekistan’da ‘Uluslararası Türk Devletleri Üniversitesi’ kuruldu

    Özbekistan’da ‘Uluslararası Türk Devletleri Üniversitesi’ kuruldu

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, Türkiye ile Özbekistan arasında iki senedir devam eden ortak üniversite kurma girişiminin olumlu sonuçlandığını belirterek, “Özbekistan’da ‘Uluslararası Türk Devletleri Üniversitesi’ açılıyor” dedi.

    Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, İstanbul Medeniyet Üniversitesinde düzenlenen “2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonu Bölgesel Toplantısı”nda konuştu.

    Özvar, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in Uluslararası Türk Devletleri Üniversitesinin Taşkent’te kuruluşuna dair bir kararname yayımladığını belirterek, “Özbek kardeşlerimizle yaptığımız müzakereler olumlu sonuçlandı ve bu üniversite bugün itibarıyla kurulmuş vaziyettedir. Hayırlı olmasını diliyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.

    “Üniversite sayımızı Özbekistan’da da Azerbaycan’da da artıracağız”

    Üniversitenin Yükseköğretim Kurulu ile Özbekistan Yükseköğretim Bakanlığı ve Cumhuriyet Yükseköğretim Kurulu arasında yapılan mutabakat zaptıyla hayata geçtiğini ifade eden Özvar, şöyle devam etti:

    “Azerbaycan’da tamamen Türkiye’ye ait bir modelle kurulan Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi modeli Özbekistan tarafından da benimsenmiş olup, aynı model üzerine Uluslararası Türk Devletleri Üniversitesi kurulmuştur. İlk planda İTÜ, ODTÜ, Hacettepe ve Ege Üniversitesi bu üniversite çatısı altında birer program, bölüm açacak. Bu üniversiteye bir büyük kampüs de verilmiştir ve binaları da hazırdır. Taşkent’te bu sene bu üniversite eğitim öğretime başlayacak. Önümüzdeki yıllarda üniversite sayımızı Özbekistan’da da Azerbaycan’da da artıracağız.”

    Özvar, Uluslararası Türk Devletleri Üniversitesi’nin bütün Türk dünyasına hizmet edeceğini belirterek, “Akabinde Türkmenistan’la da görüşmelerimiz devam ediyor. Oraya da benzer bir anlayışla diğer üniversitelerimizi taşımak istiyoruz” dedi.

    Özvar, “Türkiye’nin yükseköğretim alanındaki tecrübesini, kalitesini dünyayla paylaşmaya devam edeceğiz. Bu anlayışla, bu vizyonla Yükseköğretim Kurulu ve üniversiteler olarak geleceğe çok daha güvenle hazırlanıyoruz” diye konuştu.

  • YÖK Başkanı Özvar: Atıl olan meslek yüksekokulları kapatılacak

    YÖK Başkanı Özvar: Atıl olan meslek yüksekokulları kapatılacak

    Meslek yüksekokullarında yeni dönem başlıyor…

    Değişim sinyali YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’dan geldi.

    Buna göre, dijital beceriler ve yeşil dönüşüm odaklı MYO programları ön plana çıkacak.

    Sağlık, tarım ve siber güvenlik alanlarında da yeni programlar açılacak.

    Türkiye gazetesinde yer alan habere göre Özvar, dijital beceriler ve yeşil dönüşüm odaklı MYO programlarının ön plana çıkacağını vurguladı.

    2024 yılında yazılım, yapay zeka ve dijital teknolojiler gibi alanlarda 17 yeni ön lisans ve lisans programının açıldığını ve bu programların ülkenin dijital beceri açığını kapatmaya önemli katkılar sağladığını söyledi.

    Ayrıca sağlık, tarım ve siber güvenlik alanlarında da yeni programların açılacağı müjdesini verdi.

    Özvar, MYO’ların programlarının sektörün ihtiyaçlarına göre sürekli gözden geçirileceğini, bu süreçte sektör temsilcileriyle yakın işbirliği içinde çalışıldığını belirtti.

    Ayrıca, MYO’larda kaliteyi artırmak amacıyla akreditasyon süreçlerinin başlatıldığını ifade etti.

    YÖK Başkanı, MYO’ların yıllık incelemesinde kalite standartlarına uymayan okullardan desteklerin geri çekileceğini ifade etti.

    Ayrıca, MYO’larda öğretim üyesi sıkıntısı yaşanan derslerde, sektör çalışanlarının ders vermesini teşvik etmek için çalışmalar yapıldığını belirtti.

    Özvar, MYO öğrencilerinin iş gücü piyasasına daha kolay entegrasyonunu sağlamak için staj ve iş yeri uygulama imkânlarının artırılacağını duyurdu.

    OSB’lerdeki MYO uygulamaları, bu alanda iyi örnekler oluşturuyor.

    Bu adımlar, öğrencilerin iş hayatına daha güçlü bir şekilde atılmalarını sağlayacak.

  • Türkiye son 10 yılda doktora mezun sayısındaki artış oranı bakımından Avrupa’da ilk sırada

    Türkiye son 10 yılda doktora mezun sayısındaki artış oranı bakımından Avrupa’da ilk sırada

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, Türkiye’nin son 10 yılda doktora mezun sayısındaki artış oranı bakımından Avrupa’da ilk sırada yer aldığını söyledi. Doktoraya yönelik yeni müfredat çalışmaları yürüttüklerini belirten Özvar, “Artık doktora mezunlarının üniversite dışında çok daha geniş bir alanda hizmet vermesini, ülkemiz ekonomisine, araştırma kapasitesine ve teknolojik gelişmesine katkı vermesini istiyoruz” dedi.

    Yükseköğretim Kurulu tarafından 2019 yılından bu yana yürütülen “Üniversite İzleme ve Değerlendirme” çalışmaları kapsamında, üniversitelerin gelişimini izlemek ve değerlendirmek amacıyla hazırlanan 2024 Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu yayımlandı. Rapora göre; doktora mezun sayısı 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 20 oranında arttı. Doktora programlarında 100 ve üzeri mezun veren üniversite sayısı da 36’ya yükseldi.

    2023 yılında, 166 üniversiteden toplam 13 bin 561 öğrenci doktora derecesiyle mezun oldu. Bu sayı 2022 yılında 11 bin 290 olarak gerçekleşmişti. Buna göre, doktora mezun sayısında bir önceki yıla göre bin 271 kişilik bir artış sağlandı. Rapora göre, son 6 yılda doktora mezunu öğrenci sayıları en yüksek seviyeye ulaştı. 2020 yılında 51,32 olan yıllık ortalama mezun sayısı, 2023 yılında 81,69’a yükseldi.”

    “En fazla doktora mezunu veren üniversite 846 mezunla Ankara Üniversitesi oldu”

    Rapora göre, en fazla doktora mezunu veren üniversite üniversite 846 mezunla Ankara Üniversitesi oldu. Ankara Üniversitesini 642 mezunla İstanbul Üniversitesi, 626 mezunla Gazi Üniversitesi, 542 mezunla Marmara Üniversitesi ve 526 mezunla Hacettepe Üniversitesi takip etti. Sıralamada Ege Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi doktora mezunu veren ilk 10 üniversite içinde yer aldı. Rapora göre, listede yer alan her bir üniversitenin geçmiş yıllara ait verisi dikkate alınarak hesaplama yapıldığında ise ilk 3’ü Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi, Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi olmak üzere 6 üniversite doktora mezunu öğrenci sayısında istikrarlı gelişme gösterdi.

    Raporla ilgili değerlendirmelerde bulunan Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, bir önceki yıla göre doktora mezunu sayısının artmasını sevindirici olduğunu söyledi. Özvar, Türkiye’nin son 10 yılda doktora mezun sayısındaki artış oranı bakımından Avrupa’da ilk sırada yer aldığını belirtti.

    Doktora programlarına ilişkin yeni bir çalışma başlatıldığını bildiren Özvar, “Doktora derecesi sadece üniversiteden kadro almanın bir aracı olarak görülmekten çıkmalıdır. Artık ülkemizde doktora mezunu veren programlar sadece üniversitelere öğretim elemanı değil aynı zamanda iş dünyasına ve sanayiye hizmet verecek ve bu sektörlerde çalışmaya uygun bir şekilde yetiştirilecektir” dedi.

    Doktoraya yönelik yeni müfredat çalışmaları yürüttüklerini belirten Özvar, “Sektör ve iş dünyasının temsilcilerinin de görüşlerini alıyoruz. Artık doktora mezunlarının üniversite dışında çok daha geniş bir alanda hizmet vermesini, ülkemiz ekonomisine, araştırma kapasitesine ve teknolojik gelişmesine katkı vermesini istiyoruz” bilgisini verdi.

  • Türkiye’deki uluslararası öğrenci sayısı 350 bine ulaştı

    Türkiye’deki uluslararası öğrenci sayısı 350 bine ulaştı

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Özvar, Şehit Ömer Halisdemir Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 2030’a Doğru Yükseköğretim Vizyonu Toplantısı’nda yaptığı konuşmasında, uluslararası öğrenci sayımız 350 bine ulaştığını belirterek uluslararası öğrencilerin kalitesinin de artmasını birinci öncelik haline getirilmesi gerektiğini vurguladı.

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Bugün itibarıyla uluslararası öğrenci sayımız 350 bine ulaşmışsa da bu sayıyla iftihar etmek çok doğru bir yaklaşım değildir. Uluslararası öğrenci sayısının artması kadar uluslararası öğrencilerin kalitesinin de artmasını birinci öncelik haline getirmemiz gerekmektedir” dedi.

    Yükseköğretimin kitleselleşmesi ve küreselleşmesinin, beraberinde bu sektörde yaşanan zorlukların ve sınamaların, toplumun sınırlı bir kesimini etkilemekten çıkıp bütün bir ülkeyi hatta daha geniş coğrafyaları tesiri altına alacak mahiyet kazanmaya başladığını belirten Özvar, bu nedenle yükseköğretimin sadece halihazırdaki durumunu değil, yakın gelecekte alabileceği şekilleri bugünden ele almanın büyük ehemmiyet arz ettiğini anlattı.

    Özvar, kalite güvencesi ve küresel rekabet edebilirliğin ilerleyen yıllarda karşı karşıya kalacakları önemli sınama alanlarından biri olacağına işaret ederek, öğretim kapasitesinin ve yükseköğretim programlarının genişlemesinin üniversitelere erişimi artırdığını, ülkenin dört bir yanında yükseköğretim kurumlarında genç nüfusun bilim ve teknolojiyle buluşmasını sağladığını bildirdi.

    Türkiye’nin uluslararası öğrenci çekme konusunda daha büyük rakiplerinin ortaya çıkacağına dikkati çeken Özvar, şunları kaydetti:
    Yükseköğretim kurumları olarak bu rekabete şimdiden hazırlanmamız gerekmektedir. Bugün itibarıyla uluslararası öğrenci sayımız 350 bine ulaşmışsa da bu sayıyla iftihar etmek çok doğru bir yaklaşım değildir. Uluslararası öğrenci sayısının artması kadar uluslararası öğrencilerin kalitesinin de artmasını birinci öncelik haline getirmemiz gerekmektedir. Gelecek öğrencilerin sayısı kadar kalitesi de bizim temel gündemimizdir. Eğer gerekli mevzuat altyapısı çalışmalarını tamamlamaz, üniversiteler olarak uluslararası öğrenci hareketliliği konusunda dünya standartlarında işlemler tesis etmezsek Türk üniversitelerinin itibarına yönelik dünya ölçeğinde olumlu itibarımız kaybolabilir. Bu sadece Yükseköğretim Kurulunun veya diğer üst kurumların sorumluluğunda değildir. Bu, birinci derecede rektörlerin omuzları üzerindeki sorumluluktur.

    Özvar, Türkiye’nin hızla yaşlanan bir ülke konumunda olduğuna ve bunun sağlık sektöründe kendini göstereceğine değinerek, “Bu bakımdan önümüzdeki yıllarda yaşlı bakım olmak üzere muhtelif alanların daha şimdiden üniversitelerin gündemine girerek, bu konularda bir kısım çözümler, bir kısım projeler önem arz etmektedir. Demografik değişim konusunu, dönüşüm konusunu rektörler olarak gündeminize almanızı bekliyoruz” diye konuştu.

    Yazılım ve yapay zeka tabanlı uğraşların en fazla talep edilen kariyerler olduğunu, geçen yıl başladıkları uzun süren çalışmalar ve istişareler neticesinde bu sene 17 yeni ön lisans ve lisans programının 20 üniversitede 70’i aşkın sayıda açıldığını aktaran Özvar, bu bölümlerin bu yıl tam doluluk oranıyla hizmet vermeye başladığını, ülkenin dijital beceri açığının kapatılmasında önemli rol oynayacağına inandıkları bu programların sayısını, kalite standartlarını düşürmeden ilerleyen yıllarda artırmaya devam edeceklerini bildirdi.

    ‘Dünya sıralamasında ilk 15’in içerisine gireceğiz’
    Gelecek akademik yıl itibarıyla bu programlarda ders verecek hoca sayısına bağlı olarak istihdama duyarlı yeni programları artırmaya devam edeceklerini vurgulayan Özvar, şöyle devam etti:

    Bunu yaparken istihdama duyarlılığı azalan programların da dönüştürülmesini sağlayacağız. Bir tür karne yoluyla diğerlerinin sistem dışına çıkmasını sağlayacağız. Bu proje daha birkaç yıl daha sürecek. Toplam programların ancak yüzde 10’unu dönüştürebildik. Hedefimiz, birkaç sene içerisinde toplamda üniversitelerimizin yüzde 25 programını yeni şartlara uygun hale getirmektir. Bu, bütün üniversitelerimiz için geçerlidir. Bu konuda devlet-vakıf ayrımı yapmadığımızı bilmenizi isterim. Kontenjanları şişmiş programların kontenjan azaltılması bu sene de devam edecektir. Genişleyen imparatorluklar gibi üniversitelerimizin genişlemesini çok arzu etmiyoruz. Artık ikame usulüyle akademik birim açılış devri başlamıştır. Bir şeyleri bırakmadan bir şeyleri gündeme almak devri yoktur. Yeni program teklifiyle geliyorsanız, diğer programların da hazır olmasına dikkat edin.

    Özvar, bugün itibarıyla yurt dışına hizmet veren 7-8 üniversitenin, ilerleyen birkaç yılda ikiye katlanmasını beklediklerini anlatarak, sözlerini şöyle tamamladı:

    Yükseköğretim Kurulu olarak Kazakistan ile yaptığımız anlaşma neticesinde Gazi Üniversitesi, Kazakistan’da eğitim faaliyetlerine başlayacak. Özbekistan ve Kırgızistan ile görüşmelerimiz devam etmektedir. Arnavutluk’ta İstanbul Teknik Üniversitesi bir branş daha açacaktır. Afrika Birliği ile yapmış olduğumuz anlaşma sonrasında Yükseköğretim Kurulumuza müracaat ederek Türk üniversitelerinin branşlarının veya akademik birimlerinin kendi ülkelerinde açılmasını talep eden ülkeler bulunmaktadır. Bu Türk yükseköğretim sisteminin eğitim hizmetleri ihracatı içinde değerlendirilen bir kalemdir aynı zamanda. Bu açıdan hakikaten önümüzde çok önemli meşgaleler bulunmaktadır.

    Türkiye’nin yükseköğretim sisteminin son yıllarda diğer ülkelerle mukayese edildiğinde önemli ölçüde genişlemesine rağmen, gelecekte küresel ve bölgesel rekabet gücünü artırabilmesi ve sürdürebilmesi için üniversitelerimizin üzerine düşen bazı görevler var. Bunların belki de en önemlisi üniversitelerimizin akademik üretkenliğinin bilimsel performansının artmasıdır. Eğer Türkiye, bütün üniversiteleri bakımından öğretim elemanı başına yılda bir süreli yayın seviyesine ulaşırsa dünya sıralamasında ilk 15’in içerisine gireceğiz.

  • Türkiye ile Gine arasında yükseköğretim alanında işbirliği anlaşması imzalandı

    Türkiye ile Gine arasında yükseköğretim alanında işbirliği anlaşması imzalandı

    Türkiye ve Gine arasında ‘Yükseköğretim Kurulu ile Gine Yükseköğretim, Bilimsel Araştırma ve İnovasyon Bakanlığı Arasında Yükseköğretimde İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptı’ imzaladı. Anlaşma, öğrenci ve akademik personel hareketliliği, ortak araştırma programları ve eğitim kursları gibi çeşitli işbirliklerini kapsıyor.

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yapılan açıklamaya göre, Gine Dışişleri, Afrika Entegrasyonu ve Yurtdışında Yaşayan Gineliler Bakanı Morissanda Kouyate ve beraberindeki heyet, Yükseköğretim Kurulunu ziyaret etti.

    Ziyaret sırasında, ‘Yükseköğretim Kurulu ile Gine Yükseköğretim, Bilimsel Araştırma ve İnovasyon Bakanlığı Arasında Yükseköğretimde İşbirliğine Yönelik Mutabakat Zaptı’ imzalandı. YÖK Başkanı Erol Özvar, mutabakat zaptı imza töreninde yaptığı açıklamada, yükseköğretimin uluslararasılaşmasına yönelik işbirliklerini güçlendirmeye devam ettiklerini belirtti.

    Özvar, öğrenci hareketliliğinin arttığı ve bu süreçte Türkiye’nin cazibe merkezi olmayı hedeflediğini ifade etti. Gine ile yükseköğretim başta olmak üzere bilim ve teknoloji alanlarında daha yakın işbirliği yapmayı istediklerini de sözlerine ekledi.

    Gine Bakanı Morissanda Kouyate, “Gine ve Türkiye arasında sadece işbirliği değil aynı zamanda bir kardeşlik söz konusudur. Her alanda işbirliklerimizi güçlendirmekten büyük bir mutluluk duyacağız” dedi. Konuşmaların ardından, Özvar ile Kouyate mutabakat zaptına imza attı.

    Mutabakat zaptının kapsamı
    Yükseköğretim ve bilimsel araştırma alanlarındaki işbirliğini kolaylaştırmak ve iki ülke yükseköğretim kurumları arasında akademik ve bilimsel değişimleri organize etmek amacı taşıyan mutabakat zaptı kapsamında, öğrenci, akademik personel ve araştırmacı eğitim ve staj hareketliliği teşvik edilecek.

    Ayrıca, iki ülke arasında yükseköğretim, bilimsel araştırma ve yenilikçilik alanlarında bilgi alışverişi sağlanacak, kısa dönemli araştırma programlarına katılım teşvik edilecek.

    Anlaşma doğrultusunda, karşılıklı eğitim kursları, seminerler, sempozyumlar, çalıştaylar, konferanslar ve forumlar düzenlenecek ve yükseköğretim kurumları arasında lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde ortak diploma programları oluşturulacak.

  • Beyazıt’ta YÖK potestosu

    Beyazıt’ta YÖK potestosu

    Beyazıt Meydanı’nda toplanan üniversite öğrencileri, kuruluşunun 43’üncü yılında YÖK’ü protesto etti. ”YÖK’ün adı gerilerde kaldı ama modeli, siyasi iktidarın belirlediği kayyumlar ile sürüyor. YÖK’ü kaldıracağız iddiasıyla iktidar olan AKP, 22 yıldır YÖK’ün tüm uygulamalarını üniversitelerde baskı ve faşist zihniyetin örgütlenmesine aracı olarak kullanıyor” diyen öğrenciler can güvenliklerinin olmadığından yakındı. “Ölmeye değil, okumaya geldik” sloganları attı…

    Üniversite öğrencileri, kuruluşunun 43’üncü yılında Yükseköğretim Kurulu’nu (YÖK) protesto için Beyazıt Meydanı’nda İstanbul Üniversitesi önünde toplandı.

    ”Yaşamlarımızı kazanmak için YÖK’e ve Saray’a karşı örgütlü mücadeleyi büyütelim” yazılı pankart açan öğrenciler, ”Ölmeye değil, okumaya geldik”, ”Müşteri değil, öğrenciyiz”, ”Kayyumlar gidecek biz kalacağız” sloganları attı.

    Üniversite hayatında yaşadıkları sıkıntıları dile getirerek YÖK’ü protesto eden öğrenciler, Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyum atanmasına da tepki gösterdi. Öğrencilerin yaptıkları açıklamalardan satır başları şu şekilde:

    ”YÖK’ün kuruluşunun 43’üncü yılında bir araya geldik. Üniversitelerde devletin ve sermayenin denetimini artırmanın, demokratik kazanımları ortadan kaldırmanın ve gençlik mücadesini baskı altına almanın bir aracı olarak kurulan YÖK, 43 yıldır varlığını koruyor.

    ”YÖK’ü kaldıracağız iddiasıyla iktidar olan AKP…”

    Darbe rejimi YÖK’ü üniversitelerdeki örgütlü mücadeleyi baltalamak ve ortadan kaldırmak için kurdu. Gelinen noktada YÖK’ün adı gerilerde kaldı ama modeli, siyasi iktidarın belirlediği kayyumlar ile sürüyor. YÖK’ü kaldıracağız iddiasıyla iktidar olan AKP, 22 yıldır YÖK’ün tüm uygulamalarını üniversitelerde baskı ve faşist zihniyetin örgütlenmesine aracı olarak kullanıyor.

    ”Kayyum zihniyeti elbette bizim kampüslerimizle ilgilendiriyor”

    Üniversitelerde yaşadığımız durumlar genel ülke siyasetinden bağımsız değildir. Mardin’e, Batman’a, Halfeti’ye, Hakkari’ye, Esenyurt’a atanan kayyum zihniyeti elbette bizim kampüslerimizle ilgilendiriyor. Halkın iradesine atanan kayyumlar kampüslerimize de atanıyor. Son zamanlarda kayyum atanmayan devlet üniversitesi neredeyse kalmamış durumdadır.
    Tek adamın yarattığı bu tekçilik zihniyeti hayatımızın her yerine sirayet etmektedir. Tek bir görüşe göre yorumlanan müfredat hazırlanıyor, liselerde ÇEDES uygulanıyor. Bu da bilimsel olmayan dışlayıcı ve anadilde eğitimi reddeden sistemi daha da derinleştiriyor. Bilimsel eğitim hakkımızı da, anadilde eğitimini de kazanacağız.”

    ”Biz 2024 yılını 2 bin lira KYK bursuyla geçirdik”

    Ülkede derinleşen ekonomik krizle birlikte, yaşam maliyetinin ulaştığı noktaya dikkati çeken öğrenciler şöyle devam etti:

    “Açlık sınırı 20 bin, yoksulluk sınırı ise 66 bin liraya yükselmiş durumda. Ekonomik krizin içinde, öğrencilerin okurken çalışması artık çok olağan bir durum oldu. Ya 17 bin liraya asgari ücretle tam zamanlı bir işte çalışıp sadece derslere giriyoruz. Ya da yarı zamanda bir işte yaklaşık asgari ücretin 3’te 1’ini alıyoruz. Burslarla geçinmek ise imkansız durumdadır. Biz 2024 yılını 2 bin lira KYK bursuyla geçirdik.

    ”Güvenliğimizin kesin olmadığı yurtlara bile yerleşemiyoruz”

    Göstermelik inşa edilen KYK yurtlarının ücretlerine bu yıl tekrar zam geldi. Bursumuzun yarısı sekiz kişilik yurt odalarının ödemelerine gitmiş durumda. Can güvenliğimizin kesin olmadığı yurtlara bile yerleşemiyoruz. Fahiş fiyatlı özel yurtlara veya tarikat ve cemaat yurtlarına teşvik ediliyoruz. İhmalkar KYK yurtlarını, paralı yurtları ve bu bozuk asansör düzenini reddediyoruz. İhmaller yüzünden kaybettiğimiz arkadaşlarımızın o gülen yüzlerini unutmayın. Gençlerin özgürce ve insanca yaşayabileceği geleceği var edemiyorsanız biz edeceğiz. Yoksulluğa, baskıcı YÖK düzenine ve ihmallere karşı biz varız.

    ”Kadınlar öldürülürken orada bulunmayan, katilleri engellemeyen polis okullarımızda cirit atıyor”

    Kampüslerinizdeki polis baskısı her geçen gün daha da artıyor. Kantinde veya bahçede oturduğumuzda ne tarafa baksak mutlaka bir polis görmeye çok alışık hale geldik. Kadınlar öldürülürken orada bulunmayan, katilleri engellemeyen polis okullarımızda cirit atıyor. Okulumuza da yakın olan İstanbul tarihi surlarında iki kadın vahşice öldürüldü. Kimse bunu önleyemedi. Katil, bir yıl önce seni öldüreceğim diye video yayınlamasına rağmen dikkate alınmadı. Buradan seslenmek isteriz. Kantinde yanımızda oturacağımızı karakolda şikayetçi olmaya gelen kadınları dinleyin. 6284’ü uygulayın, kampüslerimizle işiniz yok, gideceksiniz.”

  • Türkiye-Mısır Üniversitesi kurulacak

    Türkiye-Mısır Üniversitesi kurulacak

    Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, Türkiye-Mısır Üniversitesi’nin kurulması için çalışmaların başladığını bildirdi. Türkiye ve Mısır üniversitelerinin rektörlerinin bir araya geleceklerini söyleyen Özvar, ‘’Böylece iki ülke üniversiteleri birbirlerini yakından tanıma ve aralarındaki iş birliği konularını müzakere etme fırsatı yakalayacak’’ diye konuştu.

    Yükseköğretim Kurulu Başkanı Erol Özvar, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Türkiye-Mısır Üniversitesi kurulması için çalışma başlattıklarını bildirdi. Özvar ayrıca Türkiye’nin köklü üniversitelerinin Mısır’da şube açacağını duyurdu. Erol Özvar, Mısır Yükseköğretim ve Bilimsel Araştırma Bakanı Mohamed Ayman Ashour ile Kahire’de bir araya geldi. Görüşmede, 4 Eylül 2024’te Ankara’da, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi tarafından imzalanan Türkiye ile Mısır arasında yükseköğretim alanında iş birliğine yönelik mutabakat zaptının detayları ele alındı.

    Özvar, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda İstanbul’da ve Kahire’de Türkiye ve Mısır üniversiteleri rektörlerinin bir araya gelecekleri “Türkiye-Mısır Üniversiteleri Forumu” düzenleyeceklerini de bildirdi. Özvar, ”Böylece iki ülke üniversiteleri birbirlerini yakından tanıma ve aralarındaki iş birliği konularını müzakere etme fırsatı yakalayacak” ifadelerini kullandı. Özvar’ın verdiği bilgiye göre iki ülke akademisyenleri, ortak çalışma kültürünü ve akademik bağları güçlendirmek amacıyla ortak araştırma projeleri hazırlayacak.

    Teknoloji alanında yükseköğretim kurumlarının iş birliği yapabilmesi ve bu alanda tecrübe paylaşımı için gerekli koordinasyon sağlanacak. Ashour ile görüşmelerinde ayrıca yükseköğretim alanında yapılacak bütün iş birliklerinin planlama ve koordinasyonu için Türkiye ve Mısır taraflarından yetkili kişilerle oluşturulacak bir çalışma komitesi kurulmasını da planladıklarını bildiren Özvar, ”Ziyaretimizin, Türkiye ile Mısır arasında yükseköğretim alanında yeni ve verimli bir dönemin başlamasına vesile olacağına yürekten inanıyorum” dedi.

  • YÖK Başkanı Özvar: Tek hedefiniz diploma almak olmamalıdır

    YÖK Başkanı Özvar: Tek hedefiniz diploma almak olmamalıdır

    YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Dicle Üniversitesi Akademik Yıl Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada öğrencilere seslenerek, “Sizler hem kentinizin hem üniversitenizin bütün imkanlarından azami ölçüde yararlanmalı, üniversite hayatını sadece derslerle ve sınavlarla sınırlamamalısınız. Tek hedefiniz diploma almak olmamalıdır. Sosyal ve kültürel hayatın her zaman içinde olmalı ve sosyal sorumluluk projelerinde yer almalısınız” dedi.

    Dicle Üniversitesi 2024-2025 Öğretim Dönemi Akademik Yıl Açılışı düzenlenen törenle başladı. Törene, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamuran Eronat ve 37 üniversitenin rektörü ve çok sayıda öğrenci katıldı.

    Saygı duruşu, İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan tören, müzik dinletisiyle sürdü.

    Programın konuşan Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, Diyarbakır’ın binlerce yıllık tarihiyle pek çok medeniyete ve farklı kültüre ev sahipliği yaptığını ifade ederek, bu medeniyetlerin kadim şehirde oldukça zengin tarihi içerikler bıraktığını söyledi. Vali Zorluoğlu, “Doğrusu Diyarbakır’a vali olarak atanana kadar bu zenginliklerin bir çoğunda benim de haberimin olmadığını itiraf ediyorum. Bu da bizim Diyarbakır’ı tanıtım noktasına götürüyor. Diyarbakır’ı hem Türkiye’de hem uluslararası alanda daha çok tanıtıma ihtiyaç duyduğunu da ortaya koyuyor. İnşallah bu dönemde üniversitemizin de gücünü arkamıza alarak Diyarbakır’ımızın tanıtımına yönelik stratejik ve eylem planı hayata geçireceğiz. Üniversitelerimizin gençlerimize meslek kazandırmada rolü kıymetlidir. Ancak üniversitelerimizin öğrencilerin entelektüel gelişmelerine katkı sağlayan, yenilikçi, yeni fikirlerin ve akımlarına zemin hazırlayan, aynı zamanda toplumu değiştiren, toplumu dönüştüren fonksiyonları da bence çok çok kıymetlidir” dedi.

    ‘Dicle Üniversitesi çok büyük kapasiteye sahip üniversitelerimizden biri durumundadır’

    Vali Zorluoğlu’nun ardından söz alan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Dicle Üniversitesi’nin eğitim alından önemli bir sorumluluk yüklendiğini söyledi. Dicle Üniversitesi’nin 50 yılı aşan tarihiyle artık ülkenin ve bölgenin en köklü yükseköğretim kurumlarından biri haline geldiğini söyleyen Özvar, “Bu konumun, aynı zamanda Dicle Üniversitemizin omuzlarına çok önemli bir sorumluluk yüklediğini de ifade etmek isterim. Üniversitemizden bütün faaliyetlerinde en yüksek kalite standartlarını karşılamasını doğal olarak bekliyoruz. Dicle Üniversitemiz bugün çok sayıda birimde öğrenim gören 40 bine yakın öğrencisi, bin 700’i aşan öğretim elemanı ve yine yaklaşık 4 bin 500 idari personeliyle her anlamda çok büyük kapasiteye sahip üniversitelerimizden biri durumundadır. Bu büyük kapasitenin en iyi şekilde değerlendirilmesi, ülkemize, bölgemize ve şehrimize çok ciddi bir katma değer üretilmesi fevkalade önemlidir. Dicle Üniversitemizin bunu sağlayabilecek ehliyete sahip olduğuna inanıyorum. Yükseköğretim Kurulu olarak bizler de bu yolda üniversitemize bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her türlü desteği memnuniyetle vermeye devam edeceğiz. Yükseköğretim Kurulu olarak üniversitelerimizi; araştırma, proje, bilimsel çalışma, nitelikli akademik yayın, sürdürülebilirlik, sosyal sorumluluk ve diğer alanlarda kendilerini geliştirmelerinin yanında güçlü yönlerini öne çıkaracak şekilde ihtisaslaşması ve farklılaşması yönünde teşvik ediyor ve destekliyoruz. Bu bağlamda, “Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşma Programı”, “Araştırma Üniversiteleri Programı”, “Araştırma Üniversiteleri Aday İzleme Programı”, “Öncelikli Bilim Alanlarında Uzmanlaşan Üniversiteler Programı”, “Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs Projesi”, “Spor Dostu Kampüs Projesi” gibi çok sayıda program ve projeyi aktif bir şekilde uyguluyoruz. Dicle Üniversitemizin de bu projelere dahil olmasını fevkalade önemsiyoruz. Üniversitemizin ve Diyarbakır kentimizin sahip olduğu kapasite göz önüne alındığında bunun gerçekleşmesinin önünde herhangi bir engel olmadığını düşünüyorum” diye konuştu.

    ‘Mezuniyet sonrasında sizlere mesleki anlamda da hayat tecrübesi anlamında da çok şey katacağına inanıyorum’

    Konuşmasında öğrencilere de seslen Özvar, üniversitenin tam anlamıyla bir hayat tecrübesi olduğunu vurgu yaparak, şunları söyledi:

    “Geleceğimizin teminatı sevgili gençler; öğrencilerimizle her buluşmamamda onlara üniversitenin dört duvardan ve sınıflardan ibaret olmadığını özellikle hatırlatırım. Üniversitenin tam anlamıyla bir hayat tecrübesi olduğunu vurgularım. İnsan hayatının her alanına rehberlik etmesi gerektiğine inandığım iki kavram olan “erdem ve ahlak” çerçevesinde bu hayat tecrübesinden en iyi şekilde istifade etmenizi hararetle tavsiye ederim. Sizler hem kentinizin hem üniversitenizin bütün imkanlarından azami ölçüde yararlanmalı, üniversite hayatını sadece derslerle ve sınavlarla sınırlamamalısınız. Tek hedefiniz diploma almak olmamalıdır. Sosyal ve kültürel hayatın her zaman içinde olmalı ve sosyal sorumluluk projelerinde yer almalısınız. Sanatla ve sporla iç içe olmak, yabancı dilleri öğrenmek, öğrenci kulüplerine katılmak gibi ders dışı kazanımlarla kendinizi mutlaka geliştirmelisiniz. Bütün bu kazanımların, mezuniyet sonrasında sizlere mesleki anlamda da hayat tecrübesi anlamında da çok şey katacağına samimiyetle inanıyorum.”

    Hedef 500 bin yabancı öğrenci

    2024 yılında Türkiye’de uluslararası öğrenci sayısının artmaya devam ettiğini ve şu anda yaklaşık 340 bine ulaştığını aktaran Özvar, “Önümüzdeki ilk hedef bu sayıyı 500 bine çıkarmaktır. Bu noktada, Dicle Üniversitemizin 1000’i lisansta olmak üzere yaklaşık 1300 uluslararası öğrencisi olduğunu belirtmek isterim. Gerek Dicle Üniversitemizin gerek Diyarbakır kentimizin daha büyük potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Elbirliğiyle bu potansiyeli açığa çıkarmak için gayret sarf etmeliyiz. Üniversite yönetimimizin bu yönde planlama yapacağına ve projeler geliştireceğine inanıyorum” şeklinde konuştu.

  • YÖK raporu: Mezunların iş bulma süresi 4,5 ay

    YÖK raporu: Mezunların iş bulma süresi 4,5 ay

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Türkiye genelindeki 201 üniversiteye ilişkin yeni bir rapor yayımladı.

    Rapora göre, 2023’te mezun olanların ilk iş bulma süresi 4 buçuk aya geriledi.

    Raporda, iş dünyasının mezunların yeterliliklerine dair memnuniyetlerine de yer verildi.

    Buna göre, memnuniyet oranı ortalaması bir önceki yıla oranla yüzde 2 artarak yüzde 80’e yükseldi.

    Türkiye’deki üniversitelerin dünya sıralamalarındaki son durumu da raporda yer aldı.

  • YÖK’ten açıklama sınav sistemi ile ilgili iddialara yalanlama

    YÖK’ten açıklama sınav sistemi ile ilgili iddialara yalanlama

    Yükseköğretim Kurulu (YÖK), “Üniversite sistemi değişiyor” iddiasının gerçeği yansıtmadığını, Kurul tarafından yürütülen böyle bir çalışmanın bulunmadığını bildirdi.

    YÖK’ten “Üniversite sistemi değişiyor” haberine yalanlama…

    Yükseköğretim Kurulu’ndan yapılan yazılı açıklamada, bazı medya organlarında “Üniversite sistemi değişiyor” haberinin yayımlandığı belirtildi.

    Haberin gerçeği yansıtmadığı, Kurul tarafından yürütülen böyle bir çalışmanın bulunmadığı vurgulanan açıklamada, geçen hafta Cumhurbaşkanlığında Kurul’un yaptığı sunumda yükseköğretim hayatının üniversitelere erişim kapasitesi, akademik üretkenlik, bilimsel araştırma fonları ile halihazırda yürütülen ihtisaslaşma programını uluslararasılaşma, kalite ve akreditasyon konularının ele alındığı kaydedildi.

    Toplantıda ayrıca YÖK Başkanı Erol Özvar ve üyeler tarafından gelecek 30 yılda dünyada ve Türkiye’de yükseköğretimi etkileyecek değişimler ve Yükseköğretim Kurulunun geleceğe yönelik vizyonuna ilişkin hazırlıkları ve projeleri konusunda kapsamlı bir sunum gerçekleştirildiği aktarıldı.

    Toplantının gelecek günlerde devam ettirilmesinin kararlaştırıldığı belirtilen açıklamada, “Yükseköğretim Kurulu Başkanı Özvar ve Yürütme Kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleşen sunumda hiçbir şekilde haberde bahsi geçen konular yer almamıştır. Yükseköğretim Kurulunu yıpratmaya ve kamuoyunu yanıtlamaya yönelik yapılan bu habere itibar edilmemesini ve basın yayın organlarının daha sorumlu davranmasını bekliyoruz.” ifadeleri kullanıldı.