Etiket: Hürriyetçi Eğitim Sen

  • 350 bin öğretmen 5 bin TL eksik maaş alacak

    350 bin öğretmen 5 bin TL eksik maaş alacak

    Hürriyetçi Eğitim Sen 2. Eğitim ve İstişare Toplantısı 12-15 Aralık 2024 tarihleri arasında gerçekleştirildi.

    Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, “Hürriyetçi Eğitim Sen ve Hürriyetçi sendikalar alelade bir sendikal yapılanma değildir. Ülkemizde sendikaların durumu ortadadır.  Meydanlara çıkamayan, sesini yükseltemeyen, kamu çalışanlarının hak ve menfaatlerini koruyamayan, hatta böyle bir derdi olmayan, doğrular mı makamı ikileminde hiç düşünmeden makamları tercih eden, siyasi partilerin arka bahçesine sığınmış, üye sayıları çok olsa da içleri boş sendikalara başkaldırdık” dedi.

    ANAYASA’NIN İLK 3 MADDESİNİN TARTIŞMAYA AÇILMASINI VE BEBEK KATİLİNE UMUT HAKKI VERİLMESİNİ REDDEDİYORUZ

    Kuruoğlu konuşmasında, Anayasanın ilk 3 maddesinin tartışmaya açılmasını kabul etmeyeceklerini, Bebek katili Apo’nun Umut Hakkı düzenlemesiyle serbest bırakılmasına ve Meclis’te konuşma yapmasının istenmesine sessiz kalmayacaklarını, Habur’da kurulan çadır tiyatroları ile çözüm süreci ihanetinin unutulmayacağını ve yeni bir ihanete müsaade etmeyeceklerini belirterek şunları söyledi;

    Sendikal mücadelemizin gereklerini yerine getirirken toplumun gerçeklerinden, yaşadıklarından, onların acılarından, sevincinden, geçim sıkıntısından, ülkenin güvenliğinden, Şehitlerimizin bize emanet ettikleri ailelerinden uzak duramayız.

    Anayasanın ilk üç maddesinin tartışılmaya açılmasını kabul etmeyiz, Anayasanın 66 Maddesinin yani ‘Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.’ Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk’tür. Maddesinin değiştirilmesini kabul etmeyiz.

    Bebek katili Apo’nun umut hakkı düzenlemesiyle serbest bırakılmasına Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşturulmak istenmesine sessiz kalmayız. Her platformda karşı koyarız.

    Habur’da kurulan çadır tiyatrolarını, 1. Çözüm süreci ihanetini unutmadık. Bugün şekil değiştirerek uygulamaya sokulan 2. Çözüm sürecine rıza göstermeyiz.

    Fikri Hür Vicdanı Hür irfanı Hür olanların, Atatürk’ün askerleriyiz diye haykıranların, Bağlı bulunduğumuz tek Lider Mustafa Kemal Atatürk diyenlerin, “Ne mutlu Türküm” diyenlerin suskun kalmasını kimse beklemesin. Susmak, ihaneti sessiz kabul ediştir. Taraf olacağız, bizden kimse tarafsız kalmamızı beklemesin.

    Kamu-Sen ve Türk Eğitim Sen’e, siz bebek katilinin serbest bırakılmasına, Bebek katilinin Türkiye Büyük Millet Meclisinde konuşmasına ne diyorsunuz sorusunu sorduk. Hala cevap veremediler sanırım düşünüyorlar.

    Mazilerini Türk Milliyetçiliğine borçlu olanlar, Bebek katilini terör örgütü PKK’yı defalarca protesto mitingleri düzenleyenler, makam koltukları ile Bebek Katiline af arasında kalınca makam koltuklarını mı seçtiler açıklasınlar. Ya açıkça destekliyoruz desinler ya da mazilerinin gereğini yapsınlar. İhanetin karşısındalar mı yanındalar mı görelim. Ak koyun kara koyun ortaya çıksın.
    Bu soruyu Memur Sen’e sormaya gerek bile duymadım. Çünkü onların genel başkanları 1. Çözüm sürecinde zaten Akil adamdı. Şimdi çözüm sürecini hayvanlar bile anlamış ama bazı insanlar anlamıyor demişti.

    Biz Hür Sen konfederasyonuna bağlı sendikalar olarak bebek katiline af konusunda irademizi ortaya koyduk açıkladık. Biz Anayasa konusunda irademizi ortaya koyduk ve açıkladık. Sorduğum sorulardan bunalan, makam milliyetçilerinden cevap bekliyoruz.

    ÜLKEMİZİN EN ÖNEMLİ BEKA SORUNU EĞİTİMDİR

    “Eğitim de balık baştan kokmuştur” diyerek, Yönetici atama yönetmeliğinin yeniden ele alınmalısı gerektiğini ifade eden Levent Kuruoğlu, “Hangi sendikanın üyesi olursa olsun Liyakatı varsa atanabileceği adil bir atama yöntemi oluşturulmalıdır. Çünkü liyakatli bir yönetici çocuklarımızın en iyi şekilde gelişmesini sağlamakta en hayati göreve sahip kişidir. Ama kötü bir yönetici de Bursa’da örneğini gördüğümüz Okul Müdürü gibi, Müdür yardımcısının kapısını kırdırır. Tokat’ta gördüğümüz gibi Halep’ten gelenler geri dönüyor, artık Selanik’ten gelenler de geri dönsün paylaşımı yapacak kadar hadsizleşir. Mesele sadece Tarih bilemeleri değildir. Mesele Türk Milletine, Selanik deyince ilk akla gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e düşman olmalarıdır.
    Bu zihniyete ülkemizin geleceği olan çocuklarımız, nasıl teslim edilebilir. Bu zihniyetin milletin geleceğine nasıl bir faydası olabilir.

    Üniversitelerde de durumun farklı olmadığını belirten Kuruoğlu, “Tarafsız bir anlayışla bilimsel başarı kıstasına göre atanması gereken akademik kadrolar ne yazık ki yandaşlık, akrabalık, keyfiyet kıstasına göre dağıtılıyor. Doçent Profesör kadrolarının torpille dağıtıldığı üniversiteler, bilimsel olarak kalkınabilir mi? Dünya ile yarışabilir mi? İyi bir atama sistemi ilk düğmedir. İlk düğme doğru iliklenmediği sürece eğitim sisteminin düzelme imkânı bulunmamaktadır. Liyakate dayanan bir yönetici atama yönetmeliği için sesimizi yükseltmeliyiz.

    İşte bu zihniyet ÖĞRETMEN MÜLAKATI yaptı. 1500’den fazla meslektaşımızın hayallerini geleceklerini gasp ettiler. Emeklerini heba ettiler. Günlerdir eylemdeler, Milli Eğitim Bakanlığı önünde oturma eylemi yapmalarını engellemek için her şeyi yaptılar. Onları savunmakta bizim görevimiz, hakkı gasp edilen öğretmenlerin yanındayız.

     Yusuf Tekin, Eğitimin Önündeki En Büyük Engel

    Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, milli eğitimin önündeki en büyük engeldir ve beka sorunudur. Mülakat konusunda sadece bizim haykırışlarımızın ve itirazlarımızın sorunu çözemeyeceğini anladığımızda ise Terörle iktisatlı olmayan siyasi partilerin yöneticilerinden ve Milletvekillerinden destek istedik. Siyasi partilerin arka bahçesi olmayacağız ama siyaset üzerinde nüfuz alanı oluşturarak taleplerimizi TBMM’ye taşıyacağız.

    350 BİN ÖĞRETMEN 5 BİN TL EKSİK MAAŞ ALACAK

    Öğretmenlik Meslek Kanunu ile Öğretmenlerin Sınıflandırılmasına Karşıyız

    ÖMK ile ilgili de değerlendirmede bulunan Genel Başkan Levent Kuruoğlu, “Bu kanun hayati sorunları içinde barındırmaktadır. Kariyer basamakları için verilen sözler ise tutulmamıştır. Baştan beri söylediğimiz gibi biz öğretmenin sınıflandırılmasına karşıyız. Ama uzman ve başöğretmen tazminatlarına karşı değiliz. Kanun yasalaşmasına rağmen Kariyer basamakları yönetmeliği yayınlanmamıştır. Ocak tarihine kadar bitirilmezse 350 bin öğretmen ortalama 5 bin TL eksik maaş alacaktır. Bakanlık üzerinde baskıyı arttırıyoruz. Yönetmelik yayınlanmazsa Millî Eğitim Bakanlığı önünde eylem yapacağız.

    Akademi kurulduğunda formasyon ortadan kalkacaktır. Eğitim Fakültelerinin anlamı kalmayacaktır. Ağır disiplin hükümlerinin bulunduğu Milli Eğitim Akademisinde bu zihniyetin neler yapacağını düşünmek bile istemiyorum. Zaman içinde her kurumu siyasallaştıran iktidarın ve Yusuf Tekin zihniyetinin yandaşlardan oluşan kadro dönüşümü yaşamasının yolu açılmıştır.

    Üniversite çalışanlarının liyakat, adil bir görevde yükselme, üniversiteler arası yer değiştirme yönetmeliği ve ekonomik sorunlarının düzeltilmesi talepleri bugüne kadar karşılanmamıştır. Hatta Üniversite çalışanlarının üniversiteler arası yer değiştirme hakkı Toplu Sözleşmede karar bağlanmıştır ancak, Yetkili sendika toplu sözleşme tutanağına yazdırdığı maddeyi bile hayata geçirtebilmekten acizdir.

    TÜRKİYE DE İLK DEFA REFAH PAYI EYLEMİ YAPAN SENDİKAYIZ

    Toplu sözleşmeler kanun hükmündedir. İmzalanan tolu sözleşmeye göre memur ve memur emeklisine ocak ayında yüzde 6 zam ve enflasyon farkı olmak üzere toplam yüzde 12-13 arasında bir zam yapılacaktır.
    Bunun dışında maaşlarda yapılacak düzenlemeye refah payı denilmektedir. Hürriyetçi Eğitim Sen olarak devletin 2025 yılı için belirlediği yüzde 43,93 zammın kamu çalışanlarına yansıtılmasını istiyoruz. Maaş ve enflasyonu düştüğümüzde yeniden değerlendirme ile arada kalan farkı talep ediyoruz. Bu fark yüzde 32 olmaktadır. Refah payını sürekli dile getirerek, gündemde tutacağız.

    Biz emekli maaşlarının arttırılması için sesimizi yükseltirken sadece emeklilerin değil gelecekte emekli olacak kamu çalışanlarının da bugünden hakkını savunuyoruz. Bugün emekli maaşı, aktif çalışma hayatında aldığı maaşın nerdeyse 3’te birine düşmektedir. Biz bunu görmezden gelemeyiz.

    EĞİTİM ÇALIŞANLARINI BİR BÜTÜN OLARAK GÖRÜYORUZ

    Eğitim çalışanları arasında sınıfsal ayrımın yapılmasını doğru bulmadıklarını ifade eden Levent Kuruoğlu, “Memurlar, hizmetliler üniversite çalışanları, akademisyenler ve öğretmenlerin çalışma hayatında yaşadığı sorunlarının çözümü için mücadelemiz her geçen gün arttırıyoruz” dedi.

    Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu’nun konuşmasının ardından Prof. Dr. Muhittin Acar (Eğitimde İyi Yönetişim ve İletişim), Av. Afşin Soysal (Meslek Hayatında Karşılaşılan Adli ve İdari Problemler) ve Dr. Ali Güler’in(Mustafa Kemal’den Atatürk’e Bir Dâhinin Liderlik Öyküsü)konuşmalarının ardından sekreterya ve temsilci toplantıları yapıldı.

    Büyük bir coşkuyla gerçekleştirilen 2.Eğitim ve İstişare Toplantısının sonunda gala gecesi yapılarak 3. Kuruluş yıldönümü pastası kesildi.

  • Eğitim çalışanlarının %81,1’i ay sonunu getiremiyor

    Eğitim çalışanlarının %81,1’i ay sonunu getiremiyor

    Hürriyetçi Eğitim-Sen’in, eğitim çalışanlarının ekonomik durumunun tespiti ve beklentilerine yönelik gerçekleştirdiği anket sonuçlarına göre eğitim çalışanlarının yüzde 81,1’i ay sonunda hesabında/cebinde para kalmadığını ifade etti.

    Hürriyetçi Eğitim-Sen eğitim çalışanlarının ekonomik durumunun tespiti ve beklentilerine yönelik anket gerçekleştirdi. Ankete toplam 7 bin 563 kişi katıldı. Anket sonuçlarına göre eğitim çalışanları; maaşlarının yüzde 50,9’u kredi/borç ödemelerine, yüzde 33,3’ü gıda harcamalarına, yüzde 9,7’si kira ödemelerine, yüzde 2,7’si eğitim harcamalarına ve yüzde 2,4’ü faturalara gittiğini belirtti. Ankete katılanların yüzde 81,1’i ay sonunda hesabında/cebinde para kalmadığını ifade etti.

    Anket sonuçlarıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Hürriyetçi Eğitim-Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, “Eğitim çalışanlarının mevcut ekonomi yönetimine inancı ve güveni kalmamıştır. Daha da kötüsü geleceğe yönelik ekonominin de kendi mevcut durumlarının da düzeleceğine yönelik inançları da kalmamıştır. Bunun yanında ekonomik ve özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik taleplerini de büyük bir kararlılık ve çoğunluk sesiyle dile getirmektedirler” dedi.

    Kuruoğlu’nun açıkladığı anket sonuçları:

    Genel Başkan Levent Kuruoğlu’nun açıkladığı anket sonuçları;

    MEVCUT EKONOMİK DURUM VE ETKİLERİ

    1. Kredi Kartı Kullanımı: %61’i kredi kartı borcunu düzenli, %24,1’i sadece asgari tutarını ödeyebildiğini, %11,4’ü ise düzenli ödeyemediğini belirtmiştir.

    2. Aylık Bütçede En Çok Yer Tutan Harcama Kalemi: %50,9’u kredi/borç ödemeleri %33,3’ü gıda harcamaları, %9,7’si kira ödemeleri, %2,7’si eğitim harcamaları %2,4’ü faturalar

    3. Mevcut Kredi/Kredi Kartı Borç Miktarı: %51,4’ü 0-200 bin lira, %17,9’u 200-400 bin lira, %7,2’si 400-600 bin lira, %6,1’i 800 bin lira üstü, %2,9’u 600-800 bin lira, borcu olmayanların oranı ise %14,4 olarak belirlenmiştir.

    4. Aldığı Maaştan Ay Sonunda Para Kalıp Kalmadığı: %81,1’i ay sonunda hesabında/cebinde para kalmadığını, %18,9’u ise kaldığını belirtmiştir.

    5. Aldığı Maaş ile Tasarruf Yapma İmkânı: %90,1’i aldığı maaş ile tasarruf yapma imkanı bulamadığını, %6,8’i tasarruf yapabildiğini, %3,1 ise çok az miktar da olsa yapabildiğini belirtmiştir.

    6. Ek İş Yapma Durumu:

    %17,6’sı mesleği ile ilgili ek iş yaptığını, %35,8’i yapmayı düşündüğünü, %44,8’i yapmadığını, %1,8’i de gerek duymadığını belirtmiştir.

    %10,3’ü mesleği ile ilgili olmayan ek iş yaptığını, %33,2’si yapmayı düşündüğünü, %54’3’ü yapmadığını, %2,3’ü ise gerek duymadığını belirtmiştir.

    7. Mevcut Ekonomik Durumunun Eskiye Göre Karşılaştırması: %86,3’ü mevcut ekonomik durumunun eskiye göre daha kötü olduğunu, %10,1’i aynı olduğunu, %3,6’sı ise daha iyi olduğunu belirtmiştir.

    8. Aldığı Maaşın Tatil Yapma Kararına Etkisi: %96,8’i aldığı maaşın tatil yapma planını olumsuz etkilediğini, %2,7’si etkilemediğini, %0,5’i ise olumlu etkilediğini belirtmiştir.

    9. Aldığı maaşın Evlilik/Çocuklarını Evlendirme Kararına Etkisi: %90’ı olumsuz etki yaptığını, %9,5’i etkilemediğini, %0,5’i ise olumlu etkilediğini belirtmiştir.

    10. Aldığı Maaşın Mesleki Motivasyonuna Etkisi: %85,9’u olumsuz etkilediğini, %13,1’i etkisinin olmadığını, %1’ise olumlu olumlu etkilediğini belirtmiştir.

    11. Aldığı Maaşın Mesleki Aidiyetine Etkisi: %78’i olumsuz etkilediğini, %17,8’i herhangi bir etkisinin olmadığını, %4,2’si ise olumlu etkilediğini belirtmiştir.

    12. Ekonomik Kaygıların Aile İçi İlişkilere Etkisi: %79,2’si olumsuz etkilediğini, %20,3’ü etkisinin olmadığını, %0,5’i ise olumlu etkilediğini belirtmiştir.

    ÜLKE EKONOMİSENE YÖNELİK ALGI VE BEKLENTİLER

    1. Mevcut Enflasyon Rakamlarına Olan Güven: %97,5’i TÜİK’in açıkladığı rakamlardan daha fazla enflasyon olduğuna inandığını, %1,3’ü açıklanan rakamlara inandığını, %1,2’si ise TÜİK’in açıkladığından daha düşük enflasyon olduğuna inandığını belirtmiştir.

    2. Fiyat Artışlarının Nedeni: %74,9’u ülkedeki fiyat artışlarının sebebinin ekonominin kötü yönetilmesinden kaynaklı olduğunu, %11,2’si yerli üretimim yeterli olmamasından, %9,2’si fırsatçılardan, %1,9’u döviz kurundan kaynaklı olduğunu ifade etmiştir. Geriye kalan %2,8 ise hepsinden kaynaklı olduğunu belirtmiştir.

    3. Ekonominin Gelecekteki Durumuna Yönelik Beklenti: %57,6’sı daha iyi olacağına inanmadığını, %37’9 inanmak istediğini, %4,5 ise inandığını belirtmiştir.

    4. Eğitim Çalışanlarının Ekonomik Durumlarının İyileştirileceğine Yönelik İktidara Olan Güven: %76,5’i ekonomik durumlarının iyileştirileceğine dair mevcut iktidara inanmadığını, %21,8’i inanmak istediğini, %1,8’i ise inandığını belirtmiştir.

    5. MEB, Açık öğretim, ÖSYM, vb. Sınav Ücretlerine Yönelik Beklenti: %95,4’ü ücretlerin artırılmasını talep etmektedir. %2,2’si ise yeterli olduğunu belirtmiştir. Geriye kalan %2,4’ü ise görev almadığını, angarya olduğunu, ücretlerin daha da düşürülmesi gerektiğini, ücretsiz olması gerektiğini vb. ifade etmiştir.

    6. 24 Kasım’da Eğitim Çalışanlarının İktidardan Talepleri: 24 Kasımda birer maaş ikramiye beklentisi %66,8 olarak, maaş zam oranının artırılma beklentisi %56,6, eğitim öğretim ödeneğinin bir maaş tutarına eşitlenme beklentisi %48,4, ek ders ücretlerinin arttırılması beklentisi %47,8, seyyanen zam beklentisi %35,2 olarak gerçekleşmiştir. Hiçbir beklentim yok olarak işaretleyenlerin oranı ise %11,7 olmuştur.

    Anketten çıkan sonuçları değerlendiren Hürriyetçi Eğitim Sen Genel Başkanı Levent Kuruoğlu, Eğitim çalışanlarının ekonomik durumu ile ilgili tablo iç açıcı değildir. Bir yandan çocuklarımızı eğitmek ve geleceğimizi inşa etmek için varını yoğunu ortaya koyarken diğer yandan kendisi de var olma mücadelesi içindedirler” dedi.

    Anket sonuçlarını değerlendiren Genel Başkan Levent Kuruoğlu şunları kaydetti.

    EĞİTİM ÇALIŞANLARININ EKONOMİK DURUMU

    • Eğitim çalışanları kredi kartına bağımlı hale gelmiştir. Her ne kadar kredi kartı kullanımı kolaylık olarak gözükse de neredeyse yarıya yakını kredi kartı borcunu düzenli ödeyememekte ya da asgari tutarını ödeyerek devam etmek zorunda kalmaktadır ki bu da faiz yükünü artırmakta ve çalışanları daha da kötü duruma sürüklemektedir.
    • Eğitim çalışanının aylık bütçesinin yarısını kredi ve borç ödemeleri oluşturmaktadır. Geriye kalan miktar da gıda ve kira harcamalarına gitmektedir.
    • Eğitim çalışanlarından kredi veya kredi kartı borcu olmayanların oranı sadece 14,4’tür. Geriye kalan %85’lik kesimin kredi veya kredi kartı borcu bulunmaktadır. Ankette harici borçları sorulmamıştır. Bu da eğitim çalışanlarının borç içinde olduğunu göstermektedir. Özellikle kredi ve kredi kartı borcuna yönelik maaş bankalarının eğitim çalışanlarına yönelik yapılandırma, düşük faiz oranı vb, imkanlar sunması belki yararlı olacaktır.
    • Eğitim çalışanının ay sonunda aldığı maaştan cebine bir şey kalmamaktadır. Hal böyle iken geleceğe yönelik tasarrufta yapamamaktadır.
    • Bu durum eğitim çalışanlarını ekonomik durumlarını iyileştirmek için ek iş yapmaya itmektedir. Eğitim çalışanlarımızın yarıdan fazlası mesleği ile ilgili veya meslekleri ile ilgili olmayan ek iş yapmakta veya yapmayı düşünmektedir. Bu da eğitim çalışanlarının iş yaşam dengesini yaşam aleyhine olumsuz etkilemektedir. Aileye ayrılan süre giderek azalmaktadır.
    • Eğitim çalışanlarının aldığı maaş tatil yapma planını olumsuz etkilemektedir. Eğitim çalışanlarının neredeyse tamamı (%97) bu konuda olumsuz etkilendiğini ifade etmektedir.
    • Eğitim çalışanının aldığı maaş evlenme kararını veya çocuklarını evlendirme kararını olumsuz etkilemektedir (%90).
    • Alınan maaş maalesef eğitim çalışanlarının mesleki motivasyonunu ve mesleki aidiyetini de olumsuz etkilemektedir.
    • Eğitim çalışanlarının ekonomik kaygıları aile içi ilişkilerini de olumsuz etkilemektedir.

    ÜLKE EKONOMİSENE YÖNELİK ALGI VE BEKLENTİLER

    • TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına neredeyse tüm eğitim çalışanları inanmamaktadır. Mevcut enflasyonun çok daha yüksek olduğunu düşünmektedirler.
    • Eğitim çalışanları fiyatlardaki yükselişin nedeni olarak ekonominin kötü yönetilmesini görmektedirler. Bunun yanında yerli üretimin az olduğunun, dövizdeki artışların fazla olmasının ve fırsatçıların da fiyat artışlarında etkili olduğunu ifade eden eğitim çalışanları da olmuştur ki bu sebepler de kötü ekonomi yönetiminin parçasıdır.
    • Eğitim çalışanlarının sadece %4,5’i ülke ekonomisinin gelecekte daha iyi olacağına inanmaktadır. Yarıdan fazlası inanmamaktadır. Geriye kalan ise inanmak istediğini ifade ederken aynı zamanda umutsuzluğunu da perdelemeye çalışmıştır.
    • Mevcut iktidarın eğitim çalışanlarının ekonomik durumunu iyileştireceğine inananların oranı ise sadece %1,8’dir. Eğitim çalışanlarının iktidara bu konuda maalesef inancı kalmamıştır.
    • Eğitim çalışanlarının neredeyse tamamı (95,6) sınav görev ücretlerinin yükseltilmesini talep etmektedir. Ekonomik olarak zaten güç durumda olan eğitim çalışanları ekstra görevlerle bu durumu biraz olsun iyileştirme umudu taşımaktadırlar.
    • Eğitim çalışanları, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde iktidarın ekonomik durumlarını iyileştirmeye yönelik bir çok beklentileri bulunmaktadır. Bunların başında sırasıyla, 24 Kasım’da bir maaş ikramiye, maaş zam oranının artırılması, eğitim öğretim ödeneğinin bir maaş tutarına eşitlenmesi, ek ders ücretlerinin arttırılması beklentisi, seyyanen zam beklentisi gelmektedir.
  • Sendikalar, Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifini MEB önünde protesto etti

    Sendikalar, Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifini MEB önünde protesto etti

    Eğitim Sendikaları, Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’nin TBMM’de görüşülmeye başlanmasını Milli Eğitim Bakanlığı önüne siyah çelenk bırakarak protesto etti. Meclis’e yürümek isteyen eğitimcilerin TBMM Çankaya Kapısı’nın kapısının karşısında bulunan Türkiye Belediyeler Birliği’ne kadar yürümesine izin verildi. Burada basın açıklaması yapan Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, “Öğretmene ‘gerektiğinde seni akademiden atarım’ diyen bu kanun, iktidarın mülakatla yapamadığını kanun yoluyla gerçekleştirme planıdır” dedi.

    Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi’nin Meclis’te görüşülmeye başlanmasını protesto eden Eğitim-İş, Eğitim-Sen, Hürriyetçi Eğitim Sen, Anadolu Eğitim-Sen, Teç-Sen ve Öğretmen Sendikası üyeleri ve yöneticileri, Milli Eğitim Bakanlığı önünde protesto etti, siyah çelenk bıraktı. Eğitimciler, “Öğretmen düşmanı ÖMK’ye hayır, eşit işe eşit ücret, patronlara değil öğretmene güvence, ücretli köle olmayacağız” sloganları attı. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan TBMM’ye yürümek isteyen eğitimcilerin TBMM Çankaya Kapısı karşısındaki Türkiye Belediyeler Birliği’ne kadar yürümesine izin verildi. Sendika üyeleri ve yöneticileri, burada basın açıklaması yaptı.

    Milli Eğitim Bakanlığı önünde bir araya gelen 6 sendika üyeleri ile yöneticileri, Soma’dan Ankara’ya iş güvenliğindeki eksiklikler ve düşük ücretleri protesto etmek için yürüyüş başlatan ve Ankara’nın girişinde polis ekiplerince engellenen Fernas Madencilik İşçileri için “Fernas işçileri yalnız değildir” sloganı attı.

    Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, şunları söyledi:

    “Bu meslek kanununu eğitimin bileşenlerine sormadan bakanlığın, sarayın koridorlarında hazırlayanlara itirazlarımızı dikkate almayanları buradan protesto ediyoruz. Bu bir meslek onuru mücadelesidir.

    Öğretmenin adı var, fikri ve talepleri yok. Biz bu meslek kanununa geçit vermeyeceğiz. Bir ülkenin gerçek gücü öğretmenine verdiği değer ile ölçülür. Öğretmenlik mesleği, diploması yok sayılan bir meslek haline getirilmelidir. Bu kanun öğretmenleri ‘kursiyer’ seviyesine indirgemekte, fakat onlara memurlardan daha ağır disiplin cezaları uygulanacağını öngörmektedir. Öğretmene ‘gerektiğinde seni akademiden atarım’ diyen bu kanun, iktidarın mülakatla yapamadığını kanun yoluyla gerçekleştirme planıdır. Yani iktidarın kendi memurunu yaratma projesidir.”

    Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ise şöyle konuştu:

    “Bakanlık eğitim emekçilerinin uyarılarını dikkate almıyor. Bu nedenle eğitim emekçilerinin hiçbir sorununu çözmeyen meslek kanunu karşısında 6 sendika birlikteyiz. Umarız ülkeyi karanlık bir tabloya mahkum etmezler.

    Eğitimde uzun zamandan beri ciddi bir dönüşüm yaşanıyor. 4+4+4 sistemi ile başlayan ve bugün Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile taçlandırılmaya çalışılan çok ciddi bir dönüşüm süreci oldu. Gerici, ırkçı, tarikatlar ve cemaatler ile ortaklaşa yapılan bir yaklaşımla karşı karşıyayız”